GAP Gazeteciler Birliği ve yerel medya
Hükümet ister ciddiye alsın, ister almasın, eğer Türkiye’de olup bitenleri halkımıza doğru dürüst anlatmak ve güven oluşturmak istiyorsa, yerel medyanın güçlenmesi için elinden geleni yapması gerekir.
Aydın Doğan’ın sahipliğini veya vekilliğini ya da zorunlu olarak kendisine mahkum ettiği, yarı bağımlı yarı bağımsız gazete, televizyon ve dergilerin; sırf imtiyazları için, ülkemiz ve halkımıza karşı yaptıkları iftira, yalan ve menfaat kokan haber, yorum ve köşe yazarlarının etkisinden kurtulmak adına, yerel medyanın güçlenmesi şarttır.
Şimdiye kadar GAP Gazeteciler Birliği sayesinde tanışma imkanı bulduğum; Diyarbakır, Batman, Kahramanmaraş, Urfa, Elazığ, Malatya, Şırnak, Mardin, Gaziantep, Adana, Hatay gibi illerimizde samimi bir şekilde görev yapan medya sahip ve çalışanlarıyla yaptığım sohbetlerde gördüm ki, yerel medyanın halka daha çok yayılması lazımdır.
Yukarıda sözünü ettiğim ulusal medya kuruluşlarına halkımızın güveni sıfır olsa da “iftira at, tutmazsa izi kalır” sözü gereğince en azından izi kalıyor. İftira ve yalan haberleri öyle bir günde temizlemek veya doğrusunu yazmak da kolay olmuyor.
Yerel medyada vazife yapan emekçiler, ulusal medyada yayınlanan ve içinde yalan olan bir haberi doğrultmak adına, hükümet nezdinde veya diğer kurum ve kuruluşlarda istedikleri makama ulaşarak irtibat kuramıyor ve doğru bilgileri hemen alamıyorlar.
Hükümet, valilikler ve kaymakamlıklar nezdinde yerel medya mensuplarına yardımcı olacak şekilde bir düzenleme getirmezse, o bölgelerde yaşayan halkımız, ulusal medyanın yalan ve iftira haberleriyle baş başa bırakılmış olur ki, halkın da yerel gazetecilerin de doğru haberlere ulaşması imkansızlaşır.
Türkiye’nin her yerinde yerel medyanın hızlı ve güvenilir bir şekilde bölge halkına ulaşabilmesi ve doğru bilgiler aktarabilmesi, insan haklarından tutun da, demokrasinin yerleşmesine kadar çok önemli vazifeler ifa edecektir.
Aydın Doğan medyası gibi yerel medya canı her istediğinde iftira ve yalan haber yapamaz. Çünkü yerel medyada haberi yazanların, yorumlayanların, okuyanların günün birkaç saati içerisinde şehrin her herhangi bir caddesinde yüz yüze gelme imkanları vardır.
Anadolu’da, “Bakan değil, gören göz utanır,” diye bir kaide vardır. Hiç kimse kolay kolay Aydın Doğan ve adamları gibi yüzsüzlük yaparak, doğru olmayan haber yapamaz. Yaptığı takdirde zaten halk kendiliğinden; “iftiracı, bühtancı, yalancı” ilan eder ve ilk yarım saatte o medya kuruluşu kabuğuna çekilmek zorunda kalır ve bir daha da yüzüne bakılmaz.
GAP Gazeteciler Birliği’nin geçen hafta sonu yapılan kongresine katılan üyeleri arasında gördüğüm sıcak diyalog sayesinde şehirlerine olsun, ülkemize olsun, yapmak istedikleri hizmetleri dinleyince bir kere daha anladım ki, bir kısım ulusal medya, ülke üzerinde devamlı korku tünelleri açıyor ve hiçbir tünelin sonunda da ışık göstermiyor.
Hükümetin bu konuda önemli adımlar atması kaçınılmaz bir gerçektir. Anadolu’nun her yerinde kaymakamlıklar ve valilikler aracılığıyla yerel medya ile “kırıcı, dökücü, kavgacı ve yukarıdan bakan bir eda” ile iletişim kurmadan; halktan biri olarak iletişime geçmeli ve devlet adına, hükümet adına doğru bilgilendirme yapmalılar.
Mesela Adıyaman Valisi Ramazan Sodan bunlardan birisi. Bir önceki Adıyaman Valisini halkın arasında görmek mümkün değilmiş. Evi Ankara’da olduğu için sık sık ilden ayrılır veya halktan uzak her türlü davete giderek gününü gün edermiş. Bölgeye yaptığım önceki seyahatlerde ben de epey şahit olmuştum.
Adıyamanlılar şimdiki Vali Ramazan Sodan’ı öve öve bitiremiyor. Bu seyahatimde ben de yakından tanıma imkanı buldum. GAP Gazeteciler Birliği kongresine katılarak, neredeyse kongrenin sonuna kadar oturdu, diğer protokole katılanlar gibi konuşma yaparak geçip gitmedi.
Türkiye’nin her yanına böyle valiler lazım. İşte o zaman memlekete sadece cüzdanından bakan medya patronlarının gücü kırılır. Toplumsal kalkınma ile huzur ve güven başlamış olur.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.