İçimizdeki çocuk
Kendimizle ya da insanlarla ilişkilerimizde nasıl davranmamız gerektiğine çoğu zaman içimizdeki çocuk karar verir. O nedenle iç dünyamızda yaşayan çocuğun şekillendiği aile ortamı oldukça önemlidir. Yani aslında hepimiz bizi hayata hazırlayan ebeveynlerimizin birer parçasıyız, onların davranışlarının taşıyıcıyı yapmaktayız. Eğer aile fertleri arasındaki ilişkiler yapıcı ve olumlu ise iç dünyamızda taşıdığımız çocuk, benlik sınırları olan ve kendini değerli görebilen yaşamın olumlu ve olumsuz yönleri ile denge kurabilen biri olacaktır. Aksi takdirde biz bu çocuğun taleplerine yetişmekte güçlük çekeceğiz bu bir gerçek!
Çocukluk döneminde bazı gereksinimlerimiz diğerlerinden daha ön planda tutulur. Bunlar güven, sevgi, sosyalize olma ve onay gibi ihtiyaçlarımızdır. Bu gereksinimlerimiz ebeveynlerimiz tarafından karşılanmadığı takdirde içimizdeki çocukla başa çıkmamız kolay olmayacaktır. Zira benliğimizle bütünleşen çocuk, hemen rencide olmakta ve küçük olayları dahi büyüterek kırılma noktasına gelebilmektedir. Mesela gündelik hayatta karşılaştığınız bir haksızlığa karşı çıkar ve benliğinize yönelen saldırıları bertaraf etmek istersiniz. Fakat harekete geçtiğiniz anda, iç dünyanızda yoğun bir suçluluk duygusu hisseder ve karşı tarafa odaklanırsınız. Çünkü içinizdeki çocuk kendi benlik sınırlarında kaybolmakta ve hiçbir şeye hakkının olmadığına inanıp kendini suçlamaya devam etmektedir. Ya da sosyal bir ortama girdiğinizde kendinizi yetersiz hissediyor ve grubun düşüncesine katılmadığınız halde onaylıyorsunuzdur. Çünkü içinizdeki çocuk, grup tarafından terk edilme, beğenilmeme ve yalnız kalma endişesi taşıyor ve sizi sürekli yönlendiriyordur.
Gündelik hayatta karşılaştığınız birçok olayda sizden önce içinizdeki çocuk konuşur, nasıl davranmanız gerektiğine o karar verir. Çünkü bu çocuk kimi zaman sevgisizliğe terk edilmiş, duyguları bastırılmış ve kendini ifade edememiş bir çocuktur kimi zaman ise öfke ile hareket eden ve kendini savunmaya çalışan biridir. Onunla yaşamak zorunda olduğunuzu bilmelisiniz. Fakat erişkin rolünüzle hareket edip, o çocuğun elinden tutabilmeli ve onu teskin edebilmelisiniz. Çünkü siz her ne kadar erişkinler dünyasında olsanız da, içinizdeki çocuk hep kendi gündemini takip eder, o ne sizi terk eder ne size tabi olur, kendi taleplerini dayatmaya devam eder. O nedenle bir erişkin olarak onu teskin etmek size düşüyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.