Ne Demek “İslami Dayanışma Oyunları”?
İslam ile ilgili her önemli işi bitirdiniz, bir “İslami Dayanışma Oyunları” kaldı, öyle mi?
Ey ülkedeki Batıcı sistem! Yıllardır “laiklik” bahanesiyle İslam ile mücadele ettiniz, onu idareden, hukuktan, iktisattan, eğitim ve terbiyeden, sosyal hayattan, görgü kurallarından uzak tuttunuz, hasbelkader kurulan D 8’leri bile bitirdiniz, şimdi kalkımışsınız, “İslam Sporları” veya “İslam Olimpiyatları” tertipliyorsunuz, öyle mi? Kolları, gerdanları, bacakları çıplak kadınlarınızla?
Ciddi olun biraz! Utanın biraz!
Hani bir şiir vardır, şöyle başlar:
Müslümanlık nerde! Bizden geçmiş insanlık bile...
Adem aldatmaksa maksad, aldanan yok, nafile!
Onun bir yerinde şöyle söylenir:
Irzımızdır çiğnenen, evladımızdır doğranan...
Hey sıkılmaz, ağlamazsan, bari gülmekten utan! ...
"His" denen devletliden olsaydı halkın behresi:
Payitahtından bugün taşmazdı sarhoş naresi!
Aklıma şu atasözü de gelmedi değil: “Her boyayı boyadın bir fıstık yeşili kaldı”.
* * *
Kur’an okurken şu ayetlere geldiğimde başım öne düşer, utanırım, ezilirim, içim parçalanır. Büyüklerin imtihanının ne kadar büyük olduğunu anlar, sükûta boğulurum. Bir de çaresizliğin, yalnızlığın, eli kolu bağlı olmanın ne demek olduğunu düşünürüm. Derdin insanı umutsuzca nasıl konuşturduğunu görürüm.
Olayı biliyorsunuz. O şehri helak etmekle vazifeli melekler genç erkek kılığında Lut’a (as) geldiklerinde onlara tecavüz etmek isteyen eşcinsel, homoseksüel, luti, p… kavmi, kâfirliğin üstüne bir de ahlaksız, şerefsiz, haysiyetsiz, iffetsiz olmakla tüy dikmiş çirkef kavmi kapıya dayanmış, o aziz peygambere, “misafirlerini bize teslim et, ırzlarına tecavüz edelim” demektedirler. O da çaresizlik içinde bakın ne diyor:
“Lût'un kavmi, koşarak onun yanına geldiler. Daha önce de o kötü işleri yapmaktaydılar. (Lût): «Ey kavmim! İşte şunlar kızlarımdır (onlarla evlenin); sizin için onlar daha temizdir. Allah'tan korkun ve misafirlerimin önünde beni rezil etmeyin! İçinizde aklı başında bir adam yok mu!» dedi.”(Hud, 78)
Feryada bakar mısınız? “İçinizde aklı başında bir adam yok mu?”
Yok işte, yok!
* * *
Hz. Lût'un ikamet ettiği Sodom halkı, inkârcı oldukları gibi ahlâksızlık ve sapık ilişkiler içinde bulunuyorlardı. Şehir halkı hemen Lût'un evine doğru akın etmeye başladılar. Peygamber, kavminin babası hükmünde olduğu için onların kızlarını kendi kızları yerinde kabul edip kavminin onlarla evlenmelerini teklif ederek misafirlerini korumaya çalıştı. Ama nafile. Bu surette insan, hakikatte hayvandan sapık alçaklara umutsuzca bakarak, “İçinizde aklı başında bir adam yok mu?” diyordu.
Bazen benim de böyle şaşırıp kaldığım, kendi kendime “İçinizde aklı başında bir adam yok mu?” diye mırıldandığım oluyor. İşte onlardan birisi de “2017 İslami Dayanışma Oyunları” etkinliğidir. Bu kadar ciddi bir organize var. Bu kadar katılan devletler var. Bu kadar sporcular var. Yahu içinizde aklı başında bir adam yok mudur?
Ne demek “2017 İslami Dayanışma Oyunları”?
İslam’a dair her emri yerine getirdiniz de bir spor / olimpiyatlar mı kaldı?
Sonra yaptığınız sporun İslam ile ne alakası var?
İslam’ın böyle bir emri mi var?
İslam bu kılık ve kıyafetle, bu ahlak ve tavırla onay verir mi yaptığınıza?
Ne diye kendi hevanıza “İslam” adını reva görüyorsunuz?
Bu spor oyunları ne katkı sunar İslam’a?
* * *
Zannedersem maksadınız İslam ülkelerini, ya da eskiden dediğimiz gibi “halkı Müslüman olan ülkeleri” birbirine yakınlaştırmak, tanıştırmak, kaynaştırmaktır. Tamam kardeşim, maksadınıza uygun bir isim bulamaz mısınız? İslam’ı ne diye alet ediyorsunuz?
Bilmem anlar mısınız, size bir örnek vereyim. Selef-i salihin Kur’an ve sünnetin dışında kendi içtihatları ile tespit ettikleri emir ve yasaklara, kanunlara, “İslam kanunları” veya “Allah Teâlâ’nın kanunları” demezlerdi.
Neden mi?
Şayet bir hata varsa İslam’ın üstünde kalmasın, bizim üstümüzde kalsın diye. Yanlış ise bizim yanlışımız olsun diye.
Şimdi burada İslam ve sporu anlatacak değiliz. Asrı saadette spor hakkında bilgi verecek de değiliz. Evet, dinimizde spor var. Ama bugünkü sportif faaliyetlerin ne amacı, ne ahlakı, ne ruhu, ne kılık kıyafeti o sporlara benzemiyor. Bugünkü basit bir batı taklidinden başka bir şey değil. İnsanın ömrünü israf etmesinden başkası değil. Af buyurun, çoğu da İslami bir hayattan uzaktır, serseri kalmaktır. Allah aşkına koca bir ömrün bir spora harcanmasına İslam’ın onay vermesini mi bekliyorsunuz?
* * *
Ne olmuş?
24 Temmuz 2014'te Suudi Arabistan'ın Cidde kentinde İslami Dayanışma Spor Federasyonu'nun (ISSF) 8. Genel Kurulu sonrası, Azerbaycan Cumhuriyeti Milli Olimpiyat Komitesi Başkan Yardımcısı Cengiz Hüseyinzade, Bakü 2017 Organizasyon Komitesi CEO'su Könül Nurullayeva ve İslam Dayanışma Oyunları'nın işçi grubunun üyesi Mehman Kerimov, Bakü şehrinin tanıtımını yapmış. Ardından federasyon kurulunda oylama gerçekleşmiş ve oy birliğiyle organizasyonun ev sahipliğine Bakü seçilmiş. Şimdi ise zamanı gelmiş, 4. Sefer SSF'nin mevcut 57 üyesinden 54'ü organizasyona katılmıştır. Kalan üç üyeden Libya ile Sudan Bakü'de yer almama kararı vermiştir. Diğer üye Kuveyt'te ise Kuveyt Olimpiyat Komitesi'nin cezası sebebiyle, Kuveytli sporcuların "Bağımsız ISSF Sporcuları" olarak katılımı gündeme gelmiş ancak bu durum da gerçekleşmemiştir. Teknik bilgi için şu adresi tıklayabilirsiniz: https://tr.wikipedia.org/wiki/2017_%C4%B0slami_Dayan%C4%B1%C5%9Fma_Oyunlar%C4%B1
Batı taklitçiliği bizleri nerelere kadar götürdü bakar mısınız?
O hadisi hatırlamamak mümkün mü? Ebu Saîd el-Hudrî’nin aktarımına göre, Allah’ın Resûlü şöyle buyurdu:
“Sizler karış karış, arşın arşın sizden öncekilerin yolunu izleyeceksiniz, onların inançları ve yaşayışlarını ölçü edineceksiniz. Şayet onlar insanın giremeyeceği küçük bir keler / kertenkele deliğine girecek olsalar, siz de onları takip edeceksiniz.”
Hz. Peygamberin gelecekle ilgili bu ürpertici açıklaması üzerine biz sahâbîler sordular:
"Ya Resûlellah! İzlerini takip edeceğimiz bu topluluklar Yahûdiler ve Hristiyanlar mı olacak?"
Şöyle buyurdu: “Ya başka kimler olacaktı?” (Buhari, Enbiya 50; Müslim, İlm 6)
* * *
Tamam, madem şuursuzca işler yapıyor, kızlı erkekli açık saçık eğleniyorsunuz, canınız oyun ve eğlence istiyor, yapın, hesabını siz verirsiniz, fakat hiç olmazsa azıcık akıllı, insaflı ve hayalı olunuz da bu keyfinizin adını “İslam” diye koymayın. Bari İslam’ın adını araya vermeyin.
Ey kötü taklitçiler, siz hiç taklit ettiklerinizin etkinliklerine “Yahudi veya Hristiyan dayanışması oyunları” dediklerini duydunuz mu?
Utanın be utanın!
“İçinizde aklı başında bir adam yok mu?”