Delilik Çılgınlık Türleri
Cep telefonun deliliği: Bunun kendi içinde türleri vardır: Normal cep telefonu delisi… Cep telefonu zır delisi… Cep telefonun zır zır delisi…
İhtiyacının çok üzerinde lüks ve pahalı otomobil edinme ve bununla kasılıp övünme delisi.
Lüks ev deliliği.
Lüks, pahalı yemek yeme, restoranlara çuvalla para ödeme deliliği.
Kendini beğenme deliliği.
Futbol holiganlığı veya deliliği.
Cemaatçilik ve tarikatçılık deliliği. (…çilik dedim, cemaatli veya tarikatli olmaya bir şey dediğim yok.)
Günde bir saat gıybet, iki saat dedikodu, bir buçuk saat gevezelik ve zevzeklik eden dilbaz deliler.
Hınzır deliler.
Geri zekalı salak deliler.
Süperiyör=üstün deliler.
Manyak deliler.
Hinoğlu hin deliler.
Deliler akıllılara ne der? Deli der deli!..
Delilerin akıllı dedikleri kimseler gerçekten akıllı mıdır?
Delilerin arasına düşen akıllılar ne yapmalı? Deli taklidi yapıp kaçıp gitseler mi?
Delilikten en fazla yarar sağlayanlar kimlerdir? Deli doktorları…
Herkesten akıllı görünen deliler varmış.
Fiil çekimi: Ben deliyim, sen delisin, o deli, biz deliyiz, siz delisiniz, onlar delidir.
Son bayramı kutladın mı?.. Ayol, son bayram olur mu, deliye her gün bayramdır.
Delidir, ne yapsa yeridir.
Onların da hakları var. Senede üç gün deliler bayramı olsun.
Deliler bayramı hafta sonuna denk gelirse beş gün eder, beş milyon kişi deliler bayramına çıkar, yollar tıkanır, üç saatte gidilecek yere on iki saatte gidilir, ah ne güzel bayram olur.
Mangallı piknik delisi, mangalı delice üflerken mosmor olmuş, kalp krizi geçirmiş.
Deliler bir saatte yapılan ızgaraları on dakikada çılgınca yiyip bitirmişler; bitince birbirlerine bakınıp daha yok mu demişler.
Delinin biri, oruç tutanlar, tutmayanlara mahalle baskısı yapıyor, böyle bir şey Kemalizme aykırıdır demiş.
Bir başka deli, Osmanlının 622 senede yapamadığı tren yollarını Cumhuriyet yirmi senede yaptı demiş.
O adam, ben fıttırığım ama deli değilim, bana deli diyenin ağzını yırtarım demiş.
O deli, ailesinden ileride gelecek yedi kuşağa yetecek servet yığmış, hâlâ malı götürüyormuş.
Dünya iki deli krala dar gelmiş, kırk akıllı bir kilime sığmış.
Deliler ağacın dibinde konser vermiş, bütün ham meyveler yere düşmüş.
Deli kız, manken olmak için evden kaçmış, üç ay sonra randevu evinde bulunmuş.
Delinin biri, lüks ihtişamlı turistik yedi yıldızlı açık büfeli tantanalı velveleli debdebeli umreye gitmiş, tam elli bin dolar harcamış.
Deli zengin iftar çadırının kapısına ismini kocaman harflerle yazdırmış.
Deli karı, bütün bir ekmeği, bayatladı diye çöpe atmış.
O deli, şişmanlamamak için ekmek yemiyor, her yemekten iki tabak yiyormuş.
1912’de delinin biri, yeni yapılan Titanic transatlantiği için “O kadar sağlam ki, bunu Tanrı bile batıramaz” demiş, gemi ilk seferinde batmıştı.
Delinin başına Frenk şapkası geçirmişler, herif akıllı ve uygar olacağına, büsbütün delirmiş.
Latin deli, Ladino deli, Hispanik deli…
Mahalli deli, uluslararası deli.
Delilerin önderi… Kuyruk deli…
Büyük deli, küçük deli.
Beş yıldızlı süper deli.
Her biri bir türlü deli.
Ne çok deli var!..
Deliler savaşı.
**
VİCDANSIZLAR!
Bir vilayet merkezinde iki vicdansız genç, yanlarındaki iki azgın köpeği, bir sokak köpeğine saldırtmışlar. Zavallı köpek parçalanırken bıçaklarını çekip hayvana vahşice vurmuşlar.
Bu hadisenin kamera filmleri varmış.
Türkiye cinnet geçiriyor… Bu yapılan, vahşetin ötesinde bir canavarlıktır.
Gün geçmiyor ki, bir yerde sokak kedileri ve köpekleri öldürülmesin.
Merhametsiz insanlar dağlarda ormanlarda kuş ve hayvan bırakmadı.
Çocukluğumda dere kenarlarında kunduzlar vardı… Keklikler, toy kuşları, üveyikler, sülünler, ismini bilmediğim rengârenk tepeli kuşlar…
İstanbul Boğazı’nda ve Marmara’da üç yüz çeşit balık vardı. Onların onda dokuzunu yok ettik. Denizleri bile kuruttuk.
Kökü kurutulamayan bir yaban domuzları kaldı.
Merhamet etmeyene merhamet edilmez.
Bunca vahşetin sonunda azap ve belâ gelmesinden korkuyorum.
Aklı olan herkes sadaka versin, iyilik yapsın, Allaha sığınsın.
Kötülüklere üzülmeyen, onları kötülemeyen, protesto etmeyen sahte iyiler de kötüdür.