Ahmet Doğan İlbey

Ahmet Doğan İlbey

Gönlüme Düşenler-2

Gönlüme Düşenler-2

ÖZEL BEYZA FEN VE ANADOLU LİSESİ’NDEN EDEBÎ BİR DERGİ: “AYIŞIĞI”

Kitaplar, dergiler hayatımın bir parçası. Bunlar olmadan yaşadığımın farkına varamam.  Olabildiğince takip ederim. Bazen arar bulur, bazen dostlar getirir. Kitapsız ve dergisiz kalmam şükür.

Şu sıra başucumda birkaç kitap ve dergi var. Bu hafta “AYIŞIĞI” adlı bir dergiden bahsetmek istiyorum. Kahramanmaraş Özel Beyza Fen ve Anadolu Lisesi’nin çıkardığı kültür ve edebiyat dergisi “Ayışığı”, adı ve hurufat estetiğiyle, kapağı ve mizanpajıyla usta bir kültür ve edebiyat dergisi sûret ve sîretiyle yayınlanmış bu kez.

Mayıs 2017 sayısıyla çıkan derginin kapağında edebî gözümüze ve zihnimize ilk çarpan bir ibare var. Gençlik zamanlarımda âmâ üstadım diye hitap ettiğim ve okudukça heyecanlandığım Cemil Meriç’e ait bir ibare bu: “Karanlıkları devirmek ve aydınlık bir çağın kapılarını açmak için en mükemmel silah: Kalem!”

Bir daha ifade edelim ki, Ayışığı bu sayısıyla şiir, nesir örnekleri, hikâye, mektup, söyleşilerle zengin bir muhtevaya sahip. Sayfalarda edebî dergi hüviyetini aşmayacak kadar sanatlı, anlamlı resimler isabetlice yer alıyor.

Böylesine anlamlı, hüzünlü ve aynı zamanda şirin bir dergiye imtiyaz sahibi Özel Beyza Fen ve Anadolu Lisesi Müdürü şair Mustafa Köneçoğlu’nun, editör Bilge Kepek’in, yayın kurulunda yer alan Hulusi Demir, Sibel Kök ve Anıl Tombul’un emeğinin geçtiğini öğreniyoruz. Şair Köneçoğlu “Yazmak, Okumak ve Yolda olmak” başlıklı başyazısında dergiye öğretmenler kadar öğrencilerin de emeğinin geçtiğini anlatıyor.

Derginin zengin bir muhtevaya sahip olduğunu belirtmiştim. İçindekiler kısmını paylaştığımızda bunu anlamak mümkün. Okulun eski edebiyat öğretmenlerinden şair Memduh Atalay’ın “Ben Yufka Yürekli Çoban” şiiriyle başlıyor dergi. Sırasıyla:

Pelin Salıkutluk / Boğulan Balıklar, Ökkeş Burun / Vuslat, Gülce Kırsoy / Çağın İnsanı, Ahmet Turan / Vasiyet, Ahsen Simonur Turnalı / 15 Temmuz, Hande Narlı / Büyüyemeyen Çocuklar, Bilge Doğan Kepek / Allah Bizi Bırakmaz, Ebrar Akkaya / Fikir Silsilesi, Sibel Kök / Hiçlenmeler, Zeynel Abidin Şenkaya / Ümit Işığı, Mehmet Güvenen / Uzaktaki dosta mektup, Burak Karadaş / Hayâlden gerçeğe zafere doğru, Ayşe Melike Kömür / Bu cennet vatanı, Ahmet Taha Özdemir / 15 Temmuz destanı, Esra Elmas-Nida Gizem Duman-Zeynep Sapan- Sibel Kök / Naime Erkovan ile söyleşi, Hulusi Demir / Sen vardın, Fethiye Kurt / 45 Yaşımdaki kendimden mektup, Mehlika Rana Arıkmert / Maral,  Zeynep Sapan / Sokak çocukları, Gonca Gül Gümüştoka / Anneme mektup,  Muhammed Ali Koç / Batının Türkiye gençliği üzerindeki etkisi,  Mehlika Rana Arıkmert / 15 Temmuz yiğitlik destanı, Pınar Büyükçapar / Hayâl içinde hayat,  Mustafa Konuş / Popüler Kültürle gelen teşhircilik, Nilüfer Bülbül / Çırpınış, Melda Sultan Aslan / Suretsiz Âşık.

-------------------------------------------------------

TÜRKÜDARIN TÜRKÜLERİ MÜDAFAASI

Bu ülkede, yâni İslâmların, yâni Türklerin ülkesinde hem türküdar, hem şair olmak, Batıyla hoşbeş ettiğimiz zamanlara da kadar gönüllerde iktidarı ve itibarı olan bir sıfattı. Hikâyesi uzun. Modernleşmeyle beraber kültür değişmeleri hızlandı ve bu iki sıfatın kadri bilinmez, değeri anlaşılmaz oldu vesselâm.

Sadede geleyim, Fikir Dükkânı’nın gönlünde bu sıfatları haiz dost türküdar Fazlı Bayram gönlünden kopan duyguları mısralara çekip, dergâh menşeli türküleri zikir niyetine dinleyen bu fakire göndermiş. Ehl-i dille paylaşmazsam olmaz:

“Sundurma

mızrabı içeri değil / dışarı atacağız bu gece / erenlik dozu düşük / alp’lık dozu yüksek Türküler / çalacağız / medeniyet coğrafyamızdan / ülkendeki kuşlara haber salacağız / künde üstüne künde vuracağız boynuna / gaiblerden gelen sesin / Celal Oğlan’ın acısına değil de / Drama mapusundaki Hasanın / trajedisine yanacağız / ağlayacak / ağlayacağız iç gözümüzle / vecd fazlası olursa korkma / tutar çıkarırım hafif meşrep bir Türküyle / itidal tavsiye etmek değil / seni itidale çekmek bunun adı / dalgalı deniz gibi / sonra bin miligram daha / Ziyaya ağlamayacağız bu gece / efelerle zikredeceğiz / araya girenlere / kol kanat gereceğiz / öfkelenmek yok / herkes Türk’ü dinlemeyi bilecek / diye bir şey yok / dinlemezlerse Türk’ü dinlemesinler bakalım / bu şehir Cuma günü yazıldı sana / bana Cuma günü açıldı kapıları / saçıldı defterler ortaya yine / her Cuma böyle değil mi / işimize de böyle gelmez mi zaten / yakalım mı ezberleri ne dersin / bu gece dinamitler senden / kor ateşler benden / nihilizm de kapıya geldi madem / bir ıbrık Türkü daha akıtalım kalplere / haftayı temize çektik yine / maişet savaşımızdan geriye bu gece kaldı / aldı sel oldu sel aldı / ateş çemberlerimizi gece sana / gündüz bana kaldı / bakalım senin yolundan çekilenler / benim yolumdan da çekilecekler mi / kahinler mısralarıma sövecekler mi / neyse gene de birkaç mızrap da / içeri atalım / sen seversin Sivası / Sivastan Memduh Hocamı / Muhsin Başkana sayarsın / İdeolojiler de bitti be abi / ne dersin / gel biz de bir umre yapalım / inad etme bu daha iyi / alsan da iyi kırmızı gülü satsan da / tartsan belki yetmez bizim okka / ehli gülü ancak gülle tartabilmiş / gülü güle tutmuş / ne yapsa güle bakmış / kırmızı güle sormuş her işi / gönül aynasını gülle parlatmış / burada kesmek zorundayım / girenler oldu araya / hani bir Türkü mırıldanmaya başlarsın da / yanındaki hemen daha yüksek bir sesle / başka bir şarkı söyler ya / arkadaşların da / bir şeyler yazacağı tuttu / Allahtan bu gdh’en var da / Allah var iyi çocuklar / ağızları da cıvık iyi ki / yoksa / kim sızdıracak abi sana aleyhi / bu Cuma da doldu vaktimiz / senin daha iki saatin var / benim ki buraya kadar / kaşlarımız çatıldı bak / mızrabı dışarı vurunca / Türk’ü / zorla dinletiriz demiştim abi yeter sesimiz / bin yıl daha söyleriz / bak hepsi nasıl dinledi / bana müseade / geceniz hayrolsun.”

---------------------------

“OSMANLI TOKADI NASIL ATILIR?”

Mostar dergisi yazarlarından Mehmet Raşit Küçükkürtül’ün “Muharrem Cezbe” müstearıyla yazdığı, Mostar Yayınları’ndan çıkan “Osmanlı Tokadı Nasıl Atılır?” kitabı başucumda. Dil, üslûp, mevzu ve edebî cihetiyle zorlu bir kitap.  Santim santim okumak gerek. Bakalım dimağımıza neler düşecek…

--------------------------------------

MEDENİYET TEBLİĞCİSİ CUMA KAPISI’NA DÖNDÜ

KSÜ öğrt. gör. İsmail Göktürk, “Semerkand Gençliğiyle Söyleşileri” çerçevesinde Gaziantep ‘te yapılan “Bitmeyen Fetih” konulu konferansından sonra gittiği Kayseri Erciyes Üniversitesi’nde yapılan “Medeniyet Sempozyumu” nda  “İrfan Telâkkimiz ve Kültürel İşgal” başlıklı konferansının ardından Cuma Kapısı’na, yâni Fikir Dükkânına döndü ve oralarda anlattıklarını bize de anlatacak. Görelim neler anlatacak…  

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Doğan İlbey Arşivi