İslam Kardeşliğini İhya Etmeliyiz
Kardeş deyince önce aynı anne ve babadan doğan insanlar akla gelir. Sonra da ortak bir dine, davaya, değerler manzumesine sahip olan kimseler anlaşılır. Kur’an-ı Kerîm de “Ancak mü’minler kardeştir”( Hucurat, 10.) derken bu ikinci anlamı ifade etmektedir.
İslâm dininde kardeşlik, ne kan, ne ırk, ne cins, ne toprak, ne renk, ne de dil üstüne değil, bütünüyle akide temeline dayanmaktadır. Az önce gördüğümüz ayet de aynen bunu söylemektedir. Allah (c.c), Kur'ân-ı Kerim'de şöyle buyurmaktadır "Mü'minler ancak kardeştirler. Buna göre yeryüzünün neresinde yaşıyor olurlarsa olsunlar, hangi dili konuşuyor olurlarsa olsunlar, hangi kavme mensup olurlarsa olsunlar veya hangi renge sahip olurlarsa olsunlar bütün mü'minler kelimenin tam anlamıyla birbirlerinin kardeşleridirler. Yani birbirlerinin sadik dostları, velileri, yardımcıları ve destekçileridirler. Yakından uzağa doğru silsile halinde birbirlerinden sorumludurlar.
Yukarıda görmüştük, kendi dinlerine saldıran veya imana karşı küfrü tercih eden kimselere, velev ki kendilerine en yakın olsunlar, asla sevgi beslemezler; yardımlaşmazlar.
"Allah'a ve ahiret gününe iman eden hiçbir lopluluk bulamazsın ki onlar Allah'a ve Rasûlüne karşı başkaldıran kimselerle bir sevgi (ve dostluk) bağı kurmuş olsunlar bunlar ister, babaları, ister çocukları, ister kardeşleri, isterse kendi aşiretleri olsun. Onlar, öyle kimselerdir ki, (Allah) onların kalplerine imanı yazmış ve onları kendinden bir ruh ile desteklemiştir"( Mücadele, 22)
"Ey iman edenler, eğer imana karşı küfrü sevip tercih ediyorlarsa, babalarınıza ve kardeşlerinizi veliler edinmeyin. Sizden kim onları veli edinirse, işte zulme sapanlar bunlardır".(Tevbe, 23)
İman ve takva ne kadar güçlü olursa, Müslümanlar arasında kardeşlik o kadar güçlü olur. Âyet-i kerimede bu durum şöyle ifade edilmektedir:
"Allah'ın ipine hepiniz sımsıkı yapısın. Dağılıp ayrılmayın ve Allah'ın sizin üzerinizdeki nimetini hatırlayın. Hani siz düşmanlar idiniz. O kalplerinizin arasını uzlaştırıp-ısındırdı ve siz O'nun nimetiyle kardeşler oldunuz. Yine siz tam bir ateş çukurunun kıyısındayken, oradan sizi kurtardı. Umulur ki hidayete erersiniz diye, Allah, size âyetlerini işte böyle açıklar"( Al-i İmrân,103.)
Araplar cahiliyye döneminde birbirlerine düşmandılar. İslam onları barıştırdı, birleştirdi, sevdirdi ve kardeş etti. O kadar ki kardeşlerine kendilerini tercih edebilecek seviyede yüceldiler.
İslam'da kardeşlik iman temeline bağladıktan sonra artık mü'minlerin arasını bozacak her türlü suçları, kötülükleri, ahlaksızlıkları, yersiz rekabet ve üstünlük davalarını, ırkçılığı yasaklamıştır. İnsanlar tarak dişleri gibi eşittir. Allah katında üstünlük sadece takvaya bağlanmıştır.(kz. Hucurat, 13.)
Mü'min erkekler ile mü'min kadınların, akide ve takva temelinde birbirleriyle yardımlaşmaları, yukarıda gördüğümüz gibi, kardeşliğin bir gereği olarak zikredilmektedir. Bu yardımlaşma, bireysel ve toplumsal hayatta iman ve takva ilkesinin egemen olmasını sağlamak için gerekli görülmektedir. Şu ayeti tekrar edelim:
"Mü'min erkekler ve mü'min kadınlar birbirlerinin velileridirler. İyiliği emreder, kötülükten sakındırırlar, namazı dosdoğru kılarlar, zekatı verirler ve Allah'a ve Rasûlüne itaat ederler. İşte Allah'ın kendilerine rahmet edeceği kimseler bunlardır..." (Tevbe, 71.)
Dinde kardeşliğin en güzel numunesini Muhacir ve Ensar olarak ashabı kiram göstermişlerdir. Dünya durdukça örnek olacak ahlak ve fazilet örnekleri sergilemiş, insanlığı hayrete düşürmüşlerdir. Ama bu hayret, onu, yaşanması hayal göstermemelidir. Bu yaşanan ve istenilirse her zaman yaşanabilecek olan bir fazilettir. Bunun ilkesi de çok açıktır:
"Hiçbiriniz kendi nefsiniz için arzu ettiğinizi kardeşiniz için etmedikçe iman etmiş olmaz"( Buhârî, imân, 7.)
Zor mudur?
Belki. Ama anlaşılmaz değildir.
Kardeşliği bozan pek çok husus vardır. Kur'ân-ı Kerim'de ve hadis-i şeriflerde bütün bu hususlar açık bir biçimde belirtilmektedir. Bundan kurtulmak için sadece Hucurat suresi anlaşılarak okunsa ve uygulansa yeterdir.
Bu mübarek sure, ayı zamanda Allah’a, Resulüne ve Müslüman topluma karşı vazifelerimizi de göstermektedir. Kitabın hacmini büyütmekten korkumuz olmasaydı, o surenin mealini buraya alırdık. İnşallah sizler açar okursunuz.