İslam’ın, Müslümanların temsilcileri vardır, olmalıdır. Bunlarda bulunması, olması gereken temel özellikler, faziletler, meziyetler, vasıflar şunlardır: (1) Taklidî değil, tahkiki iman sahibi olması. (2) İtikadının sahih olması. (3) Fırkâ-i Nâciye Ehl-i Sünnet ve Cemaat Sevad-ı Âzam mensubu olması. (4) Dinde fakih olması. (5) İmamlık (namaz kıldırma) konusunda ehliyet sahibi olması. (6) Tarikat-i Muhammediye mensubu olması. (7) Geniş ve doğru din kültürüne sahip olması. (8) Yüksek seviyede ciddî çağdaş genel kültür sahibi olması. (9) Firasetli olması. (10) Dirayetli olması. (11) İş görür, hizmet ederken ehil ve güvenli kimselerle istişare etmesi. (12) Başkanlığa ve mümessilliğe bizzat talip olmaması. (13) Zengin de olsa mütevazı ve kanaatli olması. (14) Karizmatik olması. (15) Emîn=güvenilir olması. (16) Hiçbir şekilde din ve mukaddesat sömürücüsü olmaması. (17) Ümmet birliği şuuruna sahip olması. (18) Resulullah’a (Salat ve selam olsun ona) biatli, irtibatlı ve itaatli olması. (19) Zülcenâheyn olması. (19) Bir mürşid-i kâmile intisablı olması. (20) Fâsık-ı mütecâhir olmaması.
**
 
Mutezilenin Ehl-i Sünnet Düşmanlığı

Açıkça mertçe samimî bir şekilde dürüstçe Mutezile mezhebi mensubu olduklarını söyleyemeyen birtakım ilahiyatçılar, Sünnî halkın kafasını karıştırmak ve İslamın içini boşaltmak için için ellerinden geleni yapıyor. 
Rafizîlerden daha fazla taqiyye ve kitman yapan bu kişiler, Ehl-i Sünnet’i yıkabilmek için Sünnete ve hadise saldırıyor.
Allahın sıfatlarını inkar ediyorlar.
Ölümden sonra kabir-berzah âleminde olacakları inkar ediyorlar.
Şefaati inkar ediyorlar.
 
Kur’anı işlerine gelecek şekilde yanlış ve hatâlı yorumluyorlar.
Ehl-i Sünneti yıkmak maksadıyla mezhepler kalksın, herkes Kur’an Müslümanı olsun diyorlar.
Onların istediği şudur: Sünnî çoğunluk Ehl-i Sünnet olmayı bırakacak ama onlar Mutezile mezhebini bırakmayacak, meydan Mutezileye kalacak.
Bir ara Abbasiler zamanında Mutezile Ehl-i Sünnete büyük zulümler yaptı. Ehl-i Sünnet müctehid imamlarını, ulemasını, fukahasını, salihlerini kırbaçlattı, zindanlara attı.
 
Onların en büyük zulmü şudur:

Bizansla savaşlar yapılıyor. Bizansın elinde Müslüman esirler, Abbasilerin elinde Hıristiyan esirler var. Bir ara mütareke yapılıyor ve esirlerin değiş tokuş edilmesine karar veriliyor. Bağdad’ta Mutezile hakimdir. Değiş tokuş yapılırken, zincirlere bağlı zavallı perişan mü’minlere soruyorlar: Kur’an kadim midir, mahluk mu? Kadim diyen Sünnî esirleri kurtarmıyorlar, kafirlerin elinde bırakıyorlar. Mahluktur diyen bozukları Müslüman kabul edip kurtarıyorlar.
İşte onların Ehl-i Sünnet Müslümanlarına düşmanlıkları bu kadar gaddarca ve ölçüsüzdür.
 
Kur’an mahluktur yanlış inancını kabul etmediği için büyük müctehid, veliyullah Ahmed ibn Hanbel hazretlerini kırbaçlatan onlardır.
İşte bu fanatik ve holigan zihniyet şu anda bazı İlahiyat fakültelerinde ve İmam-Hatip okullarında Mutezile kasırgaları estiriyor.
Bazı azılı bid’atçiler mütevatir, manen mütevatir, sahih hadisleri inkar ediyor.
Âhir zamanda Mehdi’nin zuhurunu ve İsa aleyhisselamın nüzulünü inkar ederek, icmâyı reddediyorlar..
Yeterli din kültürüne sahip olmayan halkın çoğunun bu olup bitenlerden haberi yoktur.
1950’den sonra ülkemizde Mutezile mezhebi hortlatılmıştır.
 
Sünnî Müslüman kardeşlerimi uyarıyorum:

1. Ehl-i Sünnet ile Mutezile mezhebi arasındaki bütün ihtilaflı meselelerde Ehl-i Sünnet haklıdır.
 
2. Mutezilenin haklı olduğu tek mesele yoktur.
 
3. Mutezile bozuk ve sapık bir fırkadır.
 
4. Ümmetim yetmiş üç fırkaya ayrılacaktır, biri dışında bunlar cehennemliktir. Kurtulacak olan fırka benim ve Ashabımın peşinden gidenlerdir hadisine göre Fırka-i Nâciye Ehl-i Sünnettir.
 
5. Mutezile mezhebi bozuktur ama onların içinde Arapça bilen, az çok ilim okumuş kimseler vardır, bu ilimleriyle genç nesilleri ve halkı sapıklığa yönlendirebilirler. Çok dikkatli olunmalıdır.
 
6. Onlar taqiyye ve kitman yaparak Sünnî halkı aldatıyor.
 
7. Çok önemli dinî kurumlara ve okullara sızmışlardır.
 
8. Mutezilenin iç yüzü, başlıca büyük yanlışları ve bozuklukları, Ehl-i Sünnete olan büyük düşmanlıkları konusunda; kısa, açık, özlü, kolay anlaşılabilir bir kitapçık hazırlanmalı, bir milyon adet basılmalı ve Müslüman halka dağıtılmalıdır.
 
Taqiyye ve kitman yaptıkları için onları kınıyor ve çok ayıplıyorum.
Madem ki, Mutezile mezhebinin hak olduğuna inanıyorlar, taqiyye ve kitmanı bıraksınlar ve mertçe ortaya çıksınlar.
Allah şerlerinden muhafaza buyursun.
 
(İslam’ın doğru yorumu Fırka-i Nâciye olan Ehl-i Sünnet ve Cemaattir… Ehl-i Sünnet’in dışındaki mezhepsizlik, Necdîlik, light ve ılımlı İslam, Râfızîlik, çeşit çeşit İslamcılıklar, Şeriatsız ve fıkıhsız İslam, aktivist islamî cereyanlar, neo-haricîlik, bâtınîlik, Dinlerarası Diyalog, Üç İbrahimî hak din vardır, Tarihsellik sapık inançlarına bağlı olanlar, ruhbanlarını putlaştıranlar, kendilerini cennetlik ilan edenler ve diğer bütün firak-ı dalle yanlış ve bozuktur. Fırka-i Nâciye olan Ehl-i Sünnet onlarla bir tutulamaz. Gerçek Kur’an Müslümanlığı Ehl-i Sünnettir. Sünnetsiz Kur’an Müslümanlığı olmaz.)