Katar Total Açık Tenis Turnuvası devam ediyor mu?
Futbolun hocalarla, efendilerle derin bağlarını biliyorduk da, tenisin petrolle ilgisini bilmiyorduk, onu da öğrendik..
Sahi Total durduk yerde niye Uluslararası Katar Açık Tenis Turnuvasına sponsor olur?
Hatırlarsınız, Churchil “bir damla kan, bir damla petrol” demişti.” Yok canım hemen terör filan demeyin.. İngiltere’nin ABD’nin, İsrail’in, Fransızların, İtalyanların, İspanyolların terörle ne işi olur. Haçlı ordusu bile kimsenin malını çaldı mı, karısına kızına bir şey dedi mi, tavuğuna “kışt” dedi mi?
15 Şubat 2014 tarihli bir haber: Turnuvanın beşinci gününde yarı final maçları yapılırken teklerde Almanya’dan Kerber ve Romanya’dan Halep finale yükseldi. WTA Dünya Turu’nun ikinci durağı olan Katar Total Açık Turnuvasında teklerde Angelique Kerber (Almanya) ve Simona Halep (Romanya) finale yükselirken, çiftlerde ise Kveta Peschke (Çek Cumhuriyeti), Katarina Srebotnik (Slovenya) ikilisi ile Su Wei-Hsieh (Çin), Shuai Peng (Çin) ikilisi, rakiplerini eleyerek finalist oldu. Katar Tenis Federasyonu’nun desteğiyle bu yıl 20’ncisi düzenlenen ve toplam 2 milyon 440 bin dolar para ödüllü turnuvaya, Doha’daki Uluslararası Halifa Tenis ve Squash Kompleksi’nde yarı final müsabakalarıyla devam edildi. Çiftlerde Peschke-Srebotnik ikilisi, İtalyan Sara Erani-Roberta Vinci karşısında ilk seti 6-2 kazanmasına rağmen ikinci seti 6-3 kaydetti. Erani-Vinci karşısında “tie-break” setini 10-7 alan Peschke-Srebotnik ikilisi, maçı da 2-1 kazanarak finale yükseldi. Çin’den Wei-Hsieh ve Peng ikilisi ise Rusya’dan Pavlyuchenkova ve Nadia Petrova çifti karşısında 6-3 ve 6-2’lik setlerle 2-0 galip gelerek, Peschke-Srebotnik’in rakibi oldu. (…) Bu haber böyle devam edip gidiyor.. Futbol karşılaşmaları, at yarışları derken buna bir de safari partisi eklenmişti. Sonuç ucu terör örgütüne yardım ve yataklığa varan 1 milyar dolarlık fidye rezaleti ile uluslararası bir krize dönüştü..
Bu haber açmadı ise size Hürriyet Kelebek Magazin’den bir haber verelim: Vahanın demir lady’si. Bir yandan dolabında 4 bin Christian Louboutin’i olduğunu gururla söyleyen, Londra’da üç binayı birleştirerek ‘saray yapma’ projesine onay verilmediği için isyan eden bir Marie Antoinette, diğer yandan kocasıyla birlikte Katar’ı reformlarla tanıştıran cesur yürek bir Jeanne d’Arc. Katar Emiri’nin stil ikonu annesi Şeyha Moza yeniden dünya gündeminin zirvesinde... Işıltılı yaşam öyküsü ise burada..
Bu arada size başka sıcak bir haber: 22. Dünya Petrol Kongresi 9-13 Temmuz ayında İstanbul’da yapılacak. Petrol deyince artık daha çok siyaset akla geliyor. Ambargo geliyor akla, savaş geliyor. Dün İran, bugün Katar, yarın belki Rusya!
Petrol Araplar için bir şans mı, şanssızlık mı? Petrol deyince dolar akla geliyor, ekonomi geliyor, çevre geliyor.. Enerji akla geliyor..
Bölgemizde bugün kartlar yeniden karılıyor.. Bu saatten sonra bölgede hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.. Trump’ın çıkışı ile saflar netleşse de, Arap dünyasında da, batıda da ciddi bir kırılma yaşandı.
Trump’ın ilk hamlesi başarısız oldu. Katar’ın direneceği hesaba katılmamıştı. Bu hamle İngiltere, Almanya, Japonya, Fransa ve Rusya’da depreme sebeb oldu. ABD’de de durum iç açıcı değil. İşin kötü yanı, bu işin geri dönüşü de yok..
Arap yarımadasında taşlar yerinden oynadı bir defa.. İsrail de zor durumda. O yeni bir hamleye hazırlanıyordu ama şimdi tedirgin. FETÖ de öyle. Türkiye dik durdu.. Onlar Türkiye’de de yeni bir hamleye hazırlanıyorlardı.. İngiltere ve Vatikan bu süreçte net bir duruş sergilemiyor. Zaten seçim sonuçları İngiltere’nin elini kolunu bağlamış durumda.. AB kendi içinde çaresiz. Şimdi bir de İspanya’da Katalan belası çıktı başına.
NATO şaşkın ördek gibi, nerede duracağını bilmiyor. BM, Suudilerin yayınladığı terör örgütü listesini reddetti bu arada. Kimse bu rezalete ortak olmak istemiyor.
ABD’nin bu kaba şekilde meydan okumaları, Arap paralarına el koyarak kendi borçlarını kapatma ve enerji maliyetini kendisi için en alt seviyeye çekerken, petrol üreten ülkelerin ekonomilerini baskılayarak rekabet edebilirliklerini sınırlandırma gayreti dünyanın giderek daha fazla tepkisini çekmeye devam ediyor..
Görünen o ki, Trump’ın bu hamlesi geri tepecek. ABD kendi dışında bir kriz örgütlemek isterken, örgütlediği kriz kendini vurunca, dönüp kendine yönelik bir saldırı ile içeride bir dayanışma havası oluşturmak ve muhalefete karşı baskı uygulamak isteyebilir.. ABD hızla yeni bir 11 Eylül’e doğru gidiyor.. Zaten kendisi gitmese de, bu rezalet toplumsal stresin artmasına sebeb olacağı, bunun da sosyal patlamalara sebeb olacağı yaygın bir kanaat..
Bu arada FETÖ’nün 15 Temmuz’un sene-i devriyesinden önce yeni bir hamle planlıyor olması benim için sürpriz olmayacaktır.
ABD batacak batmasına da, ABD batarken kendi dostlarını da birlikte sürükleyecek.. Kızılderili reisin dediği gibi “ABD’nin çöküşü de yükselişi gibi muhteşem olacak!”
Hep söylüyorum; bu kriz, sadece ABD’nin değil, kapitalizmin krizidir. Etkisi SSCB’nin dağılmasından daha uzun sürecek ve daha çok can yakacak.. Yeni bir medeniyetin inşası, yeni bir uluslararası düzen oluşturmak, yeni bir üretim ve paylaşım anlayışını bugünden yarına inşa etmek kolay değil.
Bu savaşı ABD kaybedecek! Çünkü haksız ve akılsızca gidiyor. Zalimce davranıyor. Ama ne zaman çöker, onu bilmiyoruz. Bu biraz da konjonktüre bağlı. Namuslu insanların ne kadar cesur ve akıllı olduklarına bağlı. Bu iş ne kadar çok uzarsa acılar, bu işin ekonomik, siyasi, askeri maliyeti, kan ve can bedeli o kadar yüksek olacak!
Keşke futbol-mutbol işlerini bıraksak da, dünya nereye gidiyor, onunla ilgilensek biraz.. Siesta, fiesta, futbol gidiyoruz.. Allah encamımızı hayreylesin. Doğrusu bu bizdeki dev futbol tesislerini niçin yaparlar, ben anlamış değilim. Bana göre bütün profesyonel spor denilen şeyler biraz mikro faşizm barındırır içinde, biraz kumar. Dilerim bir gün ülkem ve halkım, dünya bu malayani işlerden kurtulur. Faydasız işlerden Allaha sığınırım. Selâm ve dua ile..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.