Yazacağım
Sevgili Müslüman kardeşlerim…
Haddim olmaksızın yıllardan beri bazı uyarılarda bulunuyorum. Birtakım vahim tehlikelere dikkat çekmek istiyorum. Çok önemli meseleleri gündeme getirmeye çalışıyorum. Teklifler, çareler, çözümler sunuyorum.
Kaç defa yazdım, biz bu gaflet uykusuna devam edersek, sonumuz Suriye Müslümanları gibi olur dedim.
Müslümanlar, birlik beraberlik kardeşlik içinde tek bir Ümmet olmazlarsa işleri bitiktir konusunda yazmaktan bıkmadım.
Bütün mü’minlerinrâşid bir İmama biat ve itaat etmeleri gerektiğini yüzlerce defa tekrarladım.
Din sömürüsünü, mukaddesat bezirganlığını bu fakirden daha ağır bir üslupla kınayan ve lanetleyen var mı?
Türkiyenin en büyük televizyon kanalını Müslümanların kurup işletmelerini istiyorum.
Müslümanların medya konusunda en önde olmasını, koşmasını istiyorum.
Fırka-i Nâciye olan Ehl-i Sünnet ve Cemaati savunuyorum.
Birtakım ana hizmetlerin ortaklaşa yapılmasını teklif ediyorum.
İtikadın tashih edilmesini, beş vakit namazın dosdoğru kılınmasını, zekatlarınKur’ana Sünnete Şeriata fıkha uygun olarak gerçek kişilere temlik suretiyle verilmesini yazıp duruyorum.
Müslümanların şifahî kültürden yazılı medenî kültüre yükselmeleri gerektiğinin altını çiziyorum.
Dünyanın en güçlü okulları olacak gerçek İslam medreseleri, gerçek İslam mektepleri açılmalıdır diyorum.
Eton Kolejini anlata anlata bitiremiyorum. Müslümanlar bu kolejden daha üstün bir mektep açmalı diyorum.
Cemaat tarikat grup parça holiganlığını, militanlığını, fanatizmini, tekelciliğini yeriyorum.
Şimdiye kadar yüzlerce proje ürettim, teklif temenni çare çözüm sundum.
Bu yazılarımla pek küçük de olsa bir hizmet yaptığımı sanıyorum.
Bundan kendime pay çıkartmıyorum. Ben kimim ki… Lakin hizmet hizmettir, yapılmalıdır.
Milli Gazetede 1991’dan beri yazıyorum.
Şimdiye kadar hiçbir cemaatten, tarikattan, gruptan, önemli kişiden yazılarımla, tekliflerimle, çare ve çözümlerimle ilgili tek bir mail, mektup, telefon gelmedi.
Müslümanlar teşkilatlı ve hiyerarşili bir Ümmet olmamak, râşid bir İmama biat ve itaat etmemek, olumlu tenkitlere kulaklarını tıkamak, çare ve çözümler konusunda müzakere etmemek mevzularında sanki ittihad içindeler.
Bendeniz kendime pâye vermiyorum. Şahsımla ilgili hiçbir isteğim yoktur. Ne para, ne makam mevki, ne şan u şeref.
Yazmak fırsat ve imkanını bulmuşum, yazıyorum, o kadar.
Ümitsizliğe kapılmayı, hizmetten sarf-ı nazar etmeyi uygun bulmam. Sağlığım elverdiği ve imkan olduğu müddetçe yazacağım.
Ümmet birliği… Râşid bir İmama biat ve itaat… İttihad-ı İslam… İman kardeşliği… Tesanüd… Uhuvvet=kardeşlik… İşlerin ehliyle istişare edilerek görülmesi… Şifahî bedevî kültürden yazılı medenî kültüre geçilmesi… Tashih-i itikad… Beş vakit namazın ikamesi… Zekatın verilmesi… Din sömürüsünün kalkması… Arivistlerin, şarlatanların, soytarıların, münafıkların, geri zekalıların, bilcümle haşaratın islamî hizmetlerden tard edilmesi… Vasıflı, güçlü, üstün, ihlaslı, takvalı, idealist nesiller yetiştirilmesi… Emr-i mâruf ve nehy-i münker yapılması… Cemaat tarikat holiganlığı yapılmaması… Bid’atlerle ve sapıklıklarla mücadele edilmesi… Azgınlıkların kötülenmesi… Müslüman ülkelerin, temizlikte şeffaflıkta ahlakta fazilette ön sırada bulunması ve bunlara benzer konularda bıkmadan, usanmadan, bıktırmadan hep yazacağım.
Selam ve hürmetlerimi sunar, dualarınızı beklerim.
***
SATRANÇ KONUSUNDA UYARI:
CHP zihniyetinin bu ülkede yüzde yirmi beşi, bilemediniz en fazla yüzde otuz beşi geçemeyeceğini biliyorum.
Kur’ana, Sünnete, Şeriata, tarihî devamlılığa, millî kimlik ve kültüre bağlı bir Müslüman olarak CHP ideolojisine karşıyım.
CHP egemen azınlık vesayet sistemini savunuyor.
CHP, laikliği din düşmanlığı olarak anlamış ve uygulamıştır.
CHP çok vahim yanlışlara, kötülüklere imza etmiştir.
Türkiye OrtadoğununJaponyası olamadıysa, CHP yüzündendir.
CHP’nin hataları, yanlışları, suçları saymakla bitmez.
CHP, şapka yüzünden adam asmış zihniyetin partisidir.
CHP eski hatalarından tevbe edip doğru yola girmezse kesinlikle iktidar olamaz.
Lakin son aylarda siyaset satrancını kötü oynayanlar CHP’nin ekmeğine yağ sürüp duruyor.
Bu kafayla giderler, satrancı bu kadar kötü oynamaya devam ederlerse CHP’ye iktidar yollarını açarlar.
Ardından egemen azınlıklar, Dönmeler vesayet rejimi hortlar, laiklik giyotini insan hakları kellelerini uçurmaya başlar.
Bu birkaç satırım, politika satrancını kötü oynayanlara bir ihtardır.
Satrancı, iyi bilenler oynasınlar ve Türkiye’yi yeni badirelere yuvarlanmasın.
GEZİ kalkışmasına benzer sivil darbe teşebbüslerinin planlandığı bir zamanda bu uyarıyı yapmam, bendeniz için vacib olmuştur.