Bir yandan PYD/PKK’ya silah ve mühimmat yüklü yüzlerce TIR’ı yardım olarak gönderiyorlar.

Bir yandan da, “Türkiye’nin PKK hakkında haklı kaygıları var ve biz bunu anlıyoruz. PKK terör organizasyonudur ve yaptıkları saldırıları kınıyoruz” diyorlar.

Bu ikiyüzlülük, bu üçkâğıtçılık tahmin ettiğiniz gibi Amerikalılar tarafından yapılıyor.

Akıllarınca, “Ne şiş yansın ne kebap” politikası izliyor olmalılar.

ABD terör organizasyonu olarak tanımladıkları PKK’yı PYD vasıtasıyla koruyup kolluyor.

Sonra da Türkiye’ye dönüp sanki onları koruyup kollayan kendileri değilmiş gibi “kınadıklarından” söz ediyorlar.

Neyi kınıyorsunuz? Kınanması gereken birileri varsa öncelikle Amerikalıların kınanması gerekmez mi?

Nasıl da pişkinler! Terör örgütü olarak gördüklerini söyledikleri yapılanmaların uzantılarına yüzlerce TIR silah ve mühimmatı kendileri göndermemiş gibi konuşuyorlar.

Sanki çocuk kandırır gibiler!

Milletin aklı ile alay eder gibiler!

Bir yandan “biz teröristleri koruyup kollarız” ardından da Türkiye’nin sırtını sıvazlar “gönlünü alırız” havasındalar.

“Minareyi çalan kılıfını hazırlar” derler. Ama bunlar “çaldıkları minareye” kılıf uyduramıyorlar. “Çalıntı minare” sırıtıp duruyor.

Günümüzde “her şey herkesin gözü önünde” olup bitiyor.

Herkesin tanık olduğu gelişmeleri “yok sayarak” yalandan medet ummanın bir faydası yok ki!

1000 civarında silah ve mühimmat yüklü TIR’ı “DEAŞ ile mücadele edecekler” diye PYD emrine tahsis ettiler.

PYD de kendi emirlerine tahsis edilen silah ve mühimmatı PKK ile paylaşıyor.

Amerikalılar da bunu biliyor.

Ama Türkiye’ye yönelik konuşurken de “PKK’yı kınadıklarını” söylemekten geri kalmıyorlar.

Madem bir kınama yarışı var biz de kınıyoruz.

PKK’yı silahlandıran ABD’yi tüm gücümüzle kınıyoruz.

“Ayıdan post, gâvurdan dost olmaz” atasözüne bir kere daha yerden göğe hak veriyoruz.

Zira Amerikalılar bu sözün haklılığını ispatlayabilmek için ellerinden geleni arkalarına koymuyorlar.