İktidar partisinde çok ciddi sıkıntılar yaşanıyor.

Bir taraftan mevcut üye sayısını ikiye katlayarak devran değiştirme beklentileri içine girilirken bir taraftan da mevcut üyeler “Defolu, bencil, çıkarcı” diye suçlanıp dışlanıyor.

Ve bu dışlanmalara rağmen partide bir tasfiye hareketinin olmadığı savunuluyor.

Kimi AKP’lilerin “defolu, bencillik batağında debelenen kişi ya da şahsi çıkarlarını ülke çıkarlarının önünde tutan kişi” diye yaftalanıp bir kenara çekilmeleri emredildikten sonra nasıl olacakta bu insanlar tasfiye edilmemiş olacak?

Anlayanınız var mı?

Yapılan açıklamalardan anlaşıldığına göre “böyle oldukları” düşünülenlerin sayısı bir hayli kabarık.

Tüm teşkilatın “yeniden gözden geçirileceği” yolundaki beyanlar bunu gösteriyor.

Hem böylesine kapsamlı bir temizlik hareketine kalkışılacak hem de yapılan işin tasfiye olmadığı ifade edilecek.

Bu kendi kendilerini kandırmaktan başka bir şey değil ki!

Kollarını “kapsamlı temizlik” için sıvamış olanlar nasıl oluyor da mevcut üye sayısını “ikiye katlayıp devran değiştirmeyi” hayal ediyorlar hala anlayabilmiş değiliz.

Herhalde “defolu, bencillik batağında debelenenler ve şahsi çıkarlarını ülke çıkarlarının önüne geçirenler” olarak yaftalanıp bir kenara çekilmesi istenilen kişilerin eli armut toplamıyor.

İktidar partisi yöneticileri suçladıkları kişilerin “karşı bir harekete” geçmelerinin an meselesi haline geldiğini fark etmiyor olabilirler mi?

İktidar partisinin açmazını bize göre izlenen politikaların ne gibi sonuçlar doğuracağını kestirememeleri oluşturuyor.

Sanırız “insanları istediğimiz suçlar, karalar, yaftalar ve kapının önüne koruz ama onların bir yere gidemezler, hiçbir şey yapamazlar” diye düşünüyor olmalılar.

Yoksa mevcut üyelerin büyük bir kısmını böyle dışlarken üye sayısını ikiye katlamayı başka nasıl düşünebilirler?

İzlenen bu politika üye sayısını ikiye katlamaktan çok yarı yarıya azaltmaz mı?

Zira takip edilen politika yeni adam kazanmaktan çok adam harcamaya yönelik.

Söylediklerimiz şimdi kulaklarına hoş gelmeyebilir ama yarın başlarını sert kayalara çarpmaya başladıklarında “ne demek” istediğimizi daha iyi anlayacaklardır.

Bu gidişat hayra alamet görünmüyor.