Ali Bulaç Soruyor: “Kullanışlı Aptal mıyım?” 3
Ali Bulaç, 15 Temmuz darbe girişiminin, 40 yıllık bir yapının illet ve ayıplarını ortaya çıkardığını belirterek, "Dışı hayli süslü cemaat vazosu, 15 Temmuz’da bir darbe ile yere düştü, paramparça oldu. İçinden yüz kızartıcı ayıplar, kusurlar, illet ve cürümler orta yere saçıldı" ifadelerini kullandı.
Medya sektöründeki FETÖ içinde önemli sayılacak birçok kişinin aylar öncesinden pılını pırtını toplayıp yurtdışına çıktığını anlatan Bulaç, geriye “amele” hükmünde kullanılan, her şeyden habersiz kimselerin kaldığını öne sürdü.
Ve acı gerçeği soru şeklinde itiraf ediyor: “Örgüt beni 'kullanışlı aptal' yerine mi koydu?"(1)
Ya ne?
* * *
Bu acı gerçeği itiraf bana bu kadar ızdırap veriyorken, kim bilir hapishanede derin derin düşünen ve büyük muhasebeler yapan Ali Bulaç Beye ne kadar ağır geliyor, acı ve ızdırap veriyordur.
Kolay değil. Kırk yıllık temiz ismi lekendi, itibarı azaldı. İslamcılara abilik karizması çizildi. Eserlerinden istifade düştü. İlle de çok yeni sayılan tefsir çalışması kim bilir ne kadar zarar görecek.
İnsanlık için bir yıldız olacakken böyle karanlıklara kayıp gitmesi, hepimiz adına bir kayıp değil midir? Şöyle ya da böyle, sonuç değişmiyor, bir aydınımız kesemizden gitti. Kendine de, fikirlerinden faydalanacaklara da yazık etti. Nasıl üzülmez insan?
* * *
Ya bir de suçlu bulunup ceza alır da cezaevlerinde çürürse?
Haklı bir davadan yatmak başka bir şey, kendini beğenmiş, kibirli, ahmaklığından gavura maşa olmuş bir fitneci hain için, bir terör örgütü FETÖ için yatmak bambaşka bir şey. Düşündükçe ürperiyorum. Allah akıbetlerimizi hayır eylesin…
* * *
Savunmasında bilinen sözleri de güzel söylüyor:
"Darbe İslam’ın yolu değildir. Sünni mezheplerin de yolu değildi. Çünkü Sünni müçtehitler, kalkışma ve isyanı değil “temkin”i önerir. Şii mezhebin yolu da değil. Çünkü Şiiler, kurtarıcı Mehdi gelinceye kadar sessizce durmayı öngörür. Şia’da da isyan ve darbe yok.
Bu yol, Said Nursi’nin de yolu değildir. Çünkü Said Nursi, Şeyh Said ayaklanmasını tasvip etmedi, ona katılmadı; imanı dönüştürücü bir güç olarak kullanıp toplumu ahlak yönünde değiştirme yolunu tuttu.
15 Temmuz, din ve dindarların emin vasfını zedeleyen, ülkeyi uçuruma götüren akılsızca ve zalimce bir intihar teşebbüsüydü. Hz. Peygamber (s.a.)’ın İslam öncesinde de, sonrasında da vasfı “doğru ve güvenilir” (es-Sadiku’l emin)” idi. Maalesef bu süreçte Müslümanın-dindarın güvenilirliği sarsıldı, dindara şüphe ile bakılır oldu.”
Bunlar çok doğru, çok haklı sözler. Ama bu saatten sonra ona ve sair haşhaşilere bir faydası olur mu bilemem.
Tutuklu sanık Ali Bulaç, yaptığı savunmanın sonunda, hakkındaki iddiaları kabul etmeyerek tahliyesini talep etti. Mahkeme heyeti, tutuklu sanıkların bu hallerinin devamına karar verdi. (1)
Hain örgüt başı Gülen, “mahkemelerde kurtulmak için yalan söyleyin. Hatta bana hakaret edin, sövün sayın” demiş. Örgüt elemanları Gülen hainine sövüp sayıyorlarmış şimdi. Acaba Ali Bey de takiyye mi yapıyor savunmasında örgütü suçlarken?
Hiç zannetmiyorum. Bence gerçeği gördü. Ama “ba’de harabi’l Basra” denir mi denmez mi, mahkeme sonucunu bekleyip göreceğiz.
(Devam edecek)
1- http://www.risalehaber.com/ali-bulac-fetonun-metodu-said-nursinin-yolu-degildir-310325h.htm