Kullanılanlara Üzülmemek Elde Değil 4
Evet, bu kadar kullanılan kurban sonuçta bizim insanımızdı. Yazık oldu, kesemizden gitti, üzülmemek elde değil. Bir kibirli ahmak, kendi egosunu tatmin için, şu güzelim memleketimizin, iyi niyetli şu mübarek insanların başına ne felaketler açtı, ne fitnelere duçar etti, ne musibetler ateşine attı. Bu FETÖ fitnesi nice canlar yaktı.
O fettanda insanlıktan bir damar, azıcık bir yürek, bir parça merhamet olsaydı, daha işin başında söylemiştik, zamanında gelir ve derdi ki: “İşte ben buradayım. Sevenlerimi bırakın, benden hesap sorun. Suç varsa benimdir, beni cezalandırın. Yoksa, düşün yakamızdan”.
Ama nerde onda o yürek?
Ak Partiye, “neden adaletten kaçıyorsun? Suçsuzsan git ispat et, aklan” diyorlardı. Ele dediğinizi siz kendiniz niye yapmıyorsunuz? Her biriniz bir yerlere çil yavrusu gibi dağıldınız. Gelin aklanın be utanmaz adamlar.
Bakar mısınız iyi niyetle besleyip büyüttüğümüz karganın gözümüzü oymasına? Nice vatan evladı Müslümanları dinlerine ve vatanlarına hain eyledi. Nice bir insan da bu fitnede yanan ama hala ihaneti savunan evlatlarının ve yakınlarının acısıyla ortalıkta ulu orta konuşarak kin ve nefret saçıyor. “Kızım Fatıma da suç işlese cezasını veririm” diyen Peygamberin ümmeti olduğunu unutuyor.
Ahmak bir kibirlinin yaktığı ateşte ümmet cayır cayır yanıyor. Akıllılar bile aval aval bakıyor. “Ben aptal mıyım?” diye şaşkın şaşkın soruyor.
Sen imdat eyle güzel Allah’ım!
* * *
Şöyle ya da böyle, sonuçta Ali Bulaç gibi İslam üzerine onlarca kitap ve Kur’an Tefsiri yazmış bir aydınımız, hiç de inanmadığı, savunmadığı, sevmediği bir “darbe” suçundan içeride yatıyor. Yazık, böyle bir insanın sonu böyle mi olmalıydı!
“Ben ne bileyim darbeci olduklarını?” diyor.
Yapmayınız be Ali Bey!
Sizin için üzgünüz, ama lütfen bunu yapmayınız! Kimsenin aklıyla, zekasıyla alay etmeyiniz be kardeşim.
Onların darbe yapmak istediklerini Mısır’daki sağır sultan bile duydu, sen bu kadar dünyadan habersiz bir aydın, bir yazar, bir tv.de bir haber yorum programcısı olabilir misin?
Onların MİT tırları olayından, Gezi olaylarından, 17/25 Aralık yargı darbesinden beri dine, vatana, millete ve ümmete ellerinden gelen her darbeyi vurduklarını görmedin mi? Meral Hanım bile “ben başbakan olacağım” diye bir tarihi dilinden düşürmüyordu. “Yahu bu kadın nasıl başbakan olacak?” diye hiç düşünmedin mi? yazdığın gazete nur topu gibi bir evlat doğuruyordu darbe tarihinde…
* * *
Herkes bir zamanlar sevmişti onları. Bazı yanlarını beğenmeseler de, bazı eylem ve söylemlerini yanlış ve haksız bulsalar da, bazı ilişkilerinden kuşkulansalar da, yanlarında olmasalar ve destek vermeseler de, “ne de olsa dine az çok hizmet ediyorlar” diye sevmiş, müsamahalı olmuşlardı.
Ama devlete ve millete olan açık ihanetlerini görünce, ayrıldılar onlardan. “Ve nahleu ve netrükü men yefcürük” diyerek herkesten evvel terk etmek sana yakışırdı be Ali Bey kardeşim.
Ama neylersin ki hepimizde belli bir miktar var ve zaman zaman “ah dünya, ah menfaat, gücün büyüleyici etkisi” diye hayıflanıyor, pişmanlıklar yaşıyoruz. Dedim ya, düşmez kalkmaz bir Allah!
Daha ne diyeyim, Allah doğruya yardım etsin, masumları korusun, suç işleyenlere de cezasını versin.
* * *
Boynumuzu bükmüşüz çaresiz, kalbimizde acı ve ızdırap, üstümüz başımız hüzün dolu, ellerimizi uzatmışız semaya, mübarek memleketimiz, mazlum ümmetimiz, garip dinimiz için yalvarıyoruz, bizi bırakma Allah’ım!...
----------------------------------------------------
1- http://www.risalehaber.com/ali-bulac-fetonun-metodu-said-nursinin-yolu-degildir-310325h.htm