Soru: İslam ’a gerçekten hizmet eden muhterem ve salih kimseler de bazen yanlış yapabilir mi?

CEVAP: Gerçekten hizmet eden muhterem kimseler ve kuruluşlar da bazen yanlış yaparlar ve zarar verirler. Gerçek ulemanın, fukahanın, ziyalı Müslümanların onları en uygun ve kibar şekilde uyarmaları gerekir.

SORU: Dünyaya ve maddeye dönük tasavvuf ve tarikat olur mu?

CEVAP: Kesinlikle olmaz. Âhireti ikinci plana atan, dünya menfaatlerini parayı malı zenginliği konforu lüks hayatı öne alan tarikatlar hak tarikat değildir.

SORU: Bu konuda doğru yol nedir?

CEVAP: Dünya vazifelerini yapar olduğu halde ahirete dönük bulunmaktır.

SORU: Tarikat, cemaat, grup, sekt holiganlığı, militanlığı, fanatizmi yapanlar iyiMüslüman mıdır?

CEVAP: Onlar kötü Müslümandır.

SORU: Tarikat hakkında ne diyorsun?

CEVAP: Gerçek tarikatların hepsi haktır. Gerçek bir tarikata intisab ederek gerçek bir şeyhten el alanlar tarikatlıdır. Sahte tarikatlara giren ve tarikat holiganlığı yapanlar tarikatçıdır.

SORU: Şeriatsız tarikat olur mu?

CEVAP: Kesinlikle olmaz.

SORU: İlimsiz, fıkıhsız, ahlaksız tasavvuf ve tarikat olur mu?

CEVAP: Olmaz. Yeterli ilme sahip olmayan cahiller tarikata girerse ayakları kayar.

SORU: Şeriat ile tarikat arasında anlaşmazlık var mıdır?

CEVAP: Gerçek tarikatla Şeriat arasında anlaşmazlık yoktur. Sahte tarikat ile vardır.

SORU: Esas olan Şeriat mıdır, tarikat mıdır?

CEVAP: Şeriattır.

SORU: Şeyhler kendileri için müritlerinden para toplayabilir mi?

CEVAP: Hiçbir gerçek şeyh müritlerinden, sevenlerinden kendisi ve ailesi için para toplamaz.

SORU: Gerçek şeyh ne demektir?

CEVAP: İcazetlidir, Resulullah efendimize (Salat ve selam olsun ona) kopuksuz sahih bir silsile ile bağlıdır, biatlidir. İlim ve irfan sahibidir. Muhammedî ahlak ile ahlaklıdır. İhlas ve taqva sahibidir. Firasetlidir. Mürüvvetlidir. İmana, İslama, Kur’ana, Sünnete, Şeriata, Ümmete gerçekten hizmet eder. O, asla din sömürüsü yapmaz.

SORU: Tarikatlara nasıl adam alınır.

CEVAP: Seçerek, ayıklanarak alınır. Ehliyeti ve liyakati olmayanlar alınmaz. Dine ve Şeriata davet geneldir; tarikata davet özeldir. Tarikata girmek nasip ve kısmet meselesidir.

SORU: Ehil ve layık olmayan herkesi paldır küldür tarikata almak doğru mudur?

CEVAP: Doğru değildir. Şerir, şaki, ahlaksız, münafık hergeleler, girdikleri tarikatı veya cemaati bozarlar, fitne ve fesat çıkartırlar.

SORU: Namazsız, oruçsuz, zekatsız, ahlaksız, hikmetsiz tarikat olur mu?

CEVAP: Olmaz!

SORU: Devamlı olarak çok yiyen kimseler tarikatlı mıdır?

CEVAP: Onlar tarikatlı değil, tarikatçıdır. Yaşamak için yemeyip, yemek için yaşayanlardan şeyh de olmaz, derviş de…

SORU: Ruhbanları erbab haline getirenler, putlaştıranlar nedir?

CEVAP: Onlar tarikatlı değil, tarikatçı sefihlerdir.

SORU: Tarikatlı bir Müslüman, 20 bin dolar ödeyerek lüks ve ihtişamlı umre yapabilir mi?

CEVAP: Yapamaz. Çünkü lüks ve ihtişam İslamın ibadet anlayışına uymaz. İbadet tevazu ve tezellül ile yapılır. Lüks ve ihtişamda israf vardır. İsraf haramdır.

SORU: Benim şeyhim çok yüksektir, öteki şeyhler alçaktır diyene ne lazım gelir?

CEVAP: O kimse beyinsiz bir tarikatçıdır.

SORU: Tarikatlı Müslüman ne der?

CEVAP: Benim şeyhim çok muhteremdir. Öteki gerçek şeyhlere de hürmet eder, ellerinden öperim der.

SORU: Sûrî şeyhlere hürmet edilir mi?

CEVAP: Şeriat dairesi içindeyse, din sömürüsü yapmıyorsa, şeyhlik hizmetlerini ifa ediyorsa, şahsı için para toplamıyorsa, müridlerin muhiblerin olgun Müslüman olmalarına hizmet ediyorsa hürmet edilir, eli öpülür.

SORU: Tarikatta takkenin, tacın, hırkanın yeri nedir?

CEVAP: Müslümanların ve tarikatlıların elbette kendilerine mahsus serpuşları, kılık kıyafetleri olacaktır ama esas olan beyin ve kalptir. Beyni ve kalbi boşsa takkeyle, taçla, hırka ile adam olunmaz. Mazruf (zarfın içindeki) zarftan önemlidir.

SORU: Sen tarikatlara taraftar mısın?

CEVAP: Elbette taraftarım. Lakin Şeriat dairesi içindeki gerçek tarikatlara, icazetli gerçek şeyhlere.

SORU: Türkiye nasıl düzelir?

CEVAP: Kur’an, Sünnet, Şeriat yolundan giden gerçek tarikatlarla, gerçek şeyhlerle, gerçek derviş ve muhiblerle.

SORU: Zamanımızda tarikatların en güçlü, en nâfiz olduğu ülke hangisidir?

CEVAP: Benim bildiğime göre Senegal’dir. Orada iki tarikat, Müridizm ve Ticanilik hayata hakimdir.

SORU: Bizde tarikatlar hala yasak…

CEVAP: Bu yasak din ve vicdan hürriyetine, insan haklarına, millî menfaatlerimize aykırıdır. Kaldırılmalıdır. Tasavvuf ve tarikat sömürüsünü önlemek için; ehliyetli, takvalı, geniş kültürlü hocalardan oluşan (Diyanet’ten ayrı) bağımsız bir Meclis -i Meşayih kurulmalı, icazetsiz kimselerin şeyhlik taslamaları önlenmelidir.

SORU: Gerçek tarikatların gücü ve nüfuzu artarsa ne olur?

CEVAP: Şu anda yüzde ona düşmüş olan beş vakit namaz kılanların oranı kısa zamanda yüzde elliyi geçer, gerçek dindarlar çoğalır, ahlaksızlar fitne fesatlar suçlar azgınlıklar azalır, Türkiye daha temiz veya daha az kirli bir ülke haline gelir.

SORU: Sen hangi tarikata bağlısın?

CEVAP: Bu soruya cevap vermem. Fakir, Ehl-i Sünnet ve Cemaat mensubu bir Müslümanım. Bütün hak tarikatlara muhabbetim, bütün gerçek şeyhlere hürmetim vardır. Tarikat ve şeyh reklamı yapmam. Şunu da beyan edeyim: Kendime pâye ve kıymet vermem. Pek akıllı ve firasetli değilim ama kendimi beğenecek, tarikat holiganlığı yapacak kadar da beyinsiz değilimdir.