Türkiye Büyük Millet Meclisi
Bu sıfat doğru mu acaba?
Ya da hangi kuruma aittir büyüklük?
TBMM maalesef kanun çıkarma yetkisine bile sahip değildir.. Çünkü önünde Kenan Evren’in “Darbe Anayasası” var..
TBMM maaşları düzenler, ekonomiyi yürütür şöyle-böyle, zam yapmaya yetkilidir sonuna kadar..
Anayasa değişikliği yapamaz..
Darbeci Kenan Paşa’nın ve onun titizlikle seçtiği Kurucu Meclis, yani Kamer Genç’in de yer aldığı Kurucu Meclis, daha önceki Anayasa’nın tamamı silinip süpürüldüğü halde kimsenin gıkı çıkmamıştı..
Kahraman siyasetçiler, adil hukukçular, canım sendikalar, üniversitelerin bilim küpü profesörleri, giden Anayasa’nın arkasından bakmaya dahi korkmuşlardı.. Geleni ise, öpüp başlarına koymuşlardı..
Sonra acayip rüzgarlar esmeye başladı..
Sonra dedikse, tarihini de verelim..
Ne zaman ki AKP iktidar oldu, tavırlar ve nevirler aniden değişiverdi..
Yasama-Yürütme, Yargı’nın el çabukluğu ile kenara itildi..
Artık hiçbir ülkede bulunmayan model bir Anayasa Mahkememiz vardı..
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ Anayasa maddelerini dahi değiştirme yetkisinden uzaklaştırıldı..
Peki Anayasa Mahkemesi neye göre karar verecekti?
Elbette Anayasa’ya göre.. Amma malum mahkemenin meşhur ve aynı zamanda Necdet Sezer tarafından atanmış üyeleri surda gedikler açmıştı..
Vatana ihanet hariç, hiçbir surette yargılanamayacağı Anayasa hükmü olan Cumhurbaşkanı’nın, Başsavcı’nın talebi dahilinde yargılanmasını kabul eden bir Anayasa Mahkemesi’ne sahibiz..
O mesele fazla ileri gidilmeden geçiştirildi.. Ne yazık ki benzeri ve benzersizi hususlar sıra sıra sökün etmeye başladılar..
Yasama’nın hali perişan!..
Herkese şirin görünmek isteyen bir iktidar bu konuda başarılı olamaz. Olması da mümkün değil..
Tahminen TBMM’de 100’ün üstünde hukukçu var.. Olsun.. Anayasa Mahkemesi’nin 11 üyesinden 6’sı ne karar verirse o mu olacak, Meclis’in aldığı kararlar, kanunlar mı?
Elbette Anayasa Mahkemesi hükümrandır..
“Mer’i mevzuata göre yetkimiz var mı, yok mu?” diye düşünmeden bir “laiklik” gerekçesi ile her faydalı kanun reddediliyor..
İktidar denetlenmesin demiyoruz.. Nerede, nasıl denetleneceği bir kurala bağlı olmayacak mı?
Kuralsızlık ister iktidar tarafından, ister yargı tarafından benimsensin, ikisi de hatalıdır..
Yani şimdi ben laikliği bu haliyle hiç sevmiyorum.. Benim hakkımda bir hüküm ikame edecekler mi, böyle kalacak mıyım?
Yasama böyle de, yürütme daha mı iyi durumda?
Ne gezer..
Bırakınız önemli konuları, basit bir bürokrat atamalarında dahi Danıştay hemen devreye giriyor..
Yürütmeyi durdurma artık rutinleşti..
Atama kalsın, nakillere dahi “yürütmeyi durdurma” gerekçesiyle müdahale edilmesi, demokrasiye mutabık mıdır?
Anlıyorum; bazı bakanlar var ki makulü-meşruyu akıllarına getirmiyorlar.. İlle de yandaşları, yoldaşları olacak..
Bakanların tamamı böyle değil.. Kıymetlileri var, tarafgirleri var, bilgisizleri var..
İdare mahkemeleri ve Danıştay kanunsuzluklara destek olmasınlar, amma ülke menfaatine olanlara da köstek olmasınlar..
AKP’yi tasvip etmemek, yargı mensuplarını hataya sevkederse, bundan iktidar değil, vatandaş zarar görür..
Nitekim öyle de olmaktadır..
Milletin bir kısmının vekaletini alan vekiller için önemli olan nedir diye sorarsanız şu cevabı veririm:
Sesi çıkmayanlar aybaşı gelse de maaşımızı alsak, düşüncesindeler..
Hele bir de maaşlara yüklüce zam yapılırsa, değmeyin keyiflerine..
İktidar/muhalefet el ele, fukara semtinde zelzele..
Türkiye’nin durumu böyle bir şey işte.. Dert çeken, sert çıkar arkadaşlar.. Her şeyi sineye çekenden hayır çıkmaz, fakat aziz milletimiz o silikleri üst üste seçer, Meclis’e gönderir..
Ey millet temsilcisi, uyumayı bırak sen
Beş sene acıkmaksızın GEREKÇE dolması ye
Temsil ettiğin halkın derdi nedir bir öğren
Ya çekil git evine, ya ERKEKÇE bir söz de
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.