Denize düşen!
AKP iktidarından “memnun” olmayanlar. Ya da farklı bir ifadeyle AKP iktidarından “bizar” olanlar.
Karşılarına çıkan İYİ Parti ’ye “dört elle” sarıldılar!
Şimdi, “Bu parti tutar” diye ahkâm kesiyorlar.
“Niye tutar” diyenlere, “Çünkü birçok kişi logosunu sahipleniyor” diye ilginç bir cevap veriyorlar.
Bu arkadaşların hali “denize düşen” insanın haline benziyor.
Hani “denize düşen yılana sarılır” derler ya tam tamına öyle bir hâl içindeler.
Arkadaşlar “sahiplenecek” bir parti bulamadıklarından olsa gerek hemen, “ İYİ Partitutar” diye sevinç çığlıkları atmaya başladılar.
Tutacağını ve iktidara rakip olacağını sandıkları “İYİ Parti’ye” şöyle bir bakıyoruz.
Bırakın aynı çatı altında “siyaset yapmayı” aynı masanın etrafında oturup “yemek bile yiyemeyecek” isimler bir aradalar.
Bugüne kadar birbirlerine “selam” verip vermedikleri bile meçhul isimlerle “iktidar yürüyüşüne” çıkanlara ne nedir?
Dense dense ancak “aç tavuk kendisini darı ambarında görürmüş” denilir!
Bugüne kadar çok farklı partilerde siyaset yapmış, çok farklı dünya görüşlerine sırtlarını dayamış insanların şimdi “İYİ Parti” çatısı altında birleşmiş olmaları ne anlama gelir?
Bu hâl eski partilerin de tüm kredilerini tüketmiş ve kendilerine sırt çevrilmiş isimlerin “dayanışması” anlamına gelir.
Ya da eski partilerinde “aday gösterilme” şansını kaybetmiş olanlar “şanslarını bir kez de İYİ Parti’de deniyorlar” denilebilir.
Böylesine “derleme toplama” bir kadroya bakıp, “Bu parti tutar” diye ahkâm kesenlerin hali ise yukarda da ifade ettiğimiz gibi “denize düşenin yılana sarılması” gibi bir şeydir.
Farklı siyasi görüşleri temsil edenler önce, “Şimdi birleşme zamanı” diye ortaya bir iddia atıyorlar sonra “birleştiren partinin” çatısı altında toplandıklarını ileri sürüyorlar.
Ancak çok geçmeden görüyorlar ki “bir çatı altında” durmaları mümkün olmuyor.
Yani kısa zamanda “yol ayrımına” geliniyor.
Yol ayrımına gelindiği zaman da imamın, “Nasıl bilirdiniz?” sorusuna oldukça “yaklaşılmış” olacağı açıktır.
İmamın her, “Nasıl bilirdiniz?” diye sorduğunda verilen cevap artık klasikleşmiştir.
Ve hep, “İyi bilirdik” denilir.
Biz de öyle yapıyor ve eski arkadaşlarımız hakkında, “İYİ bilirdik” diyoruz. Yani hüsn-ü zanda bulunmaya çalışıyoruz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.