İslam Türkiye Ermeniler Rumlar Yahudiler
Türkiye’mizin gündemden hiç düşmeyen birinci konusu nedir? Dindir. Müslüman din der, İslam düşmanı, o da din der.
Sosyolojik ve kültürel kimliğimizin birinci unsuru dindir.
Türkler bu coğrafyaya din ile girdiler, din gidince çıkacaklardır.
Müslüman çoğunluk İslamı benimsiyor, destekliyor, tutuyor, bunu anlamak tabiîdir. Türkiyedeki gayr-i Müslimlerin de İslamdan yana olmaları gerekir mi? Gerekir.
1492’de İspanyadan kovulan Yahudiler nereye sığınmışlardı? Şeriat ile idare edilen Türkiyeye…
Anadoluda milyonlarca Rum ve Ermeni, Müslüman Şeriat Türkiyesinin himayesinde geniş bir din ve kimlik hürriyetine sahip olarak yaşıyordu.
Onlara bu hürriyeti, teokratik Osmanlı Hilafeti vermişti.
Tarihte, azınlıklara, “milletlere”, çeşitliliğe en fazla hürriyet veren sistem Osmanlı cihan devletidir.
Ermenilerin (bir kısmının) ölümcül hatası şu oldu: Emperyalist ve sömürgeci devletlere, misyonerlere kandılar Osmanlıya baş kaldırdılar.
Rumların en büyük hatası, 1919’da İzmire çıkan Yunan ordusunu kurtarıcı gibi karşılamak olmuştu.
Ermeniler ve Rumlar (bazı olumsuzluklara rağmen) Türkiyeyi, İslam Hilafetini desteklemiş olsalardı…
Biz Osmanlı vatandaşıyız, devletimiz Osmanlı devletidir, bu toprakları Müslümanlarla birlikte paylaşıyoruz…
Beraber barış içinde yaşayacağız demiş olsalardı ve bu iradelerini hayata geçirmiş olsalardı…
İzmir metropoliti Türkiye vatandaşı Hrisostomos, düşman ordusunu dinî merasimle karşılayıp kutsamamış olsaydı…
Osmanlı düşmanı Ermeniler, Vanı alan Rus ordusunu kurtarıcı gibi bağrına basmamış olsaydı…
Siyonistler, Osmanlı devletini ve Hilafetini yıkmamış olsalardı…
Yahudiler 1909’da Selaniktenİstanbula, Hareket Ordusu içinde, bir Yahudi Lejyonu göndermemiş, aksine Hilafeti ve Sultan Abdülhamid’i desteklemiş olsalardı.
Birinci dünya savaşında Gelibolu cephesinde Katırlı Yahudi Lejyonu, Filistin cephesinde İngiliz kuvvetleriyle birlikte Türklere karşı savaşan Siyonist lejyonu oluşturmamış olsalardı…
Anadolu Ermenilerinin hepsi de Osmanlı düşmanı değildi ama düşman komitacılar ağır basmışlar, terör estirmişler, Devlet’i tutanları öldürmüşlerdi.
Hem Rumlar, hem Ermeniler, hem Yahudiler yanlış ata oynamışlar ve kumarı kaybetmişlerdir.
1917’de Filistinin Osmanlının elinden çıkışı, 1948’de İsrailin kuruluşu dıştan öyle görünse de, Yahudilerin zaferi değil, felaketi olmuştur.
Önümüzdeki yıllarda –maalesef- bu felaket yaşanacaktır.
İnternetten Neturei Karta hahamlarının, diğer anti Siyonist ve anti- İsrail Tevrat Yahudilerinin sitelerine girer ve bazı yazıları okursanız dediklerimi anlarsınız.
Mülkün sahibi olan Allah bu coğrafyayı Müslümanlara emanet olarak vermiştir. Allah, almayı murat etmedikçe hiçbir kuvvet ellerinden alamaz.
Rumların, Ermenilerin, Yahudilerin Allahın taksimine ve kaderine razı olmaları gerekirdi.
Bendeniz TürkiyeninYunanistanla ve Ermenistanla alabildiğine işbirliği yapmasına taraftar bir Müslümanım.
Her iki devletle anlaşarak pasaportu vizeyi kaldırmak, kimlik kartıyla (Gürcistanla olduğu gibi) seyahat edilebilmesini sağlamak gerekir diye düşünüyorum.
Bunun için öncelikle düşmanlığı kaldırmak gerekir.
Yunanistan ve ErmenistanınTürkiyenin topraklarında gözü olmamalıdır.
İsrail’e gelince: Onun durumu başkadır. Yüz sene bile yaşayacağını sanmıyorum. Yapısı itibarıyla onunla birlikte barış içinde yaşamak mümkün değildir.
Tevrat’a inanan Musevilere en büyük kötülüğü Siyonistler yapmıştır.
Gizli Kürt Yahudileri de, Müslüman Kürtlere büyük kötülük yapıyor.
Yahudilerin en büyük düşmanı Siyonistlerdir.
Kürtlerin en büyük düşmanı, Büyük İsrail emeline hizmet eden birtakım akılsız ve beyinsiz satılmış Kürtlerdir.
Yunanistanın, Elenlerin en büyük düşmanı kendi içlerindeki birtakım hainlerdir.
Ermeniler, beyinsiz Ermenilerden başka düşman aramasınlar kendilerine.
Bırakın açıkça yazayım: Türkiyeye, Müslüman Türklere en büyük fenalığı ve düşmanlığı birtakım sahte Türkler, Dönmeler vermektedir.
Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) ile Ortadoğunun daha da Balkanlaştırılması, sürü sepet küçük devlete, özerk bölgeye ayrılması planlanıyor.
Aksine, bütün Ortadoğu ülkeleri, ABD gibi AB gibi bir birlik kurmalıdır. Bu birlikte pasaportsuz seyahat edilmelidir. Birliğin ortak parası olmalıdır.
ABD, AB, İsrail, global kapitalizm, sömürgeci güçler, Çin , Rusya , Hindistan bunu istemiyor.
Bendeniz Bağdada, Şama, Halebe, Beyruta, Kudüse, Atinaya, Erivana ve daha birçok şehre ve ülkeye pasaportsuz seyahat etmek istiyorum. Oradakiler de Türkiyeye pasaportsuz gelebilmelidir.
ABD’de böyle değil mi?
Yahudilere gelince: Onlara öğüt vermek gibi bir iddiam yok. Tevrata gerçekten bağlı olan kendi dindar hahamlarının bilgelerinin uyarılarını dinlesinler. Başka bir şey söylemiyorum…
(İsraelShamir, “Ey Osmanlı ne olur geri gel” başlıklı bir yazı kaleme almıştı. Bendeniz bunun tercümesini bağımsız bir broşür halinde yayınlamıştım. Bedir Yayınevine uğrarsanız bir nüshasını ücretsiz olarak alabilirsiniz. Yahut internetten arar okuyabilirsiniz.)