Gecikmiş bir istifa!
Gidenin arkasından yazmayı sevmem! Müzmin başkanın istifa gösterisini/şovunu seyrettikten sonra giden değil, ayak direyen, herşeye rağmen kazık kakmak isteyen, azamet, kibir ve enaniyet dolu bir karakterle karşıya olduğumuzu gördüm; hiç şaşırmadım!
Bu yüzden doğru bildiklerimi hemen, sıcağı sıcağına kayda geçirmek mecburiyetini hissettim.
Melih Gökçek, son seçimi “pirus zaferi” şeklinde kazandıktan hemen sonra, “Ankara böyle gitmez” yazısını yazmıştım. Eğer müzmin Başkan dürüst bir kişilik olsa idi, bu sonuç üzerine derhal istifa ederdi; çünkü seçim öncesi neredeyse yüzde ellilerden dem vuruyordu.
Ankara halkı esasında son seçimde Melih Gökçek’i seçmedi, o zaman Başbakan olan Tayyip Bey’in hatırına zarureten oy verdi. Seçimden sonra birçok kişinin “elim kırılsaydı da...” cümleleri kurduğunu işittim.
Ankara gibi bir şehirde yaklaşık üç bin farkla kazanılmış bir seçim... Ardından 7 haziran seçimlerinde Ankara halkı Ak Parti’ye yüzde üç kırık not verdi. Kasım seçimlerinde başkana rağmen yüzde kırk dokuza yükseldi oylar, millet Tayyip beye güvenini tazelemek ihtiyacını hissetti. Cumhurbaşkanlığı Anayasa değişikliği oylamasında da hayır fazla çıktı Ankara’da... Çünkü Müzmin Başkan artık milletin sabrının sonunu getirdi, sabır taşı çatladı!
Müzmin başkanın zekâ seviyesi hakkında bir şey söylemek istemem, entrika zekâsı fevkalâde yüksek; bundan şüphe yok. Fakat bu zekâyı besleyecek birikimi yok ve birikim için gerekli okuma eğilimi mevcut değil. Başkan bir ropörtajda pervasızca, “ben kitap okumam” dedi. Bunu zaten biliyorduk, o diliyle de ikrar etti. Sırf bu beyanattan ötürü bile Melih Gökçek’in görevden alınması gerekirdi. Düşünebiliyormusunuz, Türkiye’nin başkentinin belediye başkanı “kitap okumam” diyor! Bu onun temsil ettiği parti açısından ne kadar utanç verici bir şey!
Kitap okumayan bir kimsenin zekâsını geliştiremeyeceğini, Başkan giderayak metroya astırdığı afişlerde ilân etti! Peki başkanın müktesebatı nereden geliyor? Onun iyi bir çizgi film seyircisi olduğu biliniyor. Çizgi film, animasyon, bilim kurgu, oyuncak, futbol...İşte bu yüzden bütün mesaisini oyun eğlence ve futbola sarfediyor. Onun hayatında çizgi film karakterleri, dinozorlar ve transformerler var.
Başkanlığı döneminde kaç klüp batırdı? Kaç stad yaptı? Futbol için ne kadar kaynak tüketildi? Ve nihayet, Ankara Büyükşehir Belediyesi en büyük yatırımı hangi sahaya yaptı?
Kütüphaneye, kültüre mi?
Şehrin iktisadî hayatını geliştirecek, istihdam oluşturacak bir alana mı?
Ulaştırma hizmetlerinin temeli olan yer altı hatlarına, metroya mı?
Bunların hiçbirine!
Başkan en büyük yatırımı oyun ve eğlence sektörüne yaptı. Anka-Park’la Ankaralının kaç tirilyonluk borca batırıldığı bilen beri gelsin! Bir şehrin halkı geleceğe yönelik altyapı hizmetleri için fedakârlığa katlanabilir, fakat oyun ve eğlence için halkı borca batırmak hangi belediyecilikte var? Gökçek, "Ankapark" konusundaki eleştirilere "benim siyasî tercihim, kişisel zevkim" demiş. Bir belediye başkanının kişisel zevki için milleti borca batırmasının hangi kitapta yeri var? Siyasî tercihi ile kişisel zevkini bir görmek; böyle iz’ansızlık olur mu?
Ak Parti belediyeciliği, 1980’lerde Refah belediyeciliği olarak başladı, bu gelenek 1990’larda Türkiye’nin büyükşehirlerinin önemli bir kısmında etkili oldu. Şehirlerin altyapısını tesis etmek öncelikli belediyecilik, sonra belli ölçüde sosyal belediyeciliğe evrildi, nihayet kültürel belediyeciliğe sıra geldi. Bu yolda ilerleyen belediyeler var. Ankara sosyal belediyecilikten sonra kültürel belediyeciliğe geçecekken oyun ve eğlence belediyeciliğine yöneldi. Müstafi Başkan Ankara’ya dünyanın en büyük oyun ve eğlence merkezin kurmakla öğünüyor.
Ak Parti belediyeciliği bu mudur?
Ankara’nın gelecekte oyun ve eğlence şehri olarak anılması bir Ankaralı için utanç verici! Biz kültür şehri olmakla öğünebiliriz, medeniyet merkezi olmakla öğünebiliriz.
Müstafi başkan bilerek bu alanlara yönelmekten kaçındı. Ankara büyükşehir belediyesi sürekli gençlerimizin ayaklarına, gövdelerine yatırım yaptı fakat kafalarına yatırımdan uzak durdu. Bu süreçte Ak Parti gençleri kaybetti.
Geri kalan süreyi tamamlayacak belediye başkanının işi zor: Bu kötü gidişe dur demek zorunda!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.