Sapık fırkalar
Her devirde olduğu gibi zamanımızda da İslam dünyasında sapık fırkalar, bozuk cereyanlar vardır, hattâ eskisine nispetle çoğalmıştır.
Bunların birincisi Fazlurrahman’ın ortaya attığı Tarihsellik sapıklığıdır. Bu mezhep, Kur’anın, hükümleri Kıyamet’e kadar devam edecek üç yüz küsur muhkem ayetinin tarihsel olduğunu, zamanımızda geçerli olmadığı iddia ediyor. Ülkemizde bu sapık fırkaya bağlı ilahiyatçılar vardır.
İkincisi: Sünneti inkar edenlerdir. Bu mezhep, Kur’ana kesinlikle zıttır ama maalesef taraftarları vardır.
Üçüncüsü: Kur’anın, Allah katında hak ve makbul yegane din İslam’dır beyanına zıt olarak ortaya atılan, zamanımızda üç hak İbrahimî din vardır, bunların bağlıları ehl-i necattır ve Cennetliktir inancı.
Dördüncüsü: M. Kemal’in ölümünden sonra Dönmeler ve Benzetilmişler tarafından ortaya atılan Kemalizm ideolojisi ile ilahî İslam dinini bağdaştırmaya çalışan cereyandır.
Beşincisi: İslam düşmanları tarafından ortaya atılan light ve ılımlı İslam teorisidir.
Altıncısı: Din ile hayatı birbirinden ayırmak, sekülarizm…
Yedincisi: Hak fıkıh mezheplerini inkar eden Mezhepsizlik mezhebidir.
Sekizincisi: Neo-Haricîliktir.
Dokuzuncusu: Sürü sepet islamî aktivizmlerdir.
Onuncusu: Şeriatsız bir İslam isteyenlerdir.
On birincisi: Tasavvufu dejenere eden sapık fırkalardır.
On ikincisi: Bir İslam Protestanlığı üretmek isteyen bid’atçilerdir.
Listeyi uzatmayacağım. Ehl-i Sünnete mensup ilm-i kelam alimlerinin sapık fırkalarla ilgili kitaplar yazarak, kafası çok karışmış olan Sünnî halkı uyarmaları gerekmektedir. Bu vazifeyi kimler yapacak?
***
BÜTÜNCÜ, KUCAKLAYICI OLMAK
Vasıflı Müslüman öncelikle Türkiyeyi bir bütün olarak ele almalıdır. Sonra İslam dünyasının bütününü… Daha sonra insanlığın tamamını…
Müslüman, insanlara dua ederken, bütün insanlığı kapsayacak, kucaklayacak şekilde dua etmelidir. Bütün insanlık Hz. Muhammed’in (Salat ve selam olsun ona) Ümmetidir. İnananlar Ümmet-i icabet, henüz inanmayanlar Ümmet-i dâvettir.
İman etmemiş olanlar için, Allahın kendilerine hidayet vermesi için dua edilmelidir.
Parça zihniyetli bazıları “Biz kendimize bakarız, ötekiler bizi ilgilendirmez” diyor. Bu çok eksik bir bakıştır.
Türkiye adında çok büyük bir gemide seyahat ediyoruz. Sadece kendi bölümümüzü düşünür, geminin tamamının emniyetini ve selametini düşünmez, geminin tamamını korumak için (en uygun şekilde) gereği gibi çalışmazsak, hep birlikte batabiliriz.
Dünya ve insanlık da böyledir.
Müslümanların başları kavrayıcı, kucaklayıcı zihniyete sahip olmalıdır.
Alimlerin, fakihlerin, şeyhlerin, ziyalıların, din liderlerinin, sorumluların; bana ne, ötekiler beni ilgilendirmez deme şansları yoktur.
Dünya ve insanlık bir bütündür. Dünyanın öbür ucundaki Kuzey Kore bir atom bombası patlatırsa, çıkacak savaştan biz de etkileniriz.
Bu anlattıklarım halkın işi değildir. Başların, baştakilerin işidir.
İslam dünyası, Ümmet-i Muhammed tek bir vücut gibidir. Vücudun bir yerinde bir hastalık, bir ağrı , bir sancı olursa bütün vücut etkilenir, acı çeker.
Biz şucularız, biz bucularız, biz ocularız; ötekilere karışmayız diyenler yanılıyor.
Resulullah Efendimiz “Doğuda bir Müslümanın ayağına diken batsa, Batıdaki Müslüman onun acısını yüreğinde hissetmelidir” buyurmuşlardır.
Müslüman bütüncü olmalıdır.
Fitne fesat çıkmaması için bütüncülüğün sınırları, şartları, metodu (ehliyetli ve liyakatli kimseler tarafından) tespit edilmelidir.
Bugün Orta Asyadaki Müslüman bir ülkede, on sekiz yaşından küçük Müslümanların camiye gitmesi yasaktır. Gidenler tutuklanmaktadır. On sekiz yaşını doldurmuş olup da camiye gidenlere de ağır baskılar yapılmaktadır. Müslüman isek, elbette bu zulme karşı olacağız. Nasıl karşı olacağız? İslam hikmeti ne diyorsa onun ışığında karşı olacağız.
Bütün Müslümanların tek bir Ümmet oluşturmaları farzdır.
Bu Ümmetin başında râşid bir Halife bulunması farzdır.
Mü’minlerin bu râşid ve meşru Halifeye biat ve itaat etmeleri farzdır.
AllahuTealaKur’anda “Ey iman edenler, Allaha, Resulüne, sizden olan emir sahiplerine itaat ediniz” buyuruyor.
Birlik olalım… Bütünü kucaklayalım… Tek bir Ümmet olalım… Bütün insanlığın Ümmet-i Muhammed olduğunu bilelim… İnanmayanların Ümmet-i davet olduğunu hiç unutmayalım… İttihad-ı İslam taraftarı olalım… İman kardeşliği dairesi içinde bulunalım…
Ufuklarımızı genişletelim.