Ülkemizde yaşanan olaylardan sonra medyanın gücü ve önemi bir kez daha ortaya çıktı.

Bu güne kadar tekelleşmiş ve kartelleşmiş Doğan medyasının önümüze koyduğu her yemeği yemek zorunda kaldık

Zehiri bal, balı da zehir olarak içtik…

Ancak doğruları yazan tarafsız medyanın gücü arttıkça hem doğruların ne olduğunu anladık hem de yalan haber yapanların kimler olduğunu öğrendik…

Yıllardır bu gücü ellerinde bulunan güçler sadece yalan haberle de kalmadılar…

Bu ülkenin kaynaklarını tehditle, şantajla kendi haram boğazlarına aktardılar…
Servetlerine servet kattılar…

Bu da yetmedi!

Bu ülkenin asli unsurlarına, mütedeyyin insanlarının kutsal değerlerine saldırdılar…

Öyle bir zaman geldi ki 70 imtiyazlı aile 70 milyon müslüman halkın kaderini belirlemeye onları bir kaşık suda boğmaya kalkıştı…

Ancak itiraf etmek gerekir ki onların mukaddesatımıza saldıran neşriyatlarını biz satın alarak onları palazlandırdık…

Onları biz bu hale getirdik!

Başbakan’ın boykot çağrısı aslında çok anlamlı ve önemliydi ama biz buna da uymadık…

Onlar milli ve manevi değerlere saygılı medyayı satın alıp okumazken biz ise sadece satın almakla yetinmedik onların küfür, iftira ve yalanlarına da sessiz kaldık…

Hatta onların gazetelerini alarak destek olduk…

Bizim manevi değerlerimize sahip çıkan, olayları tarafsız ve objektif olarak ortaya koyan medyaya da maalesef sahip çıkmadık…

Yani her zaman olduğu gibi duyarsız kaldık!

Şimdi nelere para harcamıyoruz ki!

İsraf diz boyu!

Bir gazetenin aylık maliyeti ortalama 15 ytl…

Bir yemek parası, üç sigara parası bile değil!
En fakir insanın bile ödeyebileceği bir rakam!

Ama almıyoruz!
Almak gibi bir gayretin içine girmiyoruz!

Benim bir gazete almamla ne olur demeyin!
Unutmayalım ki bütün ormanlar tek tek ağaçlardan oluşur…

Bu ormanı oluştururken de onların gazetelerini almayarak ormanın güzelliğini bozan çer çöp ve dikenlerden kurtararak daha güzel bir orman meydana getirmenin gayreti içinde olmak bizim görevimiz!

İslami gazeteleri alarak destek olduğumuz gibi onların da gazetelerini almayarak da katkı sunabiliriz…

Alarak da katkı!
Almayarak da katkı!

Bu tercih bizim elimizde!

Gelin bu tercihimizi en güzel şekilde değerlendirelim!

Bunun için gelin “her eve bir değerlere saygılı gazete” kampanyası başlatalım…
Hangi gazete olduğu önemli değil!

Yeter ki bu ülkenin insanlarının değerlerine sahip çıkan, onların mukaddesatına atılan iftiraları ortaya çıkaran bir gazete olsun…

Hakk adına halk için çıkan bir gazete olsun…

Ortaya çıkan tirajlar yalancıların, iftiracıların yüzlerine bir tokat gibi insin!
Öylesine bir insin ki atacakları manşeti üç saat düşünüp durduktan sonra atsınlar…

Bunu yapmak sizin elinizde!

GÜNÜN SÖZÜ

Bir ülkede okumaya karşı istek artmadıkça gaflet ve bundan doğacak felaket azalmaz.

B.FRANKLİN