İki ayrı sonbahar
Sonbaharın sonundayız. Geldi ve gidiyor. Ne anladık, anlatalım. Evimizin önünde belki birkaç ağaç vardı ve onların yaprakları döküldü. Hava soğudu, biraz yağmur yağdı vs. Bu mudur?
Elbette değildir. Sonbaharın neye karşılık geldiğini görmek için biraz açılmak gerekiyor. Dağlara, kırlara, kasabalara gitmeliyiz. Parklardan ziyade ormanları, yaylaları görmeliyiz. Beton ve asfalt arasında adeta hayatsız yaşıyoruz.
Şehirde çoğunlukla alıcı gözle bakıyoruz. Vitrinler, mağazalar, birtakım ilânlar. Alıcı gözle bakmak insanı yorar. Gönlümüze ağırlık verir. Temâşa daha kıymetlidir.
Mesela: Bir yere bağlanmanın ve sebat etmenin güzelliğini en iyi ağaçlar anlatır. Sözünü tutmuş olmanın ferahlığı gibi.
İnsanoğlunun fıtratı vermekten çok almaya yatkındır. Ağacın anlamı ise karşılıksız iyiliktir.
Faydalı olan şeyler genellikle savunmasızdır. Bir kiraz ağacını veya dağları yurt tutmuş su kaynağını düşünelim. Meziyet ve şahsiyet sahibi birçok insanın durumu da böyle değil midir?
Sonbahar dünyevî hırslarımızı birazcık olsun törpüler, fâniliği hatırlatır. Temâşa etmek, bütün bunları bize öğretebilir.
***
Sonbahar için ‘ikinci bahar’ diyenler vardı. İşte ömrümüzün sonbaharındayız. Hiç de öyle değilmiş. Sadece kış mevsimini haber veriyor. Zorlu günlerin başlayacağını söylüyor. Her mevsimin kendine mahsus güzellikleri vardır ama konumuz bu değil, şu: Geldik ve gidiyoruz.
Sonbahar, dünyanın sonlu olduğunu bildiriyor. Yaşamak, gitmek bilgisi toplamaktır. Erken ölümleri saymazsak eğer, insan, en tecrübeli zamanında dünyadan ayrılıyor.
Şimdi dönüş hazırlığını düşünüyorum. Yolculuk var. Yanımıza neler alacağız?
İhtiras, haset, fitne, düşmanlık gibi kötü huylar dünyaya aittir. Çünkü doğduğumuz vakit bu özellikler bizde bulunmuyor. Sonradan ediniyoruz. Bunlar, karşımıza çıkmak şartıyla arkamızda kalacak. Yanımıza ancak iyilik, incelik, kardeşlik ve inanmak gibi güzel hasletler alabiliriz. İnsanların belli bir yaştan sonra hayırsever olma nedenlerinden biri de budur belki.
Yaş ilerledikçe eski dostların ve hatıraların kıymeti artıyor. Çocukluk özleme dönüşüyor. Geçmiş yıllara ait en küçük parça bile önemli hale geliyor. Yarısı kullanılmış kurşun kalemden tutun da yıpranmış bir deftere kadar.
Bu yazıyla beraber bir de sonbahar şiirine başladım. Dizeler ile cümleler beraber ilerledi. Hepsiniz özeti: Agâh olunuz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.