Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ’nunCumhurbaşkanı Erdoğan ile ilgili bir değerlendirmesi var.

Karamollaoğlu diyor ki:

“Etrafında kimse kalmadı!”

Saadet Partisi Genel Başkanı Karamollaoğlu’nun bu tespitine Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yakın çevresi de “benzer bir değerlendirme” ile katılıyor.

Onlar da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çevresindeki onca kalabalığa rağmen “yalnız olduğunu” ifade ediyorlar.

Her iki tespitte bize göre doğru ve gerçeği dile getiriyor.

AKP ’nin kurulduğu günlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yanında olanlardan şimdi kaçı aynı pozisyonunu koruyor?

Birçoğu ile şimdi arasında “hayli mesafe” var.

Peki, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın etrafında kimsenin kalmamasının nedeni ne?

Yani sorun “etrafta” mı?

Yoksa Cumhurbaşkanı Erdoğan “sözünü dinlemeyenlerle” arasına “mesafe” mi koyuyor?

Gelin bu soruya cevap vermeden önce Saadet Partisi Genel Başkanı Karamollaoğlu’na bir kez daha kulak verelim.

“Tayyip beyin etrafında kimse kalmadı, yanında olanlar da onu yanlış yere sevk ediyorlar. Yanlış varsa söyleyeceksin ki faydalı olabilesin. Siyasette hasım değil rakip olunur. Yanlış karar alırsan vergiyi de artırırsın, et de ithal edersin.”

Evet, yanlışları söyleyenler Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yanında barınamıyor ve onu “yanlışa sevk edenler” oralarda duruyorsa sorun nerede demektir?

Sanırız bu konuda en büyük sorumluluk Cumhurbaşkanı Erdoğan’a düşüyor.

Etrafında mutlak surette “yanlışlarını söyleyecek” isimleri bulundurmalı ve her dediğine, “İsabet buyurdunuz” diyenlerden de ne kadar uzak durabiliyorsa o kadar uzak durmalıdır.

AKP’yi kurdukları günlerde yanında olan isimlerin pek çoğu bugün kendisinden “uzak duruyorsa” bütün kabahatin kenara çekilenlerde olduğu söylenebilir mi?

Etrafında olan isimlerin siyasette “Erdoğan faktöründen” istifade ettikleri kadar Erdoğan’ın da “onlardan yararlandığı” gerçek değil mi?

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “etrafı” ile yaşadığı sorunlar aslında tek değil çok boyutlu. “Etraf” suçlanmadan önce “etraflıca” bir değerlendirme yapmakta yarar olsa gerek.