Derler ki:

Bir musibet bin nasihatten evladır.

Doğrudur kişiyi bin nasihat ile yola getiremezsiniz ama başına gelen bir musibet hemen derlenip toparlanmasını ve aklını başına almasını sağlayabilir.

ABD Başkanı Trump’ın Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıma musibeti olmasa üzerimize serpilmiş ölü toprağını silkelememiz ve kendimize gelmeye çalışmamız bu kadar çabuk mümkün olur muydu?

Oysa yıllardır İsrail’in Kudüs üzerindeki emelleri hakkında sayfalarca yazı okuduk ve birçok hatip dinledik.

Bunlar bir kulağımızdan girdi ötekinden çıktı gitti.

Bugüne kadar Kudüs üzerine şiirler yazdık, şiirler okuduk ama daha ileri bir adım atamadık.

Bir de Kudüs’e turistik geziler düzenledik.

Ama ABD Başkanı Trump, “Kudüs İsrail’in başkentidir” deyince nasırımıza basılmış gibi havaya fırladık.

Demek ki bir musibet bin nasihatten evlaymış!

Sonra İslam âleminin içine düştüğü acıklı hale baktık.

Yıllarca vitir namazlarında ağlayarak ettiği dualara yine ağlayarak eşlik ettiğimiz Kâbe imamlarının içler acısı haline tanıklık yaptık.

Zavallı “Amerika ile birlikte dünyayı yönetiyoruz” diye şükrediyor ve etrafa hava basmaya çalışıyor.

İşte bu avanaklığa tanık olunca oturup bu defa Kâbe imamıyla birlikte ağladığımız günlere ağladık.

Ve Erbakan hocamızı bir kez daha rahmet ve hasretle andık.

“İlle de şuur, ille de şuur” diye nasıl çırpınıp durduğunu hatırladık ve kendisine yerden göğe hak verdik.

Demek Kâbe de imam bile olabiliyorsunuz ama şuurdan nasibinizi almamışsanız böyle avanaklıklara rahatça imza atabiliyorsunuz.

Bazen canınızı çok acıtan bir musibet dostunuzu düşmanınızı tanımanıza da böyle vesile olabiliyor işte!

Evet, Müslümanların bir an evvel ayıkmaları ve kendilerine gelmeleri şart!

Ayıkamazlarsa, kendilerine gelemezlerse “Amerika ile birlikte dünyayı yönetiyoruz” diye şükreden(!) Kâbe imamından bir farklarının kalmayacağını idrak etmeliler.

Trump’ın Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak kabul ettiklerini ilanı elbette büyük bir musibetten başka bir şey değil.

Ama bu büyük musibeti bin nasihatten evla hale çevirmek biz Müslümanların elinde.

Bu müthiş fırsat kaçırılmamalıdır.

Yani “çok iyi değerlendirilmeli” diyoruz.