Anlayana, Ana-mesaj!.. İki gerekçeli karar...
“Başörtüsüne özgürlüğe iptal” gerekçesinin ayrıntılarına yer vermiştik...
Üzerine “AK Parti” hakkındaki “idam” değilse de “müebbet” kararının gerekçesi geldi.
İkisini üst üste koyunca “Ana-mesaj” çıktı karşımıza.
“İptal gerekçesinin” muhtelif bölümlerinde, “Din” hakkında son derece “sıkıntılı” değerlendirmeler yer alıyor...
“Din” ile “akılcılık” ve “bilimsellik” gibi kavramların karşı karşıya getirilmesi özellikle dikkat çekici.
Bu, malum zihniyetin her fırsatta dile getirdiği “Cami yaptırma, okul yaptır” çağrısına denk bir tavır.
Vatandaşın ikisinden birini mi tercih etmesi gerekiyor?..
Cami okulun, ya da okul caminin alternatifi veya karşıtı mıdır?..
Gerekçeye dönecek olursak;
Din’in “bilimsellikten” uzaklaştırdığını, hangi “bilimsel veriden” hareketle iddia edebiliyorsunuz?..
“Din” ve “bilimsellik” birbirine zıt-engel kavramlarsa;
Pozitif bilimlerin temelinin “DİN”i referans alan alimler tarafından atılmış olmasını nasıl izah edeceksiniz?.
Anayasa’daki “değiştirilmesi teklif dahi edilemezlere” yani “dogmalara” sarılan ve bu “dogmaların” zarar görmesi “olasılığından” dolayı, başörtüsüne serbestiye “hayır” diyebilen zihniyetin, “DİN” hakkındaki “bilimdışı” değerlendirmeleri, “Ana mesajı” da ortaya koyuyor değil mi?..
¥
O “mesaj”, “başörtüsüne” ilişkin gerekçeli kararın bir başka yerinde de şu ifadelerle verilmekte: “Yasa koyucunun (Meclis’in) temel siyasal karar mekanizması olduğu ve ülke nüfusunun büyük bir çoğunluğunun belirli bir Din’e mensup olduğu dikkate alındığında bu takdirin dinsel özgürlüklerin sınırlandırılmasında kullanılmasının güçlüğü ortadadır!..”
Önceki günkü yazımızda da ifade ettiğimiz gibi, bu zihniyet; salt “başörtüsünün” serbest bırakılmak istenmesinden değil de... Türkiye gibi “Nüfusunun büyük bir çoğunluğunun BELİRLİ bir DİN’e mensup olduğu” bir ülkede serbest bırakılmak istenmesinden dolayı rahatsızlık duyduğunu ifade ediyor!..
Tersinden bakacak olursak, çoğunluk “BELİRLİ” bir “DİN”e yani “İslâm”a mensup olmasaydı... Başörtüsünün serbest bırakılması, problem teşkil etmeyecekti!..
Amma “bilimsel” bir yaklaşım!..
¥
Aynı zihniyetin; AK Parti hakkındaki, “müebbed” kararına ilişkin gerekçesinde de, benzeri yaklaşımları görüyoruz...
“Laiklik karşıtı 11 Adam”ı sıralamışlar...
Ne yapmış bu adamlar?..
Bakıyoruz;
Biri; “teravih namazı” kıldırmış!..
“Teravih namazı kıldırmak suretiyle laik cumhuriyete başkaldırı!..”
“Namaz, irticai faaliyet!.”
“Kıldıran da irticai faaliyet odağı!..”
Diğerlerine bakıyoruz;
O zamanlarda vekil olarak Meclis’te bulunanlardan ikisi,
Danıştay 2. Dairesi’nin “Bir okul müdiresinin sadece okulda baş açması yetmez. Çarşıda pazarda da başı açık dolaşmak zorundadır. Aksi takdirde o örtülü haliyle öğrencilerine kötü örnek olur!” yollu kararına tepki göstermiş...
Öyle “sert” laflar filan değil..
İşte...
“Danıştay başörtüsü konusundaki yorumu genişletiyor. Kamusal alan olayını da geçti. Yasak sokağa taştı!” filan dedikleri için, “odak” olmuş bu garipler...
¥
Bir başkası; “Halk bu yasakları ezici çoğunlukla kaldıracaktır” demiş.
Öteki; “Sayın Başbakan eşiyle Beyaz Saray’a, Kremlin’e gidiyor da, niçin Çankaya’ya gidemiyor, zamanı gelince birisi gerekli adımları atıp, meseleyi çözüme kavuşturur” beyanından dolayı güme gitmiş!..
Bir başkasının kusuru (!) da;
Bediüzzaman Said-i Nursi Hazretleri’ni övmek!..
¥
Bunun gibi “laikliği ortadan kaldırma OLASILIĞI” bulunan “ibadet”ler ve “laflar”...
İrticai faaliyet, laiklik karşıtlığı filan dedikleri...
Böyle vaziyetler işte!..
Şöyle iki adım geriye çekilip bakınız;
Geçtiğimiz hafta içinde gündemimize düşen “iki gerekçeyi” hazırlayan zihniyetin verdiği “Ana mesajı” görebildiniz mi?
Efendim?..
“Gördüm” mü buyurdunuz?..
İyi, ben görememiştim de...
Lütfen, gördüğünüzü bana da anlatır mısınız!..