Derdi İslam Olanlar Kavga Etmeyiniz
Sözüm herkese: Derdi İslam olanlar, aranızda kavga etmeyiniz. Gücümüzü birbirimizi yemekle harcamayalım. Böyle olursa, Allah Teâlâ’nın merhametini kaybederiz. O rahmet elini çekerse, kimse kusura bakmasın, kimse kendi başına bir şey yapamaz.
* * *
Aklı başında olanlar harekete geçmeli. Bozulan araları düzeltmeli. Onlar da, arası açılanlar da üstlerine düşen neyse yapmalı, etrafın kavga için kışkırtmalarına gelmemelidirler. Allah’tan korkmak, şeriata saygılı olmak, nefisle mücadele etmek tam da böyle zamanlarda olur. Başarılırsa zaferler artar. Değilse, felaketler kapıda. Bizim gibi, düşmanlar da ellerini oğuşturarak, gözleri üstümüzde bekliyorlar. Dostlar için Allah Teâlâ’nın basiret ve feraset vermesini dilerim. Ayrılıklardan ve ihtilaflardan korusun ümmeti.
* * *
Abdullah Gül Doğan Medyanın kendisini nasıl kullanmak istediğini bilecek tecrübeye sahiptir. Erdoğan’a düşman cephenin kendisine nasıl bir rol biçtiğine bilmeyecek insan değildir. O cephenin eline fırsat geçerse neler yapabileceğini bilmez, hiç değildir.
Bence kendisini Allah için sevenlerin muhabbetine değer vermeli ve bunu korumalı. Bu dünyadan, iş başa düştüğünde vazifesini güzelce yapmış bir mü’min olarak tertemiz bir isimle ayrılmalı. Bu arada bilgi ve tecrübe birikiminden Müslümanları faydalandırmak istiyorsa, bunu usul ve adabına uygun olarak yapmalı. Özellikle bugünlerde çok açık, çok şeffaf olmalıdır. Bir de, maslahat gereği, en azından, eleştirdiği kadar takdirlerini de ifade etmelidir ki samimiyeti tartışılmasın.
Bugün Türkiye düşmanları, Erdoğan düşmanlığı adı altında bir cephe açmış, her muhalifi saflarında toplamaya çalışıyorlar. Allah korusun, yarın iş başına gelirlerse, bugün yağ çektiklerini tekme tokatla ilk olarak onlar kovacaktır.
Bu yüzden herkes uyanık olmalıdır. Muhaliflere fırsat verilmese iyi olur. Biz, yer yer Ak Partiyi ve hükümeti haklı olarak eleştiriyoruz. Fakat iyi yaptıklarında takdirlerimizi de ifade ediyoruz. Din ve millet düşmanların tavrımızı açıkça ortaya koyuyoruz. Bu bir samimiyet ifadesidir. Böyle olursa, sözlerimizin bir etkisi olur diye düşünüyoruz. Yoksa peşinen reddedilmeye mahkum olacaktır. O zaman eleştirinin de bir kıymeti kalmaz.
Aynı fikirlerimiz Bülent Arınç ve benzeri kıdemliler ve giderek bütün için de geçerlidir.
* * *
Bu iktidar elbette bazen yanlış da yapar. O zaman haklı olarak eleştirilir. Din nasihattır. Nasihat, tek taraflı övgü değildir. Yerinde hatalar da iyi niyet ve temiz bir üslup içinde söylenmelidir. Gerçi “dost acı söyler” denmiştir, ama acı söylemeden de eleştirebilme kabiliyeti, mahareti, yapabilenlerce iyi olur. Nefislerin “savunma mekanizmalarını” harekete geçirmeden iş yapmak gerekir.
* * *
İslam’da arası açılan kardeşler için arabuluculuk yapmak emredilmiştir. Fertlerin kendi aralarındaki anlaşmazlık ve dargınlıkları gidermek için, bizzat gayret ve fedakarlık göstermeleri gerektiği gibi, her birinin din kardeşlerinden oluşan toplumun da görevi, onları barıştırmak ve aralarını bulmaktır. “Kardeşlerinizin aralarını bulun.”(Hucurat 10.) emr-i ilâhîsi bunu bildirmektedir.
Bu hususta Peygamber Efendimiz şöyle buyuruyor:
“Size namaz, oruç ve sadakadan daha üstün bir şey göstereyim mi? Sahabe evet Ya Rasulellah deyince: Arabulmak ve barıştırmaktır. Çünkü aranın bozulması kökünden kazır. Saçı kazır demiyorum, dîni kazır. ” (Tirmîzî) .
* * *
“Bu titizlik nedendir?” sorusunun cevabı gelecek yazıya kalsın mı?