Hayatın içinden
Kızılderililer çocuklarını büyütürken dört önemli değer üzerinde dururlar.
1- Çocuk içinde bulunduğu şartlar ne olursa olsun kendini ailenin ve doğup büyüdüğü topluluğun bir parçası olarak görür ve aidiyet sorunu yaşamaz. Varlığını bütünün bir parçası olarak gören çocuk bu örgü içinde dayanışmayı öğrenir.
2- Çocuk ayakta kalabilmek için var olan yeteneklerini yaşadığı topluluğun da desteği ile geliştirme fırsatı buluyor. İçinde bulunduğu şartlar ne olursa olsun ihtiyaçlarını karşılayacak imkânları oluşturur. Çocuk yetenekleri doğrultusunda yeni yeni roller edinir ve insanlara faydalı olur.
3- Çocuk kendini ailenin ve içinde doğup büyüdüğü topluluğun bir ferdi olarak görür. Ancak bireysel yaşamında bağımsız hareket eder, ihtiyaçlarına ulaşırken yeteneklerini kullanarak tek başına çaba gösterir ve başarılı olur.
4- Çocuk yaşamın bir paylaşım üzerine kurulu olduğunu kabile içinde öğrenir. Ve eylemlerini sürdürürken ben odaklı değil biz odaklı davranır ve paylaşıma önem verir.
Küresel kültürün etki alanına giren toplumlar yerel değerlerini kaybetme tehlikesi ile yüz yüze kaldılar. Dünya küçük bir köye dönüştü. Kültürel farklılıklar yerel değerler zayıflatıldı. Bütün bunlardan nasibini alan eğitim sistemi ise tek tip insan yetiştirmeye odaklandı. Artık yoksul bir Afrika ülkesinde doğup büyüyen çocuk da Batı’da doğup büyüyen bir çocuk da benzer hayaller kuruyor ve benzer adımlar atıyor. Eğitim sisteminde uygulanan yöntemlerde de yerel farklılıkların izleri siliniyor. Çocuklar okullarda küresel kapitalizmin normlarına göre şekilleniyorlar. Bu durum fertlerin bireysel hücrelere çekilmelerine ve doğal olarak yalnızlaşmalarına neden oluyor.
Günümüzde küresel kapitalizmin zihniyetine uygun şekilde düzenlenen eğitim modeli insan fıtratıyla uyumlu olmadığından kendisiyle ve yaşadığı toplumla kavgalı nesiller ortaya çıkıyor. Bu sorunu ortadan kaldırabilmek için üretilen çözüm yolları ise bir başka çıkmazı beraberinde getiriyor.
Huzur ve sükûnetini sağlayacak değerler insanın fıtri dokularında mevcut. İslam bu çekirdeğin beslenmesi ve yeşermesi hususunda tavsiyelerde bulunuyor ve insana bazı sorumluluklar yüklüyor.
İslam kültüründe eğitimin ilk adımı ailede atılır, okul ise burada verilen değerlerin gelişmesi için formüller sunar. Peki, bugün yapılan çalışmalar, atılan adımlar neden olumlu bir sonuç vermiyor? Çünkü ne aile ne de okul çocuğun fıtratında mevcut olan değerleri geliştirme ve yeşertme imkânı sunmuyor. O yüzden içinde bulunduğumuz kısır döngüden bir türlü kurtulamıyoruz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.