Biz milletçe, “Bir gece ansızın gelebiliriz” türü söylemlerle avunurken elin oğlu boş durmuyor.

Yapacağı işler için geceyi falan de beklemiyor.

Ne yapacaksa güpegündüz yapıyor.

Hem de gözümüzün içine baka baka yapıyor.

Bugün PKK’nın uzantılarıyla “ordu” kuruyorlar.

Yarın da “devlet” kuracaklar.

Bunda hiç şüphemiz yok.

Bizimkiler, “Amerika ateş ile oynuyor” diye isyan ederken ABD’liler, “Milislerden yeni bir sınır güvenlik gücü oluşturuyoruz” diyor.

Oldukça iddialı bir laf bu: Yeni bir sınır güvenlik gücü!

Kime karşı ve hangi ülkenin sınırları korunacak?

Sorunun cevabı oldukça açık:

Elbette Türkiye’ye karşı ve kurulacak PKK devletine(!) ait sınırlar korunacak.

Kurulacak ordunun 30 bin kişilik olacağı söyleniyor.

Önceden gönderilen silah ve mühimmat dikkate alınacak olursa “çok daha kalabalık bir ordunun” bu silah ve mühimmat ile teçhiz edilebileceğini tahmin edebilirsiniz.

ABD’nin attığı bu adımların endişe verici ve ortaklığa sığmayacağı söyleniyor.

Doğrudur bu adımlar endişe vericidir ve ortaklığa sığmaz.

Yine denildiği gibi ABD ateşle oynamaktadır.

Yakın bir gelecekte ABD, Türkiye’nin terör örgütlerine karşı atacağı adımlara karşı çıkmaya da başlarsa bizim açımızdan sürpriz olmayacaktır.

Çünkü Türkiye’nin terör örgütü olarak görüp ona göre muamele yaptığı örgütler Amerika’nın baş tacı ettiği örgütler olarak karşımıza çıkmaktadır.

Amerika “DEAŞ’e karşı savaşıyorlar” diye bu örgütleri sahiplenmiş ve şimdi de onları düzenli ordu haline getirmek için kolları sıvamış bulunuyor.

Yıllarca Amerika’dan dost ve müttefik olmayacağını anlatmaya çalıştık. Ama kimilerine bunu kabul ettirmemiz mümkün olmadı.

Şimdi onlar da durumun vahametini gördüler ama iş işten çoktan geçmiş bulunuyor.

Sanki Amerika Birleşik Devletleri son eyaletini Türkiye’nin güney sınırlarında kuruyor gibi bir hava esmiyor mu?

Hâlâ “Amerika ile ortak çıkarlarımız olduğuna inanıyoruz” denilmesini anlamakta zorlanıyoruz. Amerika’nın desteği ile bazı şeyler kazanılabilir ama faturasının ağır olacağı unutulmamalıdır.