Türkiye kuşatılıyor dediğimizde, ülkemiz daha kuşatılmamıştı. Bugün, cumhurbaşkanımızın yüksek sesle dile getirdiği hakikat budur.

Kazanmak kadar kaybetmenin de ne demek olduğunu yeterince bilen bir milletiz.

Balkan, Kafkas ve daha nice coğrafyadan azala kırıla Anadolu’ya sığındık. Büyük ricat. Bunun hikâyesi henüz tam manasıyla yazılmadı.

Çanakkale’deki muazzam başarımızı konuşuyoruz. Birkaç yıl sonra en parlak ve maliyetli zaferimizi kazandığımız yerden geldiler. Galibiyetimizi daima hatırlatalım. Mağlubiyetimizi ise unutmayalım. Eski evraklara biraz merakı olanlar, trajediyi acı bir şekilde görecektir. İşgal postaları, propaganda kartları, küstahça verilmiş pozlar vesaire.

Dünya üstünde bu kadar çok şehitliği olan kaç millet var? Mevcut vatanın dışında kalan şehitliklerden bahsediyoruz. Bedel ödemedik, adeta bedelin kendisi olduk.

Şimdi iç kalede, ana vatanda, baba ocağındayız. Bu sondur. Otuz yılı aşkın bir zamandır terörle imtihan ediliyoruz. İstikrarlı bir biçimde yıpratılmak, aşındırılmak isteniyoruz. “Yel kayadan ne koparır” deniliyor. Rüzgârın uzun vadede dağlara ve taşlara verdiği zararı biliyor olmalıyız.

Şu zamana kadar içerden yapamadıklarını dışardan başarmaya çalışıyorlar. Karşımızda sadece teröristler yok, terör devletleri de var. Bıçak sapını kesmez. Birbirlerine bunun için saldırmıyorlar.

Güney sınırlarımız boyunca oluşturulmak istenen terör koridorunun zararları saymakla bitmez. Bu oluşum, Türkiye ile İslâm âlemi arasına duvar örmeyi amaçlıyor. Hemen yanımızda sürekli kanayan ve kilometrelerce uzunluğunda olan bir açık yara düşünelim. Dünyanın en güçlü devletleri için bile sürdürülebilir bir durum değildir bu. Bekâ sorunu ve istikbal meselesi derken, anlatmaya çalıştığımız şey budur. Ayrıca şu: Sınırlarımızda terör devletçiği kurulması halinde, Anadolu’nun bütünlüğünü korumak imkânsız hale gelecektir. Buna müsaade edemeyiz.

Millî tarihimiz ibretlerle doludur. Her şey orada yazılıdır, kayıt altındadır. Beş yüz yıllık Türk yurtları, İslâm beldeleri birkaç saat içinde elinizden gidebilir. Yenişehir, Larissa olup çıkar.

Onlarca ülke kaybettik. Elimizde sadece şehirler kaldı. Son topraklarımızı elbette tüm gücümüzle ve bedeli ne olursa olsun koruyacağız.