Savaş gerçekte ABD ile!
Bu bizim ilk defa attığımız bir başlık değil. En yakın 15 şubat 2016’da Vahdet’te yayınlanan yazımızın serlevhası...
Aslında başlık aynı olmamakla beraber, muhtevası aynı bir hayli yazımız yayınlandı. Evet, savaş ABD ile, asla şek ve şüphe yok...Biz ABD ile savaşmak istemiyoruz. Ama onlar açıkca cehpe açmadan siyasetleriyle, uzantılarıyla bizimle savaşıyorlar. Suriye’de ABD’nin savaşı, Beşşar’la değildi, asla DAEŞ’le filan da değil...
Onlara Beşşar da lâzım, DAEŞ’de... İkili oynamak bu çirkin süper güce az gelir: Üçüncü piyonu PYD!
Münbiç’te PYD güçlerinin direklere ABD bayrağı çekmesi bizi hiç şaşırtmadı. ABD, böylece Suriye’deki büyük insanlık suçunu ifşa etti.
DAEŞ terör örgütünü ABD’nin kurduğunu, başkan adaylarından Trump açıklarken yayın kesildi! Bu şimdi savaşılan DAEŞ’in, bu kanlı örgütün, Suriye’nin ve bölgenin sünni karşıtı bir yapılandırma için kurulduğu anlaşılıyor. “Sünnilik DAEŞ’i üretiyor, öyleyse Irak’ta olduğu gibi, Suriye’de geriletilmeli. Elbette Türkiye’de de!”
Acaba FETÖ’nün abartılı büyütülmesinin arkasında da bu fikir mi vardı? Mefhumu muhalifinden anlatmak, yahut tersinden düşündürmek!
Diğer terör örgütü hem etniklik üzerinden hem de bayatlamış stalinizm üzerinden konuşan PKK uzantısı PYD... Böylece rakip örgütün de ABD himayesinden olduğu apaçık ortaya çıkıyor. Bir kuklalar savaşı seyrediyoruz, kuklacı oyuna tümüyle hakim.
DAEŞ sünnilikten, PYD İslâmdan arıtma-soğutma işini üstlenmiş. Apaçık ortada: PYD de anti-İslâm bir örgüt, tıpkı ağababası PKK gibi. Onların siyasî uzantılarının, zaman zaman namaz kılıyor gibi yapmaları, bayram tebrikinde bulunmaları tam bir sahtekârlık. Gerçek beyanları esas olarak İslâm düşmanlığı üzerine. Onlara verilen rol bu!
ABD’nin güvenliği Kudüs’den başlıyor!
İsrail’in güvenliği Ortadoğu’da onlar için en hayati mesele. İsrail nasıl güvende olur? Bölgenin istikrarsızlaştırılması İsrail’in güvenliğine en büyük hizmettir. Ne kadar çok çatışma, ne kadar büyük kaos, İsrail o kadar güvende.
Türkiye’nin bölgede görmezden gelinen tesiri İsrail için ciddi bir tehdit. Eninde sonunda Türkiye bölgede ağırlığını hissettirecek. Gelecekte eğer bir bölge istikrarı olacaksa bu Türkiye ile olacak. ABD-İsrail ekseni bunu çok iyi biliyor. O yüzden Türkiye’nin istikrarsızlaştırılmasını Irak müdahelesinden sonra Suriye meselesinde de ön plana aldı. Suriye meselesi Türkiye’nin sadece dış meselesi değildir, iç meselesidir! Sınırın öte yakası ile bu yakası arasında fark yoktur. Sahte sınırlar cetvelle çizilmiştir. Tabiî sınırları gözetmeyen bir Türkiye ayakta kalamaz. ABD’nin PYD oyunu Türkiye’yi bloke etmek üzerine kurulmuştur. Türkiye sınırları içinde tutulacak ama içerisi de karıştırılacak.
“Stratejik ortaklık” mavalından ötürü ABD Türkiye’nin Suriye ilgisine doğrudan engel olamayacağını anlayınca, kaç asırlık düşman Rusya’yı Suriye savaşına dahil etti. Kendi yapamayacağını Rusya’ya yaptırmak istedi. Rusya başlangıçta Beşşar merkezli bir tavır takındı. Fakat oyundaki rolünün ABD’nin çizdiği çerçevenin dışına çıkması gerektiğini biliyordu. Bu Türkiye denkleme dahil edilerek olabilirdi. Rusya’nın bu temayülü anlaşılınca, meşhur uçak düşürme hadisesi cereyan etti. Türkiye’nin Rusya ile ilişkilerinin bozulması ABD’nin bayramı oldu. Türkiye’yi köşeye sıkıştırmak için böyle bir çatışmaya ihtiyaç vardı. Rusya ile ilişkilerin düzelmesi, Türkiye’nin Suriye’de elini kuvvetlendirdi. Şimdi ABD’nin stratejik hedeflerini gözden geçirmesinin zamanı!
Türkiye-Rusya işbirliği bölgenin dengelerini altüst edecek bir gelişmeye doğru evriliyor...
Büyük şeytan kendi oyununa mağlub olacak!
Türkiye’nin ABD’ye söyleyeceği şu olabilir: Sen istedin!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.