Karar sizin
Tesettür İslam kadınının kimliği ile bütünleşen bir değerdir ve onun kişiliğine muhteremlik katmaktadır. İslam karşıtı zihniyetler ise çoğu zaman Müslüman kadının tesettürüne saldırarak kutsallarımıza olan öfkelerini ortaya koymuşlardır. Bir döneme damgasını vuran yasakçı zihniyetin başörtülü hanımlara uyguladığı baskı ve dayatmaların nedeni de bu zihniyetlerin İslam’a olan kin ve nefretleridir.
Son yıllarda Müslüman hanımların yoğun bir kimlik karmaşası ile karşı karşıya kaldıklarını görüyoruz. Bir yanda ekonomik ve siyasi gücü ellerinde tutan muhafazakâr-dindar kesimin dikkatini çekip çıkar elde edebilmek için kılıktan kılığa girenler, diğer yanda ise yaşadıkları kimlik karmaşasını tutumları ile dışa vuranlar. Ortamdan nemalanmak isteyen çıkarcı kesim ise şartlar müsait olduğunda başını örtüyor, şartlar değiştiğinde açıyor ve yaptıkları açıklamaları ile yaşadıkları kafa karışıklığını ortaya koyuyorlar. Bir de ilerlemiş yaşlarına rağmen saçlarını açıp, “Asıl kendimi şimdi buldum, böyle daha mutluyum” diyenler var. Tesettür ne yazık ki, kimlik bunalımı yaşayan hanımların ruh hallerini yansıtan bir araca dönüştürülmek isteniyor.
Öncelikle şunu baştan kabul etmeliyiz ki; Rabbimiz insanlara doğru olanı işaret etmekle beraber seçimlerini istedikleri yönde yapmaları noktasında özgür bırakmıştır. Fakat yaşamlarını doğrular üzerine kurmayan fertlerin ahiret yurdunda hüsrana uğrayacaklarını açıklamış ve uyarıda bulunmuştur. İnsanlar özgür iradeleri ile seçimlerini yapar ve yaşamlarını istedikleri şekilde sürdürebilirler. Peki, sorun olan ne? Sorun olan kişi ya da kişilerin tesettürü yaşadıkları kimlik karmaşasına, çarpık düşüncelerine ve çıkar ilişkilerine kurban etmeleridir. Tesettürü Allahın rızasını kazanmak için değil, bir kurum ya da kişilerden menfaatlenebilmek için araç olarak kullanmalarıdır. Allah’ın emrini hiçe sayıp kör nefislerine tabii olan hanımların zaafları üzerinden kazanım elde etmeye çalışmalarıdır. Be kardeşim madem inanmıyordun o halde örtüyü neden araç olarak kullandın? Kim seni zorladı? Kim sana baskı yaptı? Peki, madem örtünü çıkarmaya karar verdin neden bunu afişe etme ihtiyacı hissettin? Başörtün senin mutluluğunu elinden mi aldı?
Hz Ömer’in şu ifadeleri bugün içinde bulunduğumuz halet-i ruhiyemizi özetler mahiyettedir: “İnandığınız gibi yaşamazsanız, yaşadığınız gibi inanmaya başlarsınız.” Bugün Müslüman kadınların yaşadığı sorun budur. İnandıkları şeyle yaşamları arasında bir uzlaşı bulamayan hanımlarımız, menfaatlerine göre yön değiştiriyor ve bu çarpık tutumları ile genç kızlarımıza yanlış örnek oluyorlar. Çağın normlarına göre hareket edenlere karşın inandıkları yoldan hiç sapmayan hanımlar ise mesajlarını vermeye devam ediyorlar…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.