M. Şevket Eygi

M. Şevket Eygi

Dünyada ölümsüzlük olmaz

Dünyada ölümsüzlük olmaz

BİLİM adamları ölümsüzlüğün ilacını arıyormuş. Saçma ve akılsızca bir arama. Olacağı yok ya, ölümü yenseler ve insanlar ölmese ne olur? Dünya canlı cenazelerle dolar. Yaşayan mumyalar. Nüfus artar artar artar, dünya yaşanmaz hale gelir. Hayal edin, metroda (ayakta duracak hali kalmışsa) bin yaşında birinin yanında oturuyorsunuz…

İlim adamlarının bilge olmaları gerekir. Bilge alim böyle saçma sapan, fıtrata aykırı araştırmalarla uğraşmaz.

Kur’an, her nefsin (canın) ölümü tadacağını kesin olarak bildiriyor.

Alimler ne yapmalı:

İnsanların sağlıklı yaşamaları, hasta olmamaları için araştırmalar yapmalı.

İnsanların fıtrata uygun bir hayat sürmelerinin şartlarını araştırıp bulmalı.

Hastalıkların, hastaların sayısını azaltmalı.

İnsanların bu fanî dünyada mutlu, dengeli, ölçülü yaşamaları için yol göstermeli, ışık tutmalı.

Ecel, ne bir an öne, ne bir an geriye çekilebilir.

İslam’a uygun bir hayat sürenler, hastalanınca İslam tıbbı ile tedavi olanlar, doksan yaşına gelseler bile ayakta olurlar, çalışabilirler.

Bazı alimleri ölümsüzlük sırrı peşinde koşan Batı dünyası, insanlığı ve insanları çürütüyor.

Bu dünyanın kendisi de ölümlüdür. Kıyamet kopacak ve herkes ölecek. Zamanı gelince Allah ölüleri diriltecek. Mahkeme-i Kübra, Cennet Cehennem.

Ondan sonra ölüm öldürülecek… Bir kısım insanlar Cennette, bir kısmı Cehennemde… Cennette geçici olarak cezasını çeken son mü’min çıkarılıp Cehenneme konulduktan sonra, kapılar kapatılacak. Ebedî saadet… Ebedî mutluluk. Önemli olan, şu ölümlü dünyada ölümsüzlüğü aramak değil, âhirette sonsuz mutluluğu aramaktır.

*****

Mürşid-i kâmilleri tekellerine alan mutaassıp cahiller, onları hakkıyla anlayamamış sığ kimselerdir. Kibrit-i ahmer gibi nâdir bulunan mürşid-i kâmil, bütün Ümmet-i Muhammed’in (Salat ve selam olsun ona), hattâ bütün insanlığın malıdır. Mürşid’in birkaç tarikattan icazeti ve hilafeti vardır ama o bütün tarikatların üzerindedir. Mürşid’in asıl tarikatı Tarikat-ı Muhammediyedir. Bir devirde şeyh ve sahte şeyh sayısı çok olabilir ama kamil mürşidlerin sayısı çok azdır. Bir mürşid-i kamile bağlanan ve onun talimatını tutan, yolundan giden, inşaallah kurtulur. Bu kurtuluş, mürşidin himmetiyle, müridin gayretiyle olmaz: Hak Tealanın lütf, kerem ve fadlı ile olur. Himmet ve gayret vesiledir. Mürşid-i kamile ulaşmanın yolu, rüyasında onu görmekle olur. Mürşid, müride gösterilir. Buna nasib ve kısmet denir. (Müridlerinden kendi nefsi için para toplayan kimse mürşid değildir. Mürşidlikten geçtim, o şeyh bile değildir. Nedir? Müteşeyyih…)

*****

Allah, birinci dünya savaşında İslam düşmanı devletlerle ve Siyonistlerle işbirliği yapan, Saltanat-ı Osmaniye’nin ve Hilafet-i İslamiye’nin yıkılmasına yol açan, Ortadoğu’nun paramparça olmasına, Filistinin ve Kudüs’un elden gitmesine sebep olan hainlerin cezasını versin.

*****

Gaflet, dalalet (sapıklık), hıyanet o kadar genel ve yoğun ki, Müslümanlar kendi akıllarını kullanarak derlenip toparlanamayacaklar. Üçüncü dünya savaşı çıkacağa, nükleer kimyasal biyolojik silahlar kullanılacağa, Melhame-i Kübra muharebesi, büyük yıkımlar ve kıyımlar olacağa benziyor. Islah tepeden inme olacaktır.

*****

Su salağa bakınız: Ortadoğu’da yer yerinden oynayacak, bizimkine bir şey olmayacak, yan gelip yatacak, altın küpte yapılmış Şeşhane kebabı yiyecek, Lıkırtı şerbeti içecek, manda kaymaklı tatlı atıştıracak, yazlığında dolce vita yapacak. Zehi gaflet! Salak mı salak, süper salak!..

Önceki ve Sonraki Yazılar
M. Şevket Eygi Arşivi