Büyükanne’den toruna
Sevgili Ali Hür,
Bugün annenle birlikte alış verişe çıktık. Senin için ve senin adına hayaller kurduk. Senin için sevindik, senin için kaygılandık. Senin adına umutlandık, senin adına sevindik…
Annen bir oyuncakçının önünde durdu. Bahçesini sulayan bir bahçıvan bir de mavi araba seçti. Büyük ihtimal Ali Hür bu oyuncakları beğenir, belki de boynuma sarılır teşekkür eder dedi. Bilmiyorum nasıl tepki verirdin…
Suretini görmeden, kar beyaz hayallerini bilmeden senin adına konuşmak ve senin adına kararlar verdik. Senin sevebileceğini düşündüğümüz şarkıları mırıldandık. Sevebileceğini düşündüğümüz yiyeceklerden aldık. Bilmiyorum nelerden hoşlanacak, neler isteyecek ve gelecekle ilgili hangi hayalleri kuracaksın. Bilmiyorum bizim bu tatlı hayallerimizi nasıl karşılayacak ve bize nasıl bir cevap vereceksin. Ama biz seni hayallerimize taşıdık ve hayallerimizde büyüttük…
Öğleye doğru bir mağazaya uğradık. Annen sitem ediyor, erkek çocukların giysileri neden hep mavi renklerden oluşur, diğer renklerden neden seçilmez diyor… Gerçekten de erkek çocuklar için hazırlanmış giysilerin ve oyuncakların hepsi mavi ve beyazdan renklerden oluşuyor. Mavi ve beyaz… Gök kubbenin ve okyanusların rengi! Her ikisi de içinde zengin bir dünyayı barındırıyor. Biri kucağında onlarca yıldızı, dolunayı, güneşi barındırıyor. Diğeri berrak renkli inciyi ve onlarca canlıyı… Her ikisi de hayatın kalbinde yer alıyor. Biliyorum ki gök kubbenin ve denizin rengi senin sadece eşyalarına değil ruhuna da bulaşacak. İşte o vakit engin bir dünya ile tanışacaksın.
Sevgili Ali Hür, bugün senin için alış veriş yaptık. Ve aldığımız giysilere sımsıkı sarılıp konuştuk onlarla. Senin adına sorular sorduk, senin adına duygulandık, senin adına hayaller kurduk. Sen yoktun ama adın hep dilimizdeydi. Sen yoktun ama hayalin hep belleğimizdeydi. Sen yoktun ama ifadelerin hep kulaklarımızdaydı. Sanki aramızdaydın, koşuyor, gülüyor, konuşuyor ve akıl almak yaramazlıklar yapıyordun. Sorduğun sorularla bizi şaşkına çeviriyor erişkin bir insan edasıyla karşımızda duruyordun.
Gözlerimiz ufuktaydı, yolunu gözlüyor ve adını sayıklıyorduk. Evet, sen bedenen aramızda değildin ama hayalin hep bizimleydi. Ve biz her gün sana biraz daha alışıyor ve sana bağlanıyorduk.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.