Önce Basketbol Milli Takımı’ndan başlayalım. İsveç’e kazanmakta olduğumuz maçı elimizle teslim ettik diyebiliriz. Elimizde derken sadece bu maçla bağlantılı değildir. Parkeye lig maçlarında beş yabancı ile birden çıkılıyorsa ve de bu kafa bütün takımları sarmış ise, milli takım zaten başarılı olamaz ki! Şimdi bu akşam Letonya maçı var. Umarım bir arıza daha yapmayız. Takımın hocası Ufuk Sarıca için üzülüyorum.

***

Hemen haber geldi. Rizesporlu Samudio için yazı yazmıştım ya, almayana şaşarım diye... Rize’den bir dostum aradı. Ne yaptın sen yahu diye... Meğerse benim yazının ertesinde Trabzonspor kemendi hemen atmış bu Paraguaylı genç oyuncuya... Ne yapalım, profesyonel futbol bu...

***

Takımlarımızın en büyük sıkıntısı nedir biliyor musunuz? Teknik direktörlerin yardımcıları veya inandıkları futbol adamlarıyla fikir alış verişi yapmayışlarıdır. Hani bir laf vardır ya, akıl akıldan üstündür diye... Belki de siz teknik direktör olarak fazla konsantrasyon yüzünden görememişsinizdir ama, yanınızdaki fark etmiştir. Yani orta sahanın tamamını kaldırmak, savunmanın göbeği ile fazla oynamak, gol atmak için illa da iki santrfor kullanmak yanlışı hatalı davranışların başında gelmektedir... Hani bir daha hatırlatayım dedim.

***

Burak Yılmaz dördüncü sarı kart yüzünden Beşiktaş maçına çıkamayacak. Bazı kişiler bu işe kuşkulu baktılar. Hani Emre’nin Fenerbahçe maçına çıkamayışı gibi... Ancak bu defa iş farklı... Burak arkasındaki rakibi görmeden dirsek temasında bulundu. Yani kuşkuya gerek yok.

***

Fenerbahçe kongresine 4 ay gibi az bir zaman kala ateş harlanmayı başladı... Ali Koç, bir toplantısında, hiç de beklemediğim biçimde sert çıkmış... Aziz Yıldırım daha ziyade il il dolaşıp yatırım yapıyor. Sokak mı? Sanki Koç’tan yana... Üye mi? Bence Yıldırım ağırlıklı... Bu arada düne kadar Aziz Bey’in eteğinden ayrılmayan bazı kişilerin Koç’un tarafında yoğun faaliyette bulunduklarını da öğrendim... Hayırlısı diyelim... Ancak önümüzdeki günlerde ateş daha harlanacaktır. Bunu da biliniz!

***

Fikret Orman başkanın da dili çözüldü. Neler söylemiyor ki... Ben derim ki, Süleyman Seba’nın mirasını zedelemeyiniz. Çünkü tek efsane başkan sizden çıktı da ondan...

***

Belki de daha önce yazmalıydım. Ya da maçtan sonra... Ama ben o yazarlardan değilim. Cüneyt Çakır hoca bence en zor Şampiyonlar Ligi maçını yönettikten sonra bizde de en kritik derbiye verildi. Hem de beş gün sonra... Bence yanlıştır. Ama bizde fazla yükselene çelme adettir.