Gâvurdan güç alanlar
ABD nin “terörist” dediğine biz terörist” demeceğiz. çünkü onun dilinde terörist denince akla gelen Müslümanlardır. ABD çizgisinde hareket eden basın dili de aynı hatayı bilerek veya bilmeyerek yapmaktadır.
Devlet destekli Kartel basını, Filistin’den bir haber verecekse “İsrail askerleri bir Filistinli teröristin evini vurdu. Veya Filistinli bir militanı öldürdü” diyerek haber verirler. TRT de buna dahil.
Amerika’lı askerler, Irak’ta bir mahalleyi yakıp yıktıklarında bazı Türk basınında “Amerikalı askerler militanların kaldığı mahalleye baskın yaptı” diye haber verirler.
Ne zaman Türk yöneticileri Amerika’ya enerji depolamak için gitseler, bir gün öncesinde Türkiye’nin dört ilinde el Kaide örgütüne gece baskınları yapılır.
Yöneticiler enerji depolamasını yaptıktan sonra el Kaide zanlıları serbest bırakılırlar.
İnsaflı gazeteciler bu evlerde suç aleti olarak yakalanan Kur’an tefsiri ile birkaç Elif cüzünü haber yapmanın vicdan azabını çektikleri gibi bazı emniyet görevlileri de el Kaide’nin ne olduğunu bilmeyen, Afganistan’ı haritada bulamayacak kadar habersiz olan bu asgari ücretle çalışan garibanın ahını almamak için “Ne olur bize beddua etme. Biz de görevimizi yapıyoruz. “Getirin” dediler getirdik, “Götürün” diyorlar götürüyoruz. Biz, verilen emri yerine getiriyoruz” deme durumunda bırakılıyor.
Asgari ücretle çalışan bu garibimiz işinden olduğu gibi bir daha o şehirde iş bulamıyor.
O emniyet görevlisi belki kendisini kurtarır ama Kur’an öğrendikleri için suç aletleriyle beraber Hakim huzuruna çıkmalarını sağlayan, Bakan ve daha üstündekilerin işi biraz zor. Mazlumun ahını alıyorlar.
“Ne olmuş yani bak hâkim bey serbest bırakmış. O garibin ekmeğiyle oynanmış ama Türkiye’nin başı güçlenmiş” diye bir savunmaya kalkanlar şunu iyi bilsinler ki, başkasının gazıyla şişenler yine onun iğnesiyle düşerler.
Ortadoğu’ya demokrasinin gelmemesi için geziye çıkacak olan ABD Başkanı Bush, Irak’ta Saddam’ı devirdiğine bin pişman.
Onun için Arap ülkelerinde kralların yerini güçlendirmek için seyahat yapacak.
Krallar giderse Türkiye’de suç aleti olarak karakola götürülen “Fi zilal-il Kur’an” isimli tefsiri yazan, okuyan, okutan insanlar seçimle işbaşına gelecekler ve Amerika’nın Büyük Ortadoğu projesine engel olacaklar.
Ayağına gelenlere verdiği enerjiden, bazı Arap krallarına da güç vermek için seyahate çıkacak ya, seyredin siz o ülkelerdeki kargaşayı, Müslümanları tutuklamaları, işkenceleri.
Sevgili Peygamberimiz “Bir topluluğun karaltısını/Kalabalıklığını çoğaltanlar o topluluktan sayılırlar” buyurmuş. (Deylemi, İbni Mesud’dan rivayet ediyor. Kenz-ül ummal 9/36 hadis no 24735, İbni Mübarek ise Zühd’ünde Ebu Zerrin-il ğıfari’nin sözü olarak vermiş. Ebu Ya’la, Müsned’inde İbni Mesud’dan Efendimizin sözü olarak rivayet etmiş. Bak Nasb-ur Raye 4/403)
Gönlü Sevgili Peygamberimizle olup da parası ve silahıyla peygamber düşmanlarının yanında olanlar bu hadise dikkat etsinler.
Hani Hz. İbrahim aleyhisselamı yakmak isteyenler topluca yangını seyrederlerken ağzında bir damlacık su ile ateşin üzerine yürüyen karıncaya gülüşüp “Bu damlacık bu göklere varan ateşe ne yapacak?” dediklerinde karınca “Tarafım belli olsun” diye cevap vermiş derler ya işte bu hadisi şerif bize tarafımızı belirlememizi ister.
Dünyanın neresinde olursa olsun, onların adlandırmasıyla Radikal Müslüman’dan ılımlı/layt Müslüman’a kadar haklı olan herkesin yanında yer almak için bir damlacık suyumuzla, ağzımızdaki duamızla yerimizi alacağız. Hiçbir şey yapamıyorsak onlara karşı din düşmanlarının o Müslüman kardeşlerimiz hakkında uydurdukları iftiraları tekrarlamayı bırakacağız.
Elimizden fayda gelmiyorsa bari dilimizden zarar gelmesin.