1984 tarihinde Los Angeles olimpiyatlarına katılıp, judoda altın madalyayı hak ettiği halde gümüş madalya kazanan bir sporcu vardı. Adı Muhammed Ali Rişvandı. Muhammed Ali başarılı bir sporcuydu, Japon rakibini alt edip ülkesine altın madalya kazandırmak istiyordu. Nitekim ülkesinde onun başarısını bekleyen onlarca insan vardı. Muhammed Ali hem ülkesinin adını duyuracak hem de ailesini onore edecekti. Bütün bunlar Muhammed Ali’nin çabası ile gerçekleşecekti. Fakat olmadı… Kendisi altın madalya kazanacakken, ayağından sakatlanan rakibine zarar vermemek için alttan aldı ve yenilgiye uğradı. Onun bu tavrı ihtiraslarına yenik düşen ve hayatı maddi bir yarıştan ibaret gören fertler üzerinde büyük bir etki bırakmış ve Muhammed Ali’nin bu tavrı gündeme oturmuştu. Peki, olay nasıl gerçekleşmişti?

Muhammed Ali Rişvan duyarlı bir Müslümandı ve en son Japon rakibiyle karşılaşmıştı. Fakat rakibinin sol ayağındaki tentonlardan birinde yırtılma olmuştu. O yüzden sol tarafı zayıftı. Müsabaka esnasında antrenör ısrarla sol bacağına vurmasını ve rakibini alt etmesini istiyordu. Fakat o rakibinin zayıflığı üzerinden elde edeceği başarıyı reddediyor ve alabildiğince toleranslı davranıyordu. Maçı yenilgi ile tamamlamıştı. Peki, bu gerçekten bir yenilgi miydi?

Bir sporcunun rakibinin durumunu empati yapıp geri adım atması, maddi anlamda bir kazanç getirmeyebilirdi. Ama o insanların yüreklerini kazanmış ve bütün insanlığın dikkatine çekecek bir davranış sergilemişti. Şefkat ve adalet…

Muhammed Ali ile röportaj yapan gazeteci bu durum hakkında sorduğunda ona şöyle cevap vermişti: “benim dinim yaralıya vurmayı yasaklıyor. Eğer rakibim o durumdayken sol bacağına yüklenseydim sakat kalabilirdi. Madalya için bunu ona yapamazdım” Muhammed Ali’nin bu tavrı saygı ile alkışlandı ve kendisi UNESCO dünyanın en ahlak sahibi sporcusu üstün ödülüne layık görüldü. Fakat o asıl mükâfatı Yaratıcısından bekliyor, bunun için dua ediyordu.

Muhammet Ali’nin bu tavrından etkilenen Japonlar onu ülkelerine davet ettiler ve insani duyarlılığı nedeniyle kendisine teşekkür ettiler. Hatta onun bu yaklaşımından etkilenen birçok Japon İslam’ı inceleyip Müslüman oldu. Muhammed Ali Allah için bir davranış sergilemiş ve maddi olandan vazgeçip manevi olanı tercih etmişti. Ve Rabbim onu dünya üzerinde de insanların sevgi ve teveccühleri ile ödüllendirdi.