İskender Makedonca bilir miydi?
Şimdi “İskender” adı geçince midesi hareketlenen şikemperverler “ne lüzumsuz bir soru” diyebilirler. Onlara göre Bursalı Kebapçı İskender ister makedonca bilsin, ister bilmesin sonuç değişmez.
Yaprak yaprak kesilmiş döner, yoğurt, tereyağı, salça ve kuru pide öyle bir terkib oluşturur ki...Bütün dilleri kendine çeker!
Günümüz Türkiye’sinde dünya tarihinin tanıdığı sayılı cihangirlerden Makedonyalı İskender’in dönerci İskender kadar şöhretli olduğu tartışılır. “Tarihteki büyük İskender mi büyüktür, iskender kebabın kâşifi İskender mi?” sorusunu duraklamadan cevaplamak zordur. (Ben kebapçı İskender’in öne çıkmasından korkarım.)
Tabiî şu sıralar, Yunanlılar ve Makedonlar açısından büyük olan kebapçı İskender değildir. (Muhtemelen onlar henüz iskender kebap lezzetini tanımıyorlar!) MÖ. 356-323 yılları arasında yaşamış, ta Hindistan’a kadar bir çok ülkeyi istila etmiş, bizim eskiden “İskender-i Kebir”, şimdilerde Büyük İskender değimiz tarihî şahsiyet topu topu 13 yıl hüküm sürmüş, 33 yıl yaşamış... Ve ondan sonrası “helenistik devir” olarak anılıyor. İstila edilen coğrafyalarda Yunan sanatının tesiri zirveye ulaşıyor.
Bu yazıyı Makedonya’da yazıyorum. Son cümlede “Yunan” kelimesini kullanmam zülfüyare dokunabilir! “Makedon sanatı” demeliydim!
İskender Makedonyalı, babası Filip. Tamam da, İskender Makedon muydu?
Bunu bilmiyorum, fakat İskender’in makedonca bilmediğinden şüphe etmiyorum!
“Adam Makedon’sa neden Makedonca bilmesin?” denilebilir. Tabiî uzun bir çünküüü... çekmemiz gerekiyor.
Ansiklopedik bilgilere göre, Güney Slav dillerinin doğu grubundan olan makedonca yazıya geçen ilk Slav dili olmakla beraber, yazıya geçmesi ancak 9. yüzyıla kadar götürülebiliyor. Ya Slavlar neyin nesi? İlk Slav vatanının Vistül nehri, Polesiye ve Dnepr sahasına kadar yayıldığı sanılıyor. Slav kelimesi ilk olarak milattan sonra 6. yüzyılın başlarında kilise babası Pseudo Cesarios'un kitabında geçiyormuş. Anlayacağınız, ne kadar sündürsek Slavları/Makedonları İskender zamanına götüremiyoruz, dillerini de elbette.
Kısacası, İskender kabrinde Makedonca talim etmediyse asla Makedonca biliyor olamaz!
Ama Makedonlar İskenderi ataları olarak biliyor! Bunun bugünün dünyasında bir kavga sebebi olduğunu biliyor muydunuz?
Yunanistan ve Makedonya İskender’i paylaşamıyor. Yunanistan Makedonya’nın sadece bugün Makedonya denilen sınırlar içinde olmadığını, kendi ülkesinin bir kısmının da Makedonya olduğunu öne sürerek, bu nevzuhur devletin adına itiraz ediyor. Tabiî İskender’i baş kahramanı seçmesine de!
Biz ilk defa Üsküp’e gediğimizde “İskender lö Grand” havaalanına inmiştik. Yani Büyük İskender Havaalanı! Minicik bir kasaba havaalanı idi! Şimdi Yunanlıların itirazı üzerine hava alanının adı “Üsküp havalimanı” olarak değiştirilecekmiş.
Bu yumuşamanın veya geri çekilişin anlamı ne? Makedonya AB’ye girmek istiyor! Ülke isminin değişmesi de bu durumda gündeme gelecek. Bakalım ülkenin adı ne olacak?
Üsküp’teyiz, hani Yahya Kemal’in diliyle “Yıldırım Bayezid han diyarı”nda...Buranın Yıldırım Bayezid han diyarı olmadığını, yani bir Türk ve Osmanlı şehri olmadığını, dahası Müslüman şehri olmadığını ısbat etmek tasası Makedonları çılgına çevirmiş. Dünyanın parasını harcayarak helenistik (makedonistik mi demeliydik yoksa?) binalar yapmakla kalmamışlar, şehrin merkezini heykelistana çevirmişler.
Böylece Üsküp’ün gerçek kimliği örtülebilir mi?
Bu etniklik hastalığının heykelleştirilmesinden, anıtlaştırılmasından başka bir şey değil.
Bir ara Fatih’in güzelim taşköprüsünün kitabesini güya kazara suya düşürmüşlerdi, Türkiye’nin baskısıyla yerine koydular. Şimdi o zarif köprüyü görünmez kılmaya çalışıyorlar. Bir köprü yapmışlar, biri de yapılıyor!
Şimdi “Büyük İskender ne kadar büyük?” sorusunu sormanın tam zamanı. İki gündür bunun somutlaştırılması örnekleri ile karşılaşıyoruz. Selanik’te hem “Kör” Filip’in, hem de İskender’in heykelleri var. Fakat Makedonya’dakilere bakınca, “asıl Büyük İskender budur” diyorsunuz! Bu heykeller için “büyük” sıfatı kâfi gelmez. Çok çok büyük, en en büyük filan demek gerekir.
Makedon kimliği şöyle heykelleştiriliyor: Kocaman bir Filip (Yunanlılardaki gibi kör değil galiba) ve daha da kocaman İskender ve ondan da kocaman haç! dünyanın en büyük haçı Üsküp’te!
Maddî büyüklükleri gerçek büyüklük sanmak hamakatın dikalası! Eğer İskender fiziki büyüklükle büyük olunsaydı, hiç şansı olmazdı. Tarihler İskender’in ufarak bir adam olduğunu yazıyor!
Balkan ülkelerinde ufak kavimlerin küçüklüklerini büyük nispetlerle örtmeye çalışması nereye kadar götürülebilir?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.