PKK Fitnesi Ve Çocuklar
Son zamanlarda haberlerdeki görüntüler hiç de hoş değil. PKK ve yandaşları tam bir fitne içinde. Sokaklar savaş alanı gibi. Taşlar, sopalar, Molotof kokteyller, gaz bombaları, panzerler, naralar, feryatlar, çığlıklar ve bunca kaosun tam da göbeğinde bir fitneye alet edilen, istismar edilen çocuklar…
Özellikle de orada olmaması, hiç olmaması gereken masum kalası çocuklar…
Bırakın olmamasını, o manzaraları hiç görmemesi gereken hassas ruhlu çocuklar…
Orası ne filim seti, ne Filistin sokakları…
Bir zamanlar Filistinli çocukları ellerinde taşlar ve sapanlarla öyle direnirken görmüştük zalim İsrail askerlerine karşı.
Görmüş ve sevmiştik. Adına duygulu şiirler yazmıştık, marşlar, ezgiler bestelemiştik hüzün ve yiğitlik dolu…
O manzaralar şimdi ülkemizde ne yazık ki. Ama içimizdeki o duygular değil…
PKK imaj hırsızlığı yaparak o duyguları çalmak ve kendi çirkin amacına yönelik kullanmak istiyor maalesef. Şimdi o Filistin’de gördüğümüz bildik manzaralar, bizim şehirlerimizde…
Peki, kandırabilecek mi PKK bununla bu milleti ve dünyayı? Yani taş atan çocuklar, Filistin’dekiler gibi masum ve kahraman mı sayılacak?
Taş atılan güvenlik güçleri, durduk yerde insan öldüren, teslim olmuş elindeki adama kurşun sıkan, taşlarla kolunu kıran İsrailli askerler mi olacak yani?
Bir insanı, bir gurubu, bir davayı, bir hareketi niyet ve amaçları sevdirir, beğendirir, güzel gösterir ve maddi veya manevi destek verdirir.
Ne demişti Resulullah (sav) Efendimiz: “Ameller, niyetlere göredir.”
Filistinli çocukların ve babalarının davası İslam, vatan, özgürlük, güvenlik idi öncelikli olarak. Sonra aş, iş, eğitim vs. gibi dünyalıklardı…
Bu yüzden haklılardı. Ve bu yüzden de dünyadan takdir görüyorlardı. Etkili oluyorlardı yani.
Ya PKK?
Nedir PKK nın davası?
İslam mı?
Hayır!
Vatan mı?
Hayır!
Özgürlük mü? Güvenlik mi? Aş iş mi?
Hadi bunlar için “kısmen evet” diyelim. Kısmen başka yerlerde de aynı sorunlar olmasına rağmen, oradaki daha da yoğunluğu göz ardı etmeyelim ve “kısmen de olsa özgürlük” sorunu, “güvenlik, aş, iş sorunu” var diyelim.
Peki, ama bunun için kan mı dökmek lazım?
Bunun için kardeşleri acımadan öldürmek mi lazım?
Devletin araç gereçlerini yakmak, yıkmak mı lazım?
Sokakları savaş alanına döndürmek mi lazım?
Herkesin arabalarını, iş yerlerini kundaklamak mı lazım?
Ve nihayet çocukları öne sürerek istismar etmek mi lazım?
Hayır, PKK’nın çocukları istismarı tutmayacaktır.
O çocuklar, Filistinliler gibi kahraman sayılmıyorlar.
Basit, zavallı, adi birer suç makinesine dönüştürülmüş zararlı mahlûklar…
Nefretle bakılıyorlar ve çocukluk masumiyetiyle hak ettikleri sevgiyi de kaybediyorlar…
Bir şey daha var; onların yanında babaları yok. Terörist “ağabeyleri” var.
Ne istiyor aslında o ağabeyleri biliyor musunuz?
Güvenlik güçleri bu çocukları dövsün, onlar da kameraya alsınlar…
Güvenlik güçleri bu çocukları öldürsün, onlar da sokaklara gelmeyen ana babalarıyla daha büyük savaşlar çıkarsın, bunları da acı ve nefretle dünya seyretsin…
Olmadı işte1…
İstekleri ters tepti.
Herkes çocuk istismarını gördü ve bir kere daha lanetledi.
Terörü ve PKK yı bir kere daha lanetledi.
Kara yüzlerine bir kere daha tükürdü…
Neydi o çocukların “polis ağabeylerinden” top almak, balon, sakız, şeker almak için yarışları?
Polis abisinin “bize niye taş atıyorsunuz?” diye sorduğunda
Neydi o çocuğun utancı, başını öne eğişi?
Bu çocukların başını niye öne eğdiriyorsunuz ey mendeburlar?
Kendi halkınızın çocuklarına bunu neden reva görüyorsunuz?
Damarınızda hiç mi insan kanı kalmadı?
Evet, haklı bir dava ile yola çıkmak ve hakkı almak için gerekirse eziyet ve işkencelere katlanmak, çile çekmek güzel ve övünülecek bir durumdur. Bunu bu ülkede Müslümanlar/İslamcılar nasıl yapıyor bir bakınız. Bakınız ve ibret alınız.
Onların arkasında üstelik batı da yok. İnsan hakları savunucuları, adalet örgütleri, uluslar arası mahkemeler, parlamentolar, dernekler, vakıflar, holdingler, BM de yok. Dünyadan destekleri yok yani.
Kara paraları yok, beynelmilel Medya’ları yok.
Ama kırmadan, dökmeden, hele kan hiç dökmeden onurla bir mücadele veriyorlar.
“Aynı gemideyiz” diye gemilerini delenlerle mücadele ederken, kargaşa ve karmaşa ile gemiyi alabora edip batırmamaya da azami dikkat gösteriyorlar.
Halkı bilinçlendirerek desteklerini alıyor ve her imkândan yararlanıyorlar.
Adım adım zafere gidiyorlar.
Maksat üzüm yemektir, bağcı dövmek değil. Bu ülkeye özgürlük, adalet, refah, barış getirmektir.
Üstelik bütün dünyaya karşı da aynı güzel duyguları paylaşmaktadırlar. Bunu da er ya da geç başaracaklardır inşallah.
Çünkü davaları haktır.
Ya sizin ey PKK lılar?
Davanız ve metodunuz haklı mı?
Amacınız insanî mi? İnsana değeriniz var mı?
Müslüman Kürtleri İslam’dan uzaklaştırarak onlara ne verebilirsiniz ki?
PKK nın bunu görmemesi hadi diyelim normaldir. Nihayet kanlı bir terör örgütü. Şimdilerde de kimin niçin kurdurduğu sorgulanmakta, taşeronluğu tartışılmakta. Bakalım Ergenekon’dan ne çıkar?
Ama siz ey Kürt kökenli kardeşlerim, PKK nın İslam davasında olmadığını uzun uzun anlatmaya gerek var mı?
Eğer yoksa peki bir Müslüman için “Allah’ın ipine sarılmaktan” başka, yani “İslam”dan başka bir “dava”nın olmadığını söylemeye gerek var mı?
Eğer “yok” diyorsanız, gelin bu PKK yı bitirelim ve biz hep beraber kendi işimize bakalım. Biricik davamız İslam için çalışalım.
Gelin böyle yaparak kendimiz gibi, geleceğimiz olan evlatlarımızı da dinsizlik ateşinden korumuş olalım.