Bir buçuk milyarlık İslam dünyası, 9 milyonluk İsrail ile başa çıkamıyor. Bunun hayli sebebi var. Birincisi, İslam âleminde birlik olmamasıdır. İkincisi, bir Selahaddin olmamasıdır. Diğer sebepleri saymaya lüzum yok…

Soru: İsrail ayakta kalabilir mi?.. Kalamaz. Niçin?.. Çünkü o bir tarihî ârızadır. Ârızaların başlangıç tarihleri olduğu gibi bitiş tarihleri de vardır. Birinci Haçlı seferinden sonra kurulan Kudüs Katolik Frank krallığının böyle iki tarihi vardır: Başlangıç ve bitiş…

Üçüncü dünya savaşı Ortadoğu’yu allak bullak edecektir.

2022, bilemediniz 23’te bambaşka bir dünya olacaktır.

Nükleer, biyolojik, kimyasal silahlar, sanırım insanlığı yeni bir taş devrine götürecektir.

Sadece İsrail değil, bütün ideolojik ârıza/kaza rejimleri devrilecektir.

İslam dünyası nasıl birleşecektir?

Birleşme iki yolla olur:

Beşerî yatay irade ile… Müslümanlar birleşmek isterler, iradelerini bu konuya yoğunlaştırırlar, birleşmek için gerekenleri yaparlar…

İkincisi: İnsan iradesinin üzerinde dikey irade ile olur. Çok sancılı olur.

İsrail, ABD’nin Ortadoğu’daki bir eyaleti midir?.. Değildir. Büyük süper ABD küçük İsrail’in bir sömürgesidir sanki.

ABD’nin elçiliğini Tel Aviv’den, Kudüs’e taşıması konusunda ne yapılabilir?

Bir teklifim var: Başta Neturei Karta ve Jechouroun cemaatlerinin, İsrail ve Siyonizm karşıtı hahamları olmak üzere, 35 kadar antisiyonist büyük haham İstanbul’a veya Ankara’ya devletimiz tarafından resmen davet edilir. İsrail’i kınayan, Siyonizm’in (Tevrat dinine göre) küfür olduğunu beyan eden, Filistin’in, Filistinlilerin vatanı ve mülkü olduğunu açıkça ifade eden bir bildiri hazırlanır ve bütün dünyaya pür velvele ilan edilir. Bu, en az bir milyar insana duyurulur.

Yahudilere, Musevilere en zararlı şey, Siyonizm ideolojisidir.

Nitekim Almanlara ve Almanya’ya en büyük zararı Nazizm vermiştir.

Slavlara, Ruslara en büyük zararı Marksizm vermiştir.

Müslüman Türklere en büyük zararı Moiz Kohen Tekin Alp’in çarpık ideolojisi vermiştir.

Almanlar, 1945’in Mayıs’ında Nazizm’in verdiği korkunç zararları gördüler ve anladılar.

İsrail ile münasebetlerimiz gergin midir, kopma sürecinde midir?

Diplomatik bakımdan öyle ama ticarî ve iktisadî ilişkilerimiz çoğalarak güçlenerek devam ediyor.

Türkiye’de hâlâ Yahudi tesiri, gücü var mıdır?

Bundan hiç şüphe edilmesin.

Savaş çıkabilir mi?

Savaş halen vardır, büyüyebilir, genelleşebilir, üçüncü dünya savaşına dönüşebilir.

Bir şey olmaz, bir şey olmaz be diyenler var… O gayr-i ciddî adamlara önem vermeyiniz. İleride çok vahim bir şeyler olacağına dair alametler var.

Savaş çıkarsa ve bize de sıçrarsa ne yapacağız?

İstanbul’da yaşanmaz. Herkes köyüne, yazlığına, taşraya gitmeye çalışsın ama kaçmak o kadar kolay olmaz.

Savaş esnasında ekmek bulamayanlar ne yesin?.. Tuzu kuru olanlar pasta yesinler.

Osmanlı devleti ve Hilafeti yıkılmamış olsaydı, son yüz senelik facialar yaşanmazdı.

Filistin Filistinlilerin vatanı olurdu.

Şam’a Halep’e Bağdat’a Beyrut’a Kudüs’e Basra’ya Cidde’ye Mekke’ye Medine’ye Sanaa’ya Bingazi’ye ve diğer şehirlere pasaportsuz gidilirdi.

Birlik güçtür… Parçalanma zillet esaret yenilgidir.

 ***

 ERMENİSTAN

Ermenistan’ın yeni başbakanı Türkiye ile koşulsuz müzakerelere hazırız dedi ama yine de bir şart koştu: Azerbaycan’a ait Karabağ yine onlarda kalacak.

Karabağ konusunda âdil ve kalıcı bir barış yapılmak şartıyla Ermenistan ile anlaşılmasını, diplomatik münasebetler kurulmasını temenni ederim.

Ermenistan, Türkiye’nin bütünlüğünü kabul edecek, bizden toprak istemeyecek. Bu konuda sağlam garantiler verecek.
Ermeni soykırımı iddia ve isnatlarından vazgeçecek.
Türkiye ile Ermenistan arasında kalıcı bir barış havası oluştuğunda, iki ülkenin vatandaşları pasaportsuz olarak seyahat edebilecekler. Nitekim şu anda Gürcistan’la böyledir.
Alabildiğine iktisadî, ticarî, turistik işbirliği yapılacak.
Bendeniz, Yunanistan ile de böyle olmasını isterim.
Üçüncü dünya savaşından sonra Ortadoğu İslam ülkeleri birleşecektir.
Türkiye’nin, bütün komşularıyla sıfır problemli olmasını arzularım.
Ermenistan, Ermeniler, Ermeni diasporası Türkiye’ye gereken garantileri verirlerse birçok pürüz halledilebilir.
Ermenistan meselesini mütalaa ve müzakere ederken, ülkemizdeki bir milyon Hıristiyan Kriptoyu mutlaka hesaba katmak gerekir.
Ermenistan bizim şehirlerimizdeki isteklerinden vazgeçmelidir. Vaktiyle Erivan bir Müslüman şehri idi…

Ermenilerin bir kısmının (tamamı değil) Rus, İngiliz, Fransız sömürgecilerinin ve onların ön kuvvetleri olan misyonerlerin tesiri altında kalarak Osmanlı’ya isyan etmesi, bütün Ermenilerin felaketine yol açmıştır.

Ermeni teröristleri, Ermenilerin menfaatinin Müslümanlarla birlikte barış ve uyum içinde yaşamak olduğunu anlayamadılar.

Nitekim, Anadolu Rumları da bunu anlayamamış ve silinmişlerdir.

Anadolu Rumluğuna en büyük zararı, 1919’da düşman Yunan ordusunu kutsayan İzmir metropoliti Hrisostomos vermiştir.

Ermenilerin başını çeken zevatın uzak görüşlü, basiretli, firasetli, realist olmaları beklenir.

***

TAŞOCAKLARI

Fatih beyefendi, Trakya’da ormanlık yeşillik bir yerdeki taşocaklarının fotoğrafını göndermiş. Bütün tabiî güzellikleri katl etmişler.

Medenî ülkelerde, artık taş çıkartılmayan böyle ocakları mühendisler, peyzaj mimarları, uzmanlar yeşillendiriyor, çukur yerlerine göller yapıyor, eskisinden güzel hale getiriyor. Bizde bu hassasiyet, bu zevk, bu estetik yok. Türkiye’yi çirkinleştirenleri protesto ediyorum.