Esir Vatanlar Ve Müslümanları Kurtarmak 2
Önceki yazımızda Filistin acısını da örnek vererek dertlerimiz sayıp dökmüş ve haykırmıştık:
Acilen İslam birliği.
Acilen İslam devleti.
Acilen İslam ordusu.
Acilen ümmetin her bakımdan iş birliği ve dayanışması…
* * *
Gerekçeleri için kitaplar yazdık bu konularda. Bir kısmı basıldı, bir kısmı imkân arıyor, bekliyor. Şimdi burada bir hadis bile izaha yeter diyoruz:
Ebû Mûsâ radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Hastayı ziyaret edin, aç olanı doyurun, esiri kurtarın!” (Buhârî, Cihâd 171, Et’ime 1, Nikâh 71, Merdâ 4.)
Hadiste ifade yine “mutlak” olarak gelmiştir. “Müslüman” şeklinde “mukayyet”, yani kayıtlı, şartlı, bağlı değildir. Buradan “Müslüman olsun veya olmasın, Hastayı ziyaret edin, aç olanı doyurun, esiri kurtarın!” şeklinde anlamakta bir beis yoktur.
* * *
Bu hadisteki “aç olanı doyurma” ifadesi, insanı da hayvanı da içine alır. Hayvanlara nasıl davranılması ve bakılması gerektiğini öğreten hadisler dikkate alındığında, insan olsun hayvan olsun acıkmış olanı doyurmak gerektiği, bunun müslüman topluma yüklenmiş bir görev olduğu anlaşılır.
Bir yerde açlıktan ölmek üzere olan bir insan veya hayvan varsa ve orada onu ölümden kurtaracak kadar yanında yiyecek olan bir kimse de bulunuyorsa onu doyurmak o kimseye farz olur. İş ölüm noktasına varmamışsa, faziletli ve sevaplı bir iyilik olur.
* * *
Bu hadiste “esir” sözüyle kastedilen, düşman elindeki esir müslümandır. Müslümanı esâretten kurtarmak bütün müslümanlar üzerine düşen bir görev, bir farz-ı kifâyedir.
Esirlerini şu veya bu şekilde kurtarmayan bir İslâm toplumunun tamamı günahkâr olur.
Esiri kurtarmanın farz-ı kifâye olduğunda bütün âlimler görüş birliği içindedirler. Hatta Hz. Ömer, esiri kurtarmanın devlete ait bir görev olduğunu ve kurtuluş masraflarının da devlet bütçesinden (beytü’l-mâl) karşılanması gerektiğini ifade eder.
* * *
Acıkmış olanı doyurmak ve özellikle düşman elindeki esiri kurtarmak, bir toplumun iktisadî ve siyasî gücünü gösterir.
Esâret altındaki İslâm yurtlarını kurtarmak da hiç şüphesiz aynı şekilde İslâm ümmetinin sorumluluğudur. Düşman işgaline uğramış bir İslâm yurdu varken ona yardım edilmezse, bütün ümmet sorumlu olur.
Unutmayalım; istiklâl ve iktidar bireysel ve toplumsal görevlerini yerine getiren toplumların hakkıdır.1
---------------------------------------------------
1- Bu konuda geniş bilgi için bakınız Riyazu’s Salihin Tercümesi ve şerhi, Erkam Yayınları, 4/499-500.