İlmihal
Emr-i mâruf farzının birinci maddesi halka, gençlere, çocuklara ilmihal öğretmektir. Bu vazifeyi şu şahıslar ve kurumlar yapmakla mükelleftir: (1) Din âlimleri…(2) Tarikat şeyhleri… (3) Müslüman sivil toplum kuruluşları… (4) Ziyalı Müslümanlar… (5) Müslüman idareciler.
Bu vazife doğru dürüst yapılmaz, ihmal edilir, savsaklanırsa sorumlular büyük vebal altında kalır.
Her Müslüman’ın ilmihalini bilmesi farzdır.
Âlimlerin ve diğer sorumluların Müslümanlara ilmihal öğretmesi da farzdır.
İlmihal bilgilerinin, bir kitapçık şeklinde yazılı olarak kaydedilmesi gerekir.
Bu iş, şu veya bu tarikatin veya cemaatin işi değildir, hepsinin ORTAK vazifesidir.
Bütün Ehl-i Sünnet ve Cemaat Müslümanlarının ORTAK bir ilmihal kitabı bulunması gerekir. Her cemaatin, her tarikatin, her sivil toplum kuruluşunun kendi ilmihalini hazırlayıp yayınlaması sakıncalıdır.
Hanefilerin ayrı, Şafiilerin ayrı ilmihali olması tabiidir. İki mezhep de esasta, usulde, temelde birdir ama füruatta bazı çeşitlilikler vardır.
Türkiye’nin çoğunluğu Hanefi olduğuna göre, hacmi 150 sayfalık ORTAK bir ilmihal hazırlanacak, bunun her baskısı en az bir milyon olacak, halka satılacak veya dağıtılacak, okutulacaktır.
(İlmihalin iki versiyonu olacaktır: Hanefi ve Şafii.)
Osmanlı devleti 622 sene Maturidi Hanefi İslamlığı ile ayakta durmuştur.
İlmihalde dinimizin bütün temel esasları, emirleri, yasakları, öğütleri çok açık ve seçik bir üslupla yazılacaktır.
Bütün mü’minlerin tek bir Ümmet olduğu,
Ümmetin başında, râşid bir İmamü’l-müslimîn bulunmasının vacib olduğu,
Bütün mü’minlerin bu İmama biat ve itaat etmesi gerektiği,
İslam’ın iki ana kaynağının Kur’an ve Sünnet olduğu,
Sünneti inkâr etmenin küfür olduğu,
Fıkhın lüzumu,
Ehl-i Sünnet ve Cemaatin Fırka-i Naciye olduğu,
Kadınlar için tesettürün farz olduğu,
Kâfirleri taklit etmenin haram olduğu,
Ribanın yasak ve haram olduğu,
İslam’ın yüksek ahlak ve fazilet dini olduğu,
Bütün mü’minlerin kardeş olduğu,
İttihadın, birliğin vacib, tefrikanın haram olduğu,
Diğer farzlar ve haramlar,
Dünyanın Darülislam ve Darülharb diye ikiye ayrıldığı,
Allah’ın rızasını kazanıp kurtulmak isteyen Müslümanların, dünya vazifelerini yapar oldukları halde ahirete dönük olmaları gerektiği,
Kur’an’ın re’y ve heva ile tefsir edilemeyeceği,
Herkesin Kitabullahtan kendi kafasına göre hüküm çıkartamayacağı,
İhlâs, takva, ihsan gibi temel islamî değerler,
Haliq’amasiyettemahluk’a itaatin caiz olmadığı,
Namazı terk eden ve şehvetlerine uyan bir toplumun iflah olmayacağı,
Lüksün, israfın, aşırı tüketimin kötü ve yıkıcı olduğu,
Kanaatin fazileti,
Belli başlı lisan afetleri,
İffet, şecaat, hikmet… gibi konular anlatılacaktır.
İslam’ı bilmeli ve anlamalıyız ki, onu hayata uygulayıp yaşayabilelim.
İşte bunun ilmi, ilmihaldir ve her Müslüman’a farzdır.
Âlimler, fakihler, şeyhler, ağabeyler, ziyalılar bu ilmi halka öğretmezlerse; günahkâr ve suçlu olur, büyük vebal altında kalırlar.
İlmihal öğrenmek ve öğretmek farzların birincisidir.
Bu iş Ehl-i Sünnet ve Cemaat dairesi içinde yapılır.
Ehl-i Sünnetin iki akait imamı, dört fıkıh imamı vardır.
Bunlar birbirlerini sapıklıkla suçlamaz, esasta birdirler.
Hazırlanmasını temenni ettiğim ilmihal, icazetli âlimlerden oluşan bir heyete yazdırılacaktır.
İhlâsa gölge düşmemesi için bu heyet telif ücreti almayacaktır.
İlmihal, maliyet fiyatına satılacaktır.
İlmihali okuyup içindeki bilgileri hayata uygulayanlar, Allah’ın lütf ve keremi ile kurtulacaklardır.
Bu, gerçekten büyük bir hizmet olacaktır.
Bu ilmihal en kısa zamanda başta İngilizce olmak üzere en az 100 lisana tercüme edilip yayınlanacaktır.
Bu ilmihali hazırlayan heyet, dağıtanlar, okuyanlar, okutturanlar, destek verenler, bu hizmete katılan bütün şahıslar ve kuruluşlar inşallah büyük ecir ve sevap kazanacaktır.
Yahu, bütün Ehl-i Sünnet cemaatleri, tarikatları, sivil toplum kuruluşları niçin böyle bir hizmeti bir araya gelip ortaklaşa yapmıyorlar?