Aklını yitiren bir güruh
PKK, Apocular ya da Abdullah Öcalan’la doğanlar, bugün 30-40 yaşında koca koca adamlar oldu. İçimizde Cumhuriyetin ne zaman kurulduğunu bilmeyen çoktur, ama Kandil’in nerede olduğunu bilmeyen yoktur.
Dünyanın tek terör yerleşim yeridir orası! İçi, kin ve nefret saçan insanlık suçlularıyla doludur. Kurucusu da içinde yaşayanlar değil, emperyalist güçlerdir.
Kandil’in merkezinde PKK baronları ve onların eline silah verdiği terörist gruplar yer alır. Çevresindeki yerleşim yerlerinde de orta yaş ve üstü teröristler yaşar. Ne iş yaparlar bilinmez, muhtemelen uyuşturucuyla ilgilenirler ve yasa her türlü faaliyete açıktırlar.
Binlerce insanımızın katilidir onlar. Milyarlarca dolarımıza mal olmuş refah düşmanlarıdır. Uyuşturucu pençesine düşmüş gençlerimizin müsebbibidirler. Türkiye düşmanı ülkelerin taşeronluğunu yaparlar.
Biz de hep o bataklığın kurutulması, yok edilmesi gerektiğini konuşuruz; ama bir türlü gerçekleştiremeyiz bunu.
Şimdi kapısına dayandık işte. Aylardır sessiz sedasız çevresini temizleye temizleye hedefe yaklaştık. Kıskaca alıyoruz o şer yuvasını.
Normal şartlarda bayram yapması gerekir benim insanımın. Ama öyle olmuyor işte. Aklını yitirmiş bir güruh, bağırmaya başladı bile. Neymiş, seçim öncesi terör operasyonu yapılmazmış; bu, politik propagandaya girermiş; vesaire, vesaire!..
Oysa, biz aylardır oradayız. Belki de bu operasyon uzun süre daha devam edecek. Ne yapacağız şimdi? Bu bağırıp çağıranları nasıl tatmin edeceğiz? “Seçim var” diye teröristlere “Biraz bekleyin, biz seçimi yapalım, sonra geliriz” mi diyeceğiz?
Tabii ki olacak iş değil!
HHH
Mesela bir Münbiç meselesi var: Yılan hikâyesi gibi. Geçmişi Obama dönemine kadar uzanıyor. Çok uğraştık, yıllarca adım adım ilerledik. Rest çektiğimiz, elimizi masaya vurduğumuz günler oldu. Nihayet sonuç aldık. Amerika’yı, PKK’nın uzantısı olan YPG’lileri Münbiç’ten çıkarmaya ikna ettik. Hem de silahları ellerinden alınarak.
O diplomatik başarı da seçim öncesine denk geldi. Söyleyemiyorlar, ama muhtemelen ondan da rahatsız oldular.
Ne yapsaydık, ABD’lilere “Türkiye’de seçim var. Şimdi ayıp olur, seçim propagandası olarak değerlendirilir, biz vazgeçtik” mi deseydik?
Deseydik, mutlu olurlardı herhalde!
Çünkü, bunların ülke menfaatleri, vatan, terör gibi bir dertleri yok. Olsaydı, terör suçlusu olarak bugün cezaevinde yatan, tuvalete bile giderken bu terör yapılanmasından izin aldığı ortaya çıkan Selahattin Demirtaş’a övgüler düzenler miydi?
HHH
Bugün gerçekten aklını yitiren bazı kalabalıklarla karşı karşıyayız. İçlerinde sözde her kesimden insanlar var. Ama bence hepsi birbirinin aynı!..
Bazıları dün “Milliyetçi Türkiye” diyorlardı. Hayalleri gerçek oldu, artık milli düşünen ve bu yönde adımlar atan bir Türkiye var.
Onlar ise, kim olduğu ve ne yapacağı belirsiz birilerinin peşine takılmış, alternatif arıyorlar!
Bazıları “Bağımsız Türkiye” diye ortalığı ayağa kaldırıyorlardı. İstedikleri gerçekleşti, bunun son örneği Münbiç mutabakatı.
İstekleri gerçekleşti, ama onlar rota değiştirdiler!
Bu ülkede bir grup kelimenin tam anlamıyla eziyet çekiyordu. Dini hassasiyetleri ayaklar altına alınıyordu. İsyan halindeydiler.
Bitti artık hepsi. Bitti ama, bu defa onlar yollarını şaşırdılar, kendilerine eziyet eden gruplarla kol kola girdiler!
“Atatürkçüyüz” diye ortaya çıkanlar, Mustafa Kemal’in fikirleriyle savaşmaya başladılar. Sözde liberaller, terör destekçiliğine soyundular. Tek hedefi daha rahat yaşamak olanlar bile yönünü şaşırıp, istikrarsızlık ve kaos peşinde koşar oldu.
Değersizlik ve şaşkınlık tavan yaptı. Bu ülkede aklını ve dengesini yitirenler, başkalarına akıl satmaya başladı!
HHH
İşte böyle bir tablo içinde 24 Haziran seçimlerine gidiyor Türkiye…
“Ne olacak?” diye sorarsanız, olacaklar belli: Her zaman olduğu gibi yine aklıselim ve sağduyu galip gelecek. Elbette kin ve nefret duyguları içinde hareket edenler olacak. Ancak, ezici çoğunluk Türkiye’nin geldiği noktaya bakacak, hakkı teslim edecek ve tavrını ona göre belirleyecek.
Ben çok rahatım…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.