'Size anlattıklarımızla yetinin, fazlasını istemeyin'
Tarihçi Prof. İlber Ortaylı, 'Mustafa' filmi için "Atatürk'ün hayatına ilişkin hiçbir yeni bilgi vermiyor" diyor. Peki, filmde hiçbir yeni bilgi yoksa bu yaygara niye?
İşte sorun tam bu noktada.
Mesele, yeni bilgi verilip verilmemesinde değil; "zaten bilinen ama hakkında konuşulmayanların" yaygınlaşmasında.
Türkiye Cumhuriyeti tarihinin hiç kuşkusuz en önemli siması olan Atatürk'ün hayatı "tam olarak" bilinsin istemiyorlar. "Bizim size anlattıklarımızla yetinin, daha fazlasını talep etmeyin" diyorlar.
Bunu yapmaktaki amaçları ne?
Şöyle bir şey: Bugün uyguladıkları politikaları, Atatürk'ü kullanarak meşrulaştırıyorlar. "Atatürk de böyle yapmıştı", "Atatürk de böyle demişti", "Biz Atatürk'ün izindeyiz", "Yaşasaydı Atatürk de bu kararı alırdı."
İşi o hale getirdiler ki yolsuzluk ya da usulsüzlük kuşkusuyla haklarında soruşturma açılan bürokratlar dahi, "Bana bunu Atatürkçü olduğum için yapıyorlar" diyebiliyor.
Ankara Ticaret Odası Başkanı Sinan Aygün, 1 Temmuz 2008 günü gözaltına alınırken, "Atatürk'ü sevmekle suçlanıyorum" dememiş miydi?
Halbuki olayın Atatürk'ü sevmekle uzaktan yakından ilişkisi yoktu. Aygün sadece ve sadece Ergenekon Soruşturması kapsamında gözaltına alınmıştı.
Daha da ileri gittiler!
Atatürk'e ait olmayan lafları, sanki o söylemiş gibi dolaşıma soktular:
* "İstikbal göklerdedir." (Hava Kuvvetleri Komutanlığı bile ilanlarında kullanıyor.)
* "Sağlam kafa, sağlam vücutta bulunur." (Spor akademilerinin duvarlarına yazıyorlar.)
* "Mevzubahis vatansa, gerisi teferruattır." (Ulusalcılar uydurdu.)
Atatürk bunların hiçbirini söylemedi ama Atatürkçü geçinenler tarafından uyduruldu. O laflardan hoşlanan aymazlar da yaygınlaştırdı.
Şimdi bu yalanlara, "yalan" diyenleri, "Atatürk düşmanı" ilan ediyorlar!
Tekrar başa dönersek:
Evet, kendi çıkarlarını korumak için Atatürk'ü kullanıyorlar ve bunu yapabilmek için de halkın, Atatürk'ü "onların anlattığı kadarıyla" (ve şekliyle) tanımasını istiyorlar.
Bunun dışına çıkanlara yaptıkları da belli: Bilhassa medyadaki borazanları vasıtasıyla karalıyor, çamur atıyorlar.
Koskoca Turkcell bile bu haysiyetsizlerin çirkefliğinden çekindiği için 'Mustafa' filmine sponsor olmadı.
Her ülkenin büyük adamları, kahramanları vardır. Bu kişiler hakkında sürüyle biyografi yazılır.
Bir düşünün bakalım:
Nasıl oldu da, Atatürk hakkında şimdiye dek yazılmış en kapsamlı biyografileri, Türkler değil de İngilizler kaleme aldı? (İlki Lord Kinross, diğeri Andrew Mango.)
Atatürk'ün psikolojik dünyasına ilişkin en ilginç çalışma ise ancak ABD'de yazıldı!
(Kıbrıs doğumlu psikiyatr Vamık Volkan ile tarihçi Norman Itzkowitz'in 'Ölümsüz Atatürk' adlı kitabı ki bir ara Türkiye'ye sokulması yasaklanmıştı!)
Garip bir durum değil mi?
Yatıp kalkıp Atatürk'ten söz edenler, onun hakkında kayda değer bir hayat öyküsü (biyografi) dahi kaleme almadılar bu ülkede!