M. Şevket Eygi

M. Şevket Eygi

Müslümanların Çirkin ve Sanatsız Cami Binası Yaptırmaya Hakları Yoktur

Müslümanların Çirkin ve Sanatsız Cami Binası Yaptırmaya Hakları Yoktur

*Müslümanların cami yaptırmaya elbette hakları vardır ama çirkin, sanatsız, mimarî kıymeti olmayan camiler yaptırmaya hakları yoktur.

*Yaptırılan büyük orta küçük, kubbeli veya çatılı camilerin hepsinin de güzel olması gerekir.

*Sanatsız çirkin cami yaptırmak İslam’a ve Ümmete hıyanettir.

*Diyanet’in bir birimi olmalı, yeni yaptırılacak camilerin mimarî projeleri orada ehliyetli uzmanlar tarafından incelenmeli, tasdik edilmeli, ondan sonra inşaata başlanmalıdır.

*Diyanet’teki bu birimin başında, mimarlık ve sanat boyutu güçlü, ehliyetli ve liyakatli bir zat bulunmalıdır.

*Yeni yapılan bütün camilerde altın oran bulunmalıdır.

*Binası çirkin camiler peyderpey yıkılmalı, yerlerine güzel ve sanatlı camiler yapılmalıdır.

*İlahiyat fakültelerinde sanat ve mimarlık kültürü dersleri verilmelidir.

*Bütün din görevlilerine sanat, estetik, mimarlık kültürü kazandırılmalıdır.

*Estetik boyutu, sanat kültürü olmayan bir kimse dine hakkıyla hizmet edemez.

*Son elli yılda, tarihî camilerdeki bütün kıymetli, bazıları müzelik, el dokuması, kök boyalı eski halı ve kilimler yok olmuş, yok edilmiş, birtakım eşkıyanın eline geçmiş, çoğu yurt dışına gitmiştir. Bu, bir kültür ve medeniyet cinayetidir, bir sanat soykırımıdır. Bu konuda kitap yazılmalıdır.

*Yine, tarihî camilerimizdeki maddî ve sanat değeri çok yüksek hüsn-i hat levhaları da yok edilmiştir. Çalanların, çaldıranların, satanların Allah belasını versin?

*Bazı tarihî camilerdeki çok kıymetli müzelik çinilerin yerlerine sahteleri (replikaları) konulmuş; orijinalleri, para için her şeyi satabilecek tıynette namussuzların pençesine düşmüş, dış ülkelere kaçırılmıştır.

*Geçenlerde medya yazdı: Devletin elindeki orijinal padişah fermanları bile çalınmış, satılmıştır.

*Eski camilerin sanatsız replikalarını yapmaktan vazgeçilmeli, eskisinden daha güzel, sanatlı yeni camiler yaptırılmalıdır.

*Büyük camiler için uluslararası proje yarışmaları tertiplenmelidir.

*Birinci projeyi seçecek jüri de uluslararası mimar ve sanatkârlardan oluşmalıdır.

*Sanat boyutuna sahip olmayan ehliyetsiz, liyakatsiz, birikimsiz kişiler bu işlere fazla karışmamalı, son sözü onlar söylememelidir.

*Son elli yılda Türkiye’de, bazısı Selimiye büyüklüğünde elli bin yeni cami yapılmış, bunlardan bir teki bile UNESCO tarafından koruma altına alınmamıştır.

*Yeni yapılan elli bin caminin sadece elli adedi sanatlı, güzel, mimarlık bakımından kıymetli olmuş; kırk dokuz bin 950 adedi değersiz ve sanatsız olmuştur.

*Korkunç bir kültür cinayeti ve vandallığı: İstanbul’un tarihî camilerinden birindeki müzelik çiniler, matkapla delinmiş ve üzerlerine kalorifer petekleri monte edilmiştir. Canavarlık ve yamyamlığın böylesi...

*Yeni restorasyonların bir kısmı, restorasyon değil, destrüksiyondur (tahriptir).

*Sultan Abdülhamid-i Sani hazretlerinin cuma namazlarını kıldığı Yıldız Camii şerifi,  her biri diğerinden kıymetli hüsn-i hat şaheserleri ile doluydu. Şu anda bir tek levha bile bulunmamaktadır. 

*Dindar kesim, şifahî kültürden kurtarılmalı, medenî kültürlü hale getirilmelidir.

*İstanbul’un en büyük camiinin giriş kapısının önünde çirkin ve iğrenç bir WC panosu bulunmaktadır. Derhal atılmalıdır.

*Camilerdeki hoparlör, kalorifer, klima fetişizmine ve barbarlığına son verilmelidir.

*Camilere anilin boyalı, zevksiz, sanat bakımından değersiz halılar serilmemelidir.

*Akustik ilmine ve tekniğine aykırı ses kirliliğine son verilmelidir.

*Hoparlörleri 70 desibelden yüksek açanların vazifelerine son verilmelidir.

*Bed seslilerin, nefretî makamından okuyanların hoparlör kullanmalarına, nağme yapmaya yeltenmelerine izin verilmemelidir.

*Ezan mektebi açılmalı ve sesi müsait olanlar burada yetiştirilmelidir.

*Diyanet İşleri Başkanlığı, bilhassa sabah namazlarında camileri doldurmak için çareler çözümler aramalı, bulmalı, hayata geçirmelidir.

*Birtakım provokatör Feministlerin camilerde ciyak ciyak bağırıp şamata yaparak, eşitlik istiyoruz, erkeklerle karışık olarak ön saflarda hemen imamın ardında namaz kılacağız nümayişlerine fırsat ve izin verilmelidir.

*Feministler tarafından kaldırtılan kafesler, perdeler tekrar yerlerine konulmalı, hanımlar camilerde huzur içinde ibadet etmelidir.

*Bundan birkaç yıl önce, feminist bir kadın bir ilçenin imamlarını toplamış, kadınlar bölümündeki kafes ve perdeleri kaldırmazsanız canınızı yakarım diye tehdit etmişti. Böyle densizliklere son verilmelidir.

*Feminizm sapık bir ideolojidir, kutsal dinimiz, kutsal camilerimiz böyle bir ideolojiye alet edilemez.

*Müslüman feministler samimî iseler, öncelikle, devletin resmî vesikalarıyla yapılan KDV’li ve gelir vergili seks köleliğine karşı çıksınlar.

*(Herkesin, BİR GENELEV POLİSİNİN İTİRAFLARI başlıklı röportajı internetten bulup okumasını tavsiye ediyorum.)

**

Ticarete yalan karıştırılmamalıdır.

Lokantanın vitrinine yazmış: BURADA NEFİS DÖNER BULUNUR. Döner, gerçekten nefis değilse, ticarete yalan, dolayısıyla haram karışmış olur. En doğrusu, BURADA DÖNER BULUNUR yazmaktır.

**

Masa rezervasyonu olmayan basit, ucuz bir halk/esnaf lokantasına gittiniz. Hiç boş masa yok. Bazı masalarda boş sandalyeler var... Nasıl oturacaksınız?.. Yaklaşırsınız, oturanlara selam verir, afiyet olsun, şurada oturabilir miyim diye sorarsınız. Onlar selamınızı alır, hayhay tabiî oturabilirsiniz, size de afiyet olsun derler. İşin asgarî nezaketi budur. (Japonya’da halkın gittiği basit ve ucuz bir suşi lokantasını gösteren JAPAN TRADITION SUSHİ RESTAURANT isimli videoyu seyr ediniz. Kaç kere reverans yapıyorlar görünüz.)

**

Ramazan bayramı namazını Kasımpaşa’da kıldım. Camiin son cemaat mahallinde kocaman bir levhada CAMİİKEBİR CAMİİ yazılıydı. Camilerde böyle edebiyat hataları yapılmamalıdır.

**

TEŞEKKÜR: Mektubunuzu aldım. Selam verdiğiniz ve yaşıma hürmet ettiğiniz için size çok teşekkür ediyorum. Tenkitleriniz tutarsızdır. Onlar din ve iman kardeşliğimizi zedelemez. Size hürmetler ediyorum.

**

Lüks sitedeki lüks dairelerin aylık hizmet, bahçıvanlık, koruma ve bakım aidatı üç bin liraymış. İsraf çılgınlığı.

**

Çöküş ve yıkılış mesken, yapı, betonlaştırma sektörü yüzünden olacaktır.

**

Düzgün vatandaş, muhalif olsa bile, seçimle iş başına gelmiş devlet büyüklerine saygısızlık etmez, onlar hakkında terbiyesiz kaba ve küstah bir lisan kullanmaz.

**

İki aşırı uç: Gemiyi batıracak çılgın ve azgın muhalefet yapanlar ve onların tam tersine kayıtsız şartsız yalakalık, yağcılık, meddahlık yapanlar.

**

O Kemalistler, seçimi kazanmak istiyorlarsa, “AYASOFYA’YI TEKRAR CAMİ YAPACAĞIZ” desinler, kesin söz versinler. Diyebilirler mi?

**

Her şey olacağına varır.

**

Devlet ve belediye bütçeleri kimsenin babasının malı değildir.

**

Mevla’sını isteyen bir toplum Mevla’sını, belasını isteyen bir toplum belasını bulur.

**

Görmemiş, türedi biri anlatıyor: Dün yedi yıldızlı otelde, üzerine trüf tozu serpilmiş sos nisuazlı lüfer balığı ile altınlı zerde yedim... Sonradan görme yarma salak!..

Önceki ve Sonraki Yazılar
M. Şevket Eygi Arşivi