15 Temmuz
"Bir ihtilâl gecesi meydanlara yürüdük
Gökyüzü alev alev yağınca üstümüzden
Tekbirlerle çoğalıp sonsuz yâre yürüdük
Yürüdük salâ vakti karadan ve denizden
Karanlığa kalbine âşikâre yürüdük."
Destandır 15 Temmuz. Milletimiz o gece ülkemizi toptan teslim almaya yönelik zulüm ve cinnet hali ile yapılan işgal girişimini geri püskürterek bir destan yazdı. Halkımız o gece Allah ve vatan aşkıyla yiğitliğini, kararlılığını, ne denli gözü kara olduğunu tüm dünyaya gösterdi. Korkmadı, çekinmedi, geriye dönmeyi düşünmedi, direndi. Türkiye’nin bir darbe ülkesi olmadığını sokaklarda kimi şehadet, kimi gazilik bedeli ödeyerek gösterdi.
Bir gazimizin ifadesiyle, “aydınlığın karanlığı boğduğu” o 15 Temmuz gecesi, korkusuz halkımızın cesur çabasıyla, hiç bir zaman unutulmayacak bir milat oldu. Dünya tarihinde ilk defa böyle büyük çaplı bir darbe girişimi, sivil halkın gayreti ve desteği ile engellendi. Halkımız, terörist FETÖ’cülere ve bu katillerin sahipleri olan emperyalistlere ülkesini teslim etmedi.
Asıl amaç Irak’ta, Suriye’de, Libya’da olduğu gibi iç savaş çıkarmaktı. Üniformalı teröristlerin "Her yere ateş edin, her yeri bombalayın" emirleri halka rağmen uygulanabilseydi tüm ülkeyi denizden ve karadan cehenneme çevireceklerdi. “Darbe tiyatroydu”, “darbe kontrollüydü” ifadeleri hezeyandır. Bunları söyleyenlerin anlayamadıkları, Allah'ın yardımıdır. Allah’ın korumasıdır;
… 'Yardım ve zafer' ancak üstün ve güçlü, hüküm ve hikmet sahibi olan Allah'ın Katındandır. (Al-i İmran Suresi, 126)
Olası bir işgal/savaş durumunda Türkiye direnir mi direnmez mi, bunu denediler 15 Temmuz'da. Âdeta ön tatbikat yapıp korkup korkmadığımızı, irademizi, işgale müsait olup olmadığımızı denediler. Anladılar ki müsait değilmişiz… Sonuna kadar özgürlüğümüze ve demokrasiye sahip çıkmaya devam edeceğiz. Ve yeniden denemeye kalkışırlarsa bilsinler ki artık acemi de değiliz, tecrübeliyiz. Bilsinler ki daha fazla kaynaşırız; bir oluruz, iri oluruz, diri oluruz. Hepimizin canı Allah'a feda. Ne yapabilirler en fazla? Şehit edebilirler. Ki o da bizim duamızdır;
"Siz bizim için iki güzellikten (şehitlik veya zaferden) birinin dışında başkasını mı bekliyorsunuz? Oysa biz de, Allah'ın ya Kendi Katından veya bizim elimizle size bir azap dokunduracağını bekliyoruz. Öyleyse siz bekleyedurun, kuşkusuz biz de sizlerle birlikte bekleyenleriz.” (Tevbe Suresi, 52)
İhanet içindekiler artık anlasınlar ki bu halka rağmen darbe olmaz. Biz geçmişte, kurgulanmış birçok oyun gördük, çok can kaybettik, çok acılar yaşadık. Ancak tüm bunlardan ders aldık. Artık anlasınlar ki gece yarısı tankların üstüne çıkan bu halk, oynanan oyunu daha başında bitirdiği gibi, bir daha olursa yine bitirecektir. O gece yaşananlar demokrasinin ve darbecilere karşı mücadele veren askerin, polisin, sivil halkın gurur verici zaferidir.
Ülkece sürekli olarak dikkatli ve uyanık olması gereken günlerden geçiyoruz. Allah her geçen gün zorlukla beraber kolaylıklara ve umut verici yeni gelişmelere şahit ediyor. Biliyoruz ki yaşanan sıkıntılar daha güçlü, daha huzurlu, daha refah içinde, maneviyatı daha güçlü, daha birlik beraberlik içinde olan bir Türkiye’nin kapılarını açacak. Allah inananlarla birliktedir.
Bu memleket çok hain gördü evet ama 15 Temmuz gecesi ülkeyi kin ve nefretle karmaşaya sürükleyen, azgınca halkına ateş açan, acımasızca kan dökenler kadar haininin görmedi. Bu topraklarda hainler bitmez. Ancak hainlerin karşısında dik duran kahramanlar da bitmez!
15 Temmuz şanlı direniş gecesinde tanka-tüfeğe karşı aslan gibi korkusuzca saldıran, tankların altına yatan vatansever kadın ve erkeklerin görüntüleri, aslında bizi yıllar boyunca Türk-Kürt , Alevi-Sünni, başörtülü-açık diyerek aramıza nifak sokmaya çalışanların yüzlerce yıllık projelerinin çökme görüntüsüdür.
“Ne çelik tabyalar ister, ne siner hasmından; Alınır kal'a mı göğsündeki kat kat iman? Hangi kuvvet onu, haşa edecek kahrına ram?”
Asla boyun eğmeyeceğiz!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.