Bu olmadı işte!
Ana muhalefet partisi CHP’de sular bir türlü durulmuyor.
Birbirlerine muhalif CHP’lilerin ağızlarından çıkan lafları kulakları duymuyor olmalı.
İçlerinden biri olağanüstü kurultay için imza toplayanlara sert çıkmış ve “CHP Dingo’nun ahırı değil” demiş.
Bu olmadı işte!
Hem de hiç olmadı.
İnsan kendi partisinden söz ederken ahır çağrışımı yaptıran laflar eder mi?
Şimdi biri kalksa da “Dingo’nun ahırı değilse kimin ahırı?” diye sorsa nasıl cevap verilir?
Evet, ana muhalefet partisi CHP’de yerinden oynayan taşlar bir türlü yerli yerine oturtulamıyor.
Bir taraf onarılırken, öteki taraf bozuluyor. Öyle anlaşılıyor ki seçim kaybetmeyi artık alışkanlık haline getirenler bu durumu yadırgayanların neler hissettiğini anlamıyorlar.
Ve kendilerini görevlerinden ayrılmaya davet edenlerin abesle iştigal ettiğini düşünüyorlar.
“Güneş vaktinde doğar” diyorlar.
“Çiçek vaktinde açar” diyorlar.
“CHP’de her isteyen istediği gibi davranamaz” diyorlar.
“CHP’nin tüzüğü var” diyorlar.
“Parti programı var” diyorlar.
Belli ki genel merkez ekibini güneş yerine koyuyorlar.
Oysa parti içindeki muhalefet ekibi kendilerini CHP’nin güneşi olarak görüyor. Sanki olağanüstü kurultay talebi parti tüzüğü ve programına tersmiş gibi konuşuyorlar.
Aslında her şey kurallara uygun gelişiyor. “Her isteyen istediği gibi davranamaz” kuralına önce genel merkez yanlılarının uyması gerekmez mi?
Muhalefet yeterli sayıda imzaya ulaşırsa niye olağanüstü kurultay toplanmasın ki! Ana muhalefet CHP öyle bir beddua almış ki bir türlü iflah olmuyorlar.
Birbirlerini suçlarken çok yakışıksız ifadeler kullanmaktan çekinmiyorlar.
“Dingo’nun ahırı” benzetmesi münasebetsiz bir benzetme!
“Teşbihte hata olmaz” diye kendilerini savunabilirler ama açıkça görüldüğü gibi bu benzetme çok isabetsiz bir benzetme.
Ana muhalefet partisinden söz ederken böyle ifadeleri siyasi rakipleri bile kullanmazken kendilerinin kullanmakta hiç beis görmemeleri ilginç değil mi?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.