Ne Cevap Vereceksin?
İslam’a ve Osmanlı’ya karşı olan birine: O beğenmediğin Osmanlı’nın iki nehri, kuzeyde Tuna, güneyde Nil idi. Osmanlı bir “Milletler Birliği” idi. Enkazından irili ufaklı kırk devlet çıkmıştır. Alamamıştır ama Viyana’yı iki defa kuşatmıştır. Avrupa Katolik taassubundan ve zulmünden kaçan Yahudiler Osmanlı ülkesinde barınabilmiştir. On altıncı asırda Akdeniz bir Osmanlı gölü idi. Osmanlı İslam’a ve Ümmete çok büyük hizmetler etmiştir. Osmanlı yıkıldı ama tarih, kültür ve bilhassa mimarlık saltanatı devam ediyor. Benim bu dediklerime ne cevap vereceksin?
***
Yirminci asrın ikinci çeyreğinde Japonların şapka, Latin yazısı, Batı’yı körü körüne taklit etmek gibi sıkıntıları yoktu. Millî dinlerini de inkâr etmemişlerdi. Orada kimono giydi giymedi meselesi yüzünden adam asılmamıştır. Biz çağdaş uygarlık düzeyine füze gibi fırlamak için şapka, Latin yazısı, dil ve sair devrimleri yaparken onlar harıl harıl ilim irfan peşinde koştular, mükemmel okullar ve üniversiteler açtılar, muazzam bir sanayi kurdular. Japonlar mı haklıydı, bizdeki şapka meselesi yüzünden adam asanlar mı?
***
Günahları insanların pislikleridir. Gazete olsun, TV olsun, medya gizli pislikleri kurcalamamalıdır.
***
Kanunsuz suç ve ceza olmaz... Beraat-i zimmet asıldır... Bu iki kurala uyuyor muyuz? Yoksa hem savcılık, hem hâkimlik, hem de cellâtlık mı yapıyoruz?
***
Üç yüz kelime ile konuşan ve düşünen cahil insan ile otuz bin kelime ve terimli düşünen, yazan, konuşan medenî insan bir olur mu?
***
Sakal bırakmak elbette Sünnettir ve iyi bir şeydir ama sakal İslam’ın ana değerlerinden, temel şartlarından biri değildir.
***
Camilerde yaygara yapan, imamın ardında ön safta erkeklerle karışık olarak namaza durağız diye şamata yapan o kadınların Müslümanlığından şüphe ederim.
***
Kötü birine: Şeytan senin birinci düşmanın değildir, ikinci büyük düşmanındır. Birinci düşmanın, kötülükle günahla isyanla çok emr edici olan nefs-i emmarendir.
***
Çok laf ettiler, nutuklar çektiler, hamaset edebiyatı yaptılar, tozu dumana kattılar ama işin künhü, mahiyeti, iç yüzü hakkında bir cümle bile edemediler, karanlıkta bir kibrit bile çakamadılar…
***
Birine: Bu kadar yeme, mide fesadına uğrayacaksın.
***
Diyet yapmak, zayıflamak çok ama çok kolaydır. Az yersin, perhiz yaparsın ve fazla kilolarından kurtulursun. Hem sığır gibi yiyecek, hem kilo verecek. Bu adamın inek kadar aklı yoktur.
***
Hafta tatilinde yedi bin nüfuslu kenar kasabaya yirmi yedi bin kişi eğlenmeye gitmiş. Hem gidenler rezil olmuş, hem kasaba perişan olmuş.
***
Liseli gence: Okumanız gereken, okuyabileceğiniz bazı düşünce ve kültür kitaplarının listesini yapıyorum. Elinize ulaştığında bunları satın alır, tedkik edersiniz, okumaya anlamaya çalışırsınız. Yüksek düşünce ve kültür kitabı okumadan kültürlü olunmaz.
***
Japon yazısı bu kadar zor, öğrenilmesi ve öğretilmesi meşakkatli, çetrefil bir yazı olmasaydı, Japonlar bu kadar ilerleyemezdi. Kolay yazılar bir toplumu tembelleştirir, çökertir. İngilizcenin imlasının son derece güç olması, onların gücüne güç katıyor.
***
Otobüse mini şortla, yahut bikini mayo ile binmek hürriyet, demokrasi ve medeniyetmiş. Şu kafaya bakın.
***
Ahlaksızlarla, açıkta işlenen fısk u fücur ile, azgınlıklarla, (en azından kalben buğz ederek) mücadele etmeyen ve nehy-i münker yapmayan o güçlü, imkanlı, fırsatlı sahte sofular var ya, işte onlar ahlaksızlardan daha ahlaksızdır, onlar en ahlaksızdır.
***
Büyüklerden biri şöyle buyurmuş: Bulunca şükr edip yemeyi, bulmayınca sabr etmeyi Bağdad’ın köpekleri de yapıyor. Asıl fazilet, bulunca dağıtmak, bulamayınca şükr etmektir.
***
Küçük çocukları başıboş bırakmayınız. Organ mafyası kol geziyor.
***
Karı ve uyuşturucu satan mafyalar ve çeteler ne kadar güçlü ki, devlet bile onlarla başa çıkamıyor.
***
Lüks resmî otomobil saltanatı... Uçakların businessclass lüks kısmında seyahatler… Lüks konaklamalar... Lüks sosyal tesisler... Lüks VIP salonlarında keyif çatmalar... Lüks lojmanlar... Bunları hiçbir zaman beğenmeyeceğim, doğru bulmayacağım.
***
O ülkede cezaevleri tıklım tıklım dolu olduğu için, mutlaka tutuklanması gereken suçluların ayaklarına çip takıp serbest bırakıyorlarmış.
***
Yeni sistem kabinede en az yedi kadın bakan bulunmasını arzu ederdim.
***
O herif yıllarca hocafendi hocafendi diye çırpındı, yandı yakıldı. 15 Temmuz’dan sonra ağız dolusu küfr ve hakaret ediyor.
***
Biz sizi uyarmıştık ama uyarılarımız size duyurulmadı.
***
Kanunînin saltanatının yerinde yeller esiyor, mimar Sinan’ın saltanatı berdevam.
***
Büyüklerine hürmet edilmeyen, küçüklerine şefkat ve merhametle yaklaşılmayan Müslüman bir toplum bitmiş, batmıştır.
***
Yirminci asrın iki Gazalîsi: Tokatlı Şeyhülislam Mustafa Sabri ile Düzceli Muhammed Zahid el-Kevserî... Türkiye’den sürüldükten sonra Mısır’da yaşadılar, Arapça çok değerli kitaplar yazdılar, İslam’a hizmet ettiler, Ehl-i Sünneti savundular, reformcularla mücadele ettiler. Allah onlara ve onlar gibi olanlara rahmetiyle muamele buyursun.
***
Sahih itikatlı, beş vakit namaz kılan salih bir Müslüman’a; meşreb farklılığı, cemaat veya tarikat holiganlığı yüzünden düşmanlık edenler erdemli Müslüman değildir.
***
Haram kazananlar, haram yiyenler, haramla zengin olanlar... Cehennem ateşi yediğinizin farkında mısınız?
***
Birine: Bendeniz o iki gün, Trakya’ya Istranca dağlarına gidip temiz havada dinleneceğim. Tantanalı, debdebeli, ihtişamlı, anlı şanlı, açık büfeli lüks davetinize katılamayacağım için fakiri bağışlamanızı istirham ediyorum.
***
Çok güzel bir hanımefendi seçilse, salona girerken ne yapılmalı? Hafız Post’un rast makamından “Gelse o şuh Meclise...” şarkısı koro halinde okunmalı.
***
Türkiye nasıl mı kurtulur, yücelir, dünyaya örnek olur?.. İlimle, irfanla, hikmetle, istikametle, akl-ı selimle, teenni ile, itidal ile... Bunlarsız olmaz.