Abdurrahim Karakoç

Abdurrahim Karakoç

Yeme kültürümüzden örnekler

Yeme kültürümüzden örnekler

Bugün ben susacağım, fıkralar konuşacak..
Bulabildiğim kadar “YEME” üzerine enteresan fıkralar..
-1-
Misafir nasıl yenir?
Bir köyde köye gelen yabancı misafirleri yerlermiş..
Yabancı ne bilsin? Gelir köye ve çalar bir kapıyı, sorar:
“Tanrı misafir kabul eder misiniz?”
- Ne demek? Başımız üzerinde yeri var misafirin, buyur..
Adam oturur gösterilen mindere.. Akabinde 3 kişi girer odaya ve ev sahibinden misafiri isterler..
Ev sahibi yalvar yakar olur.. Yapmayın, etmeyin diye ama dinletemez sözünü.. Kendisine dolu gözlerle bakan misafire döner ev sahibi: “İşte gördün misafir.. Söz geçiremedim.. Sen hiç merak etme, eğer ben de onların iki misafirini yemezsem namert olayım..”
-2-
Güneydoğu illerimizden bir milletvekili yataklı trenle Ankara’ya gitmektedir.. Karşısında da tanımadığı bir kişi oturuyor..
Milletvekili evden çantasına koydukları nevaleyi masanın üzerine serer ve kompartıman arkadaşına seslenir:
Buyur, beraber yiyelim..
Tanımadığı yolcu teşekkür eder ve mazeretini belirtir:
“Buyurun siz yiyin. Benim kolesterolüm var..”
Milletvekili üsteler:
- Efendi efendi, buyur şimdi benim azığı yiyelim, sonra da senin kolesterolü yeriz..
-3-
Yine bir trende yolculuk..
İlk defa trene binen iki genç arkadaş hayatlarında hiç muz görmemiş..
Kompartıman komşuları bir şey yemekte amma ne olduğunu bilmiyorlar..
Yaşlı zat yediği muzdan iki tane gençlere verir..
Gençler önce tereddüt ederler.. Sonra birisi der ki: “Hele sen bekle, ben yiyeyim, bir zarar çıkmazsa sen de yersin..”
Ve birisi yol arkadaşlarından gördükleri şekilde muzu soyar, yemeye başlar.. Tam o anda tren tünele girer ve etraf zifiri bir karanlığa keser..
Muzu yiyen bağırır:
“Ula Hasso, ben yedim gözlerim kör oldu, hiçbir yeri göremiyorum.. Sakın sen yeme ha!..”
-4-
Çoban Kirkor’un yeni doğum yapan koyunu ölmüş.. O günlerde biberon falan bilinmiyor..
Kuzu açlıktan ölecek.. Kirkor yeni doğuran karabaş köpeğe kuzuyu atıyor ve emzirtiyor..
Yıllar geçer ve malum kuzu büyür, koç olur..
Kirkor kesip yiyecek amma tereddütlü.. Ya haramsa?
Gider kasabanın papazına danışır: /Köpeğin sütüyle büyümüş koçu kesip yemek caiz mi papaz efendi?/
Papaz biraz düşünür ve der ki:
“Sana caiz değildir.. Sen o koçu bana getir, ben keser yerim..”
Kirkor çıkıp gidecekken kapıdan geri döner ve sorar:
“Papaz efendi, sen bizim karabaşın nesi oluyorsun?”
-5-
Ankara’da bir park sohbeti..
Gençler, yaşlı amcalarına soruyorlar:
“Acıktığımız zaman yiyip doyacağımız en faydalı gıda nedir amca?”
- Kazıktır evlatlarım..
- O nasıl söz evlatlarına karşı amca?
- En doğru söz evlatlarım.. Siz ‘kazık’ kelimesinden tedirgin oldunuz herhalde..
Halbuki vatandaş her ay üst üste “ZAM” kazığı yiyerek karın doyuruyor..
Elektriğe zam bıktırmıştı..
Suya zam sulandırmaya başladı..
Doğalgaz zammı ise en doyurucu seviyede, yani % 22,5 civarında bir zam getirdi..
Söyleyin, sesimizi çıkarmadan yemiyor muyuz?
“He ya, yiyoruz amca..”
- Eee, afiyet olsun tüm vatan evlatlarına..


Dedi-kodu her gün sefere çıkar
Müslim bildiğimiz kefere çıkar
General bir yerde yanlış yaparsa
Gider ceremesi nefere çıkar

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahim Karakoç Arşivi