Musa Carullah
Önümüzdeki 4 Ağustos Cumartesi günü saat 14 ile 17 arasında Cağaloğlu Yokuşu sokağı (no. 6/8) Bedir Yayınevi’nde (0212/519 36 18), ELLİ DÖRT FARZ ŞERHİ adlı çok faydalı kitabı imzalayacağım.
Kuzey Müslümanlarından Kazanlı Musa Carullah Bigiyef, şazz fikir ve görüşleri olan reformcu bir kimsedir. Ehl-i Sünnete aykırı vahim kanaatleri vardır. Eski Diyanet Başkanlarından biri, bu zatın hayranı ve takipçisiydi. Bigiyef’in yolundan ve izinden giderek islamî kurtuluş ve yücelme olmaz. Yirminci asrın Gazalî’si Şeyhülislam Mustafa Sabri Tokadî hazretleri ona karşı “Yeni İslam Müctehidlerinin Kıymet-ı İlmiyesi (Bedir Yayınevi tarafından Musa Carullah Bigiyef’e reddiye başlığı ile latin harfleriyle yeni baskısı yapılmıştır) reddiye yazmıştır. Ahmet Gelişgen hocanın Bigiyef hakkındaki araştırmasını da okuyabilirsiniz. (Ahmet Gelişgen hoca değerli bir Ehl-i Sünnet hizmetkârıdır. /ahmetgelişgen.com/ sitesini lütfen ziyaret ediniz, uyarıcı ve aydınlatıcı yazılarını okuyunuz. İhmal etmeyiniz.)
***
Adnan Menderes zamanında Millî Eğitim bakanlığı yapmış olan Tevfik İleri, samimî bir Müslüman ve doğru bir politikacı idi. Samimi Müslüman olduğu için Dönmeler ve ateistler onu sevmezler. 1950’li yıllarda, merhum Celal Ökten hoca ile kendisini evinde ziyaret etmiştim. 27 Mayıs 1960 darbesinden sonra çok acılar, maddî sıkıntılar çekti, Yassıada zindanlarında çile doldurdu. Kendisini rahmetle anıyorum.
***
Merhum Hüseyin Üzmez âhir ömründe çok yanlış bir iş yaptı. İslam düşmanlarına koz verdi. Lakin Müslüman kesimden bazı aşırılar, ona saldırmakta agresif acımasız kafirlerden ileri gittiler, onu âdeta linç ettiler. Bu aşırılığı vicdanım asla kabul etmemiştir. Bu aşırılık adalete, insafa, ahlaka, uhuvvete uygun değildir. O zaten çekeceğini çekmişti, çekiyordu. Bazı Müslümanların ölçüsüz saldırıları yersiz olmuştur. Bendenizin meşrebi onunkine uymazdı ama kendisini yine rahmetle anıyorum.
***
Vefa çok yüksek bir haslettir. Rastgele, sıradan insanlarda bulunmaz, yüksek insanlarda bulunur. Bir kimsenin iyi, orta veya kötü olup olmadığını vefasına veya vefasızlığına bakarak anlayabilirsiniz.
***
Sovyet rejimi yıkıldıktan sonra Rusya, Stalin’in emriyle öldürülen Sultan Galiyev’i akladı, hatırasını temize çıkarttı. Türkiye’de, 1920’li, 30’lu yıllarda inançları, görüşleri, fikirleri yüzünden idam edilen masum kimseleri aklamalıdır. Topal Osman’a haince ve vahşice öldürtülen büyük şehid Trabzon mebusu (milletvekili) Ali Şükrü bey resmen aklanmalıdır. Şapka risalesinden dolayı idam edilen İskilipli Âtıf efendi aklanmalıdır. Aklanması gereken çok sayıda mâsum, mağdur, mazlum şehitler var. Kemikleri sızlıyor. Onların âhlarının hesabı kolay kolay verilemez.
***
(Eski) Genel Kurmay Başkanının ailesi Kayseri’de yapılan bir cami inşaatına katkı sağlıyor diye, geçen sene ateistler, Dönmeler, militan Kemalistler, holigan laikler ateş püskürdüler. Sanki, Müslüman bir ailenin camiye yardım etmesi suçmuş gibi. Bu aşırı İslam düşmanları, eski genel kurmay başkanlarımızdan beş yıldızlı bir generalin İsrail’e gidip başında kippa ile Kudüs’teki Ağlama Duvarı önünde kendinden geçercesine dua ettiğini görmezlikten gelmişlerdi.
***
Sabah gazetesinde yayınlanmış olan “Bir genelev polisinin itirafları” başlıklı yazıyı internetten indirip dikkatle ve ibretle okumanızı tavsiye ediyorum. Böyle can alıcı yazılar on senede bir yayınlanır. Lütfen habersiz ve cahil kalmayın.
***
Meşreb, dinden/İslam’dan önce gelmez. Meşrebini dinin üzerinde tutan aşırıdır, sapıktır. Ehl-i Sünnet ve Cemaat içindeki bütün meşrebler haktır, doğrudur. Öteki bütün Müslümanlar bozuldu, bir biz kaldık zihniyeti yanlıştır Allah katında üstünlük taqva iledir, şu veya bu cemaate, meşrebe mensubiyet ile değildir.
***
Sevgili, aziz, canım ciğerim İstanbullu hemşehrilerim… Yaklaşan büyük depremi sakın unutmayın. Unutmak, düşünmemek, tedbir almamak, gaflet uykusuna yatmak; bir çare ve çözüm değil, büyük bir çaresizlik ve dolaylı bir intihardır. Siz depremi unutsanız bile o sizi unutmaz. Sizin binanızı da sallar silkeler.
zzzzz
Tedbir alınsaydı o feci kaza olmaz, bunca vatandaşımız ölmez ve yaralanmazdı. Vazifelerini hakkıyla yapmayan, gereken tedbirleri almayanlar âhirette Mahkeme-i Kübra’da nasıl hesap verecekler?
***
Değerli ve faziletli tıp profesörü Rasim Küçükusta üstadın internet sitesini ayda en az iki kere indiriniz, yazılarını dikkatle okuyunuz. Sağlık konusunda ne büyük bir batağa düştüğümüzü anlayacaksınız.
***
Diyanet İşleri Başkanlığı, Ehl-i Sünnet dışı sapık fırkalarla mücadele etmiyor. Dinlerarası Diyalog ve Hoşgörü, zamanımızda üç hak ibrahimî din vardır ve bunların bağlıları Cennetliktir gibi bozuk inançlarla mücadele etmiş, halkı uyarmış olsalardı, 15 Temmuz darbesi yapılamazdı.
***
Hiç unutulmasın: Darvinizm bilimsel bir gerçek değildir, sadece bir teoridir. Asla ispatlanamamıştır. Aksine ilk şekliyle Darvinizm çürümüş yıkılmış, yerine yeni Darvinizm getirilmiştir. O da çürütülmüştür, çökmüştür. Ateistler bu teoriyi gerçekmiş gibi lanse ederek insanları aldatıyor. Darvinizm doğru olsaydı, Coelacanth balığı, hiç değişmeden, evrim geçirmeden günümüze aynen gelemezdi. Bu balık gibi hiç evrim geçirmemiş o kadar balık türü halen yaşamaktadır.
***
Süper zenginler gazete ve TV sahibi olmamalıdır. Çünkü onlar, gazetelerini ve TV’lerini öncelikle kendi iş ve finans imparatorluklarının menfaatleri uğrunda kullanmaktadır.
***
Neyzen Tevfik’ten: “Midemi tıp tepti benim / Kırk katır tepse yıkılmazdı bedenim.”
***
“Milyonla barındırdığın ecsad arasından kaç nasiye çıkacak pak ü drahşan.”
***
Osmanlı devletinin en büyük fazileti, Din-i Mübin-i İslam’a sadakatle hizmet etmiş olmasıdır.
***
İşler ehliyetli, liyakatli, faziletli kimselere verilmezse, küçük kıyametlere hazır olunuz.
***
Şeriat elden gitmiş, din elden gitmiş, imanlar elden gidiyor. O aklı kıt adamcağız zaten kısıtlı olan aklını camideki üfürgeçli klima cihazına takmış.
***
Diyanet İşleri Başkanlığı’na bir tek Feminist eleman alınmamalıdır. Feminizm, Kur’an Sünnet ve Cemaat İslamlığına zıt ve aykırı bozuk bir ideolojidir.
***
Göğüslerinin yarısı görünen kadın, “Kimse yatak odama karışamaz!” diye haykırıyor. A hatun, yatak odanın dışında göğsünü bağrını biraz kapatsan olmaz mı?
***
Gazete ve TV’lerdeki aşırı müstehcen yayanların tesiri altında kalıp kuduran birisi bir çocuğa cinsel saldırıda bulunmuş, sonra zavallı masumu öldürmüş. Adam yakalanınca, herkes ona verip veriştiriyor, lanet ediyor. Biraz da müstehcen yayın yapıp o adamı zıvanadan çıkartan kaltabanları lanetleseler ya.
***
Hikmet/bilgelik elden gidince ne olur? Manzaraya bakınız, işte böyle olur.
***
Ahlak elden gidince hukuk da elden gider. Hukuk elden gidince adalet elden gider. Ahlak, hukuk, adalet elden gidince her şey elden gider.
***
Üniversite mezunu... Devlet memurluğundan başka hiçbir iş yapamaz... İstekleri: Bol maaş... Az iş... Sabah akşam servis... Öğle yemeği, ikindi çayı... Emeklilik hakkı... Sigorta... Türkiye bu zihniyetle yücelecek ha!..
***
Büyük bir zat söylemiş: Riyaset hırsı, cinsel şehvetten 360 misli kuvvetli ve şiddetlidir.
***
Kafama iyice taktım, ötücü kuş sesleri dinlemek istiyorum. Karga gakları, martı çığlıkları, saksağan takırtıları değil. Benim istediğim notadan, makamdan anlayan kuşlar. Nereye gitsem acaba?
***
Caminin hemen önünde büyük saksılar içinde küçük ağaçlar var, susuzluktan kuruyorlar. Bari imam, müezzin ve cemaat merhamet etseler de, bu zavallıları sulasalar.