Sıra Hangisinde?
Bazı cemaatler, sektler, tarikatlar, sivil toplum kuruluşları aşırı politika yapıyor... Sınırları zorluyor... İslam’a ve etiğe uymayan işler ediyor... Sanırım bunlara karşı, vakti gelince harekete geçilecektir. Ne zaman olur bilmem ama birtakım ses getirici bombaların patlamasına hazır olunuz.
**
Dine imana Kur’an’a hizmet eden gerçek şahısların ve tüzel kişilerin (Dernek, vakıf, cemaat, tarikat) politikanın dışında ve üzerinde kalmaları önemle tavsiye olunur.
**
Ölçüt (kıstas): Ne aşırı ve yıkıcı muhalefet, ne de yalakalık, yağcılık, yaltaklanma...
**
İslam’ı alet ederek, kendi şahısları için Müslüman halktan para toplayıp bir kısmını zimmetlerine geçirenlere saygı beslemiyorum, merhamet etmiyorum, değer vermiyorum.
**
Ahlak bozuldu mu? Hayır sadece bozulmadı, çok ama çok bozuldu. Bu azgınlığın dehşetli bir tokat ve silleye sebep olmasından korkulur...
**
SORU: En büyük ahlaksızlar kimlerdir?.. Ellerinde imkân, fırsat, hürriyet olduğu halde; ahlaksızlıkla mücadele etmeyen, nehy-i münker yapmayan sahte dindarlardır.
**
Her şey yolunda gidiyor, Müslümanlık ilerliyor diyen kimseyi muhatap bile kabul etmem.
**
Sultanahmet’te Turing Kurumunun İstanbul kahvehanesinde otururken ikindi ezanı okunmaya başladı. Sultanahmet ve Ayasofya camilerinden karşılıklı ezan okunuyor. Ses şiddeti en az 100 desibel. Kanunen ses kirliliği 65 desibelden sonra başlıyor. Efendiler, lütfen ve merhameten ezan-ı Muhammediyi ses kirliliğine, hoparlör fetişizmine alet etmeyelim. Akustik ilmi kurallarına riayet edelim.
**
Üniversitede okuyor ve her hafta önemli bir düşünce ve kültür kitabı ile tanışıyor. Kitabın ismini, yazarını, konusunu, içindeki tezleri inceliyor. Tamamını okuyamasa bile bir kısmını veya özetini okuyor. Türkiye’de böyle bir öğrenci var mıdır? Varsa onu tebrik ediyorum.
**
Vakit namazlarının cemaatle kılınmadığı bir Müslüman öğrenci yurdu düşünemiyorum. 1868’den 1912’ye kadar Galatasaray lisesinde bütün Müslüman öğrencilerin vakit namazlarını okul camiinde, okulun resmî imamının ardında cemaatle kılmaları mecburî idi. Günümüzde de bütün Müslüman okullarında, bütün Müslüman öğrenci yurtlarında farz namazların cemaatle kılınması mecburî olmalıdır.
**
Atatürkçülük Derneği’ne: Müslüman bir toplumun, şapka giyerek yüceleceğini, şapkaya karşı çıkanların idam edilmesinin doğru olduğunu ispat edebilirseniz elinizi öpüp yazılarıma son vereceğimi bildiririm.
**
Liseli genç birinci olmuş. 1928’den önce yazılmış, basılmış kitapları, evrakı, arşiv belgelerini, atalarının mezar taşlarını okuyamıyormuş. Bu çocuğu Londra’da yayınlanan Guiness Rekorlar Kitabı’na koymak lazım.
**
Lise veya üniversite diplomasına sahip ama bir tek fikir, kültür kitabı okumamış. Bendeniz böylesini çaycı olarak bile istihdam etmem.
**
Müslüman randevularına TAM zamanında gelir. Ne erken, ne geç... Bu dediğim çok normal bir şeydir. Çünkü randevu bir söz vermedir ve yerine getirilmelidir.
**
Bendeniz bir kimseyi cep telefonuna bakarak değerlendiririm. Bu cihazı ihtiyaç olarak makul şekilde kullanıyorsa o makul ve dengeli bir insandır. Telefon manyağı, fetişisti ve bağımlısı ise, pahalı ve lüks telefon onun için bir statü ise onun hayatı kaymıştır, zorlu bir rehabilitasyon tedavisine ihtiyacı vardır.
**
İngiltere başbakanı Disraeli Bismarck’a sormuş: Kafa şişiren ziyaretçileri nasıl bertaraf ediyorsun?.. Adamın ziyareti uzayınca karım geliyor, İmparatorun beni acele çağırdığını söylüyor cevabını vermiş. Bizim böyle bir çaremiz yok, şimdi ne imparator var ne padişah...
**
Fakir salih Müslümanların dualarını almak büyük bir kazanç ve ticarettir.
**
Simit, on adet zeytin, kibrit kutusu kadar peynir, yarım domates, yarım elma... Yanında açık çay. Bunun büyük bir ziyafet olduğunu anlamayan, bundan büyük bir zevk almayan, büyük mutluluk duymayan, şükretmeyen kimselere acınır.
**
Deliler gibi para peşinde koştu, zengin oldu ama parasını zevkle yiyemedi. Zavallı paralı fakir.
**
On beş yaşındaki çocuğa: Dizlerim kireçlendi, oturduğum yerden ayağa kalkmakta zorlanıyorum. Geldiğinizde ayağa kalkamadığım için özür beyan ediyorum, beni afvediniz.
**
Dünyanın 100 büyük mimarlık eseri listesinde yer alan ulu mabetteki cemaatin kıyafeti yürekler acısıydı. Saçma sapan, bazısı yazılı tişörtler, kot pantolonlar, yüzde doksanının başı açık, kimisi Kur’an veya hutbe okunurken cep telefonuna bakıyor. Onların bu haline çok üzüldüm.
**
Bu cümleyi hiç unutmayınız: Siyasal İslam yükselirken, gerçek islamî uygulama geriliyor.
**
Adam üniversite bitirmiş, aydın geçiniyor ve gerçek ile gerçeklik (hakikat ve şe’niyet) arasındaki farkı bilmiyor.
**
Bundan yirmi sene kadar önce sık sık görüştüğümüz bir dostuma bir miktar borç vermiştim. Borcunu ödemedi ve bayramlarda bir telefonla olsun fakiri aramıyor.
**
Kendine hizmet ile dine hizmet bir arada olmaz. Dine gerçekten hizmet etmek istiyorsan kendini (benliğini) aradan çıkar.
**
Edirne’de kıyıda kalmış bir camiin imamı şikâyet ediyor: Namazlarda sadece üç kişi var, civardaki kahveler ise dopdolu... Kabahat kimdedir? Öncelikle imam efendide ve onun Diyanetindedir.
**
İlim, irfan, kültür, ahlak, fazilet, hikmet, görgü ve başarıya vesile olan konularda Müslüman gençleri iyi ve güçlü yetiştiremeyenlerin çok büyük vebali vardır.
**
Herkesin memur olmak istediği bir toplum, bir ülke, bir devlet çökmeye mahkûmdur.
**
İsraf haramdır. Devlet bütçesi ve belediye bütçeleri titizlikle korunmalı, en ufak bir israf yapılmamalıdır.
**
Devlet malı deniz, yemeyen domuz... Bu lafı kim söylemiş, ne zaman söylemiş, niçin söylemiş?
**
O tarihî mekân harika bir yer ama en son gittiğimde çay bayattı, yanında istediğim kuru pastalar bozulmuştu. Bir daha gitmeyeceğim. Teessüf ediyorum.
**
Ehliyetli ve liyakatli eleman yetiştirmeyenler, işleri (emanetleri) ehliyetli ve liyakatli kimselere vermeyenler, dolaylı da olsa vatan hainidir.
**
Bugünkü eğitim sistemimize millî demek için insanın aklını yitirmiş olması gerekir.
**
Singapur’a bir heyet gönderilecekmiş. Korkarım ki, hiçbir şey göremeyecekler, hiçbir şey anlayamayacaklar, faydasız raporlar yazacaklardır. Masraflar ve ümitler de boşa gidecektir.