İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Biz olmasak Avrupa’da ayık gezen genç olmayacak” diyor.

Bu sözleriyle Türkiye’nin “uyuşturucu ile mücadeleye” verdiği öneme dikkat çeken İçişleri Bakanı Soylu bir gerçeğin de altını çizmiş oluyor.

Gerçekten de Avrupa’da “ayık gezen adam” bulmak giderek daha da zor hale geliyor.

İnsan hakları ve özgürlükler gibi mazeretlerin arkasına saklanılarak Avrupa’da uyuşturucu kullanımı giderek yaygınlaşıyor.

Bizim dikkat çekmek istediğimiz nokta ise “böyle bir Avrupa’ya” katılmak için ortaya konulan ısrar ve inat yüklü irade!

Bir yandan Avrupa’nın nasıl sefil bir hayatın içine çekildiği yolunda açıklamalar yapılırken bir yandan da Avrupa Birliği’nin içinde yer almak için her türlü girişim yapılıyor.

Hem “ayık gezen genç bulunamayacak” bir Avrupa’dan söz ediliyor hem de böyle bir Avrupa’nın içinde yer almak için can atılıyor.

Bu ne yaman bir çelişki!

Kuşkusuz aklı başında olan her insanın Avrupa’nın gidişatına bakarak böyle bir birlikten fersah fersah uzak durması gerekir! Ama bizim akılları başlarında sandığımız nice insan ayık gezen adam bulmakta zorlanılacak bir Avrupa’nın değer yargılarının(!) büyüsüne kendilerini kaptırarak kendi değer yargılarını küçük görme gafletine düşmekten kendilerini kurtaramıyorlar.

Uyuşturucu bağımlılığı Avrupa’nın önemli bir sorunu!

Evlilik dışı ilişkiler bir başka büyük sorunu! Bizim güzelim ahlaki değerlerimizi yok sayan Avrupa’nın gayr-i ahlaki yaşam tarzı ise yine büyük bir dert!

Evet, Avrupa gerçek anlamıyla bir ahlaki çöküşe doğru doludizgin gidiyor.

Ve onlar ahlaki çöküşe doğru giderken aramızdan kimileri de ısrarla onlarla beraber olmak için koşuşturup duruyorlar.

Bu neye benziyor biliyor musunuz?

Frenleri patlamış ve yokuş aşağı doğru hızla giden bir otobüse binmek için can atmaya benziyor.

Yahu bu otobüsün ve içindekilerin akıbeti üç aşağı beş yukarı belli iken insan bu araca binmeye çalışır mı?

Aklı olan o otobüsten alabildiğine uzak durmaya çalışır ve içinden kaç kişiyi kurtarabilirim diye düşünür.

Dilek ve temennimiz Avrupa insanı hakkında oldukça sağlıklı değerlendirmeler yapanların onların arasına katılıp katılmama konusunda da aynı şekilde sağlıklı değerlendirmeler yapabilmeleridir. Avrupa hızla sefih bir hayatın içinde yok olmaya doğru koşarken yapılması gereken kuşkusuz bu beladan olabildiği kadar uzak durmaktır.